//JUNG HO YOUNG//
-Sen, sen osun .Taksinin kapısını yüzüme çarpıp neredeyse derse geç kalmamı sağlayan serserisin !
Yüzünde oluşan değişik bir ifadeyle,
-Kendine gelmişsin Ho Young !
Bir dakika adımı nereden biliyordu ve kendine gelmişsin de ne demek oluyordu. Hayal mayal bazı film kareleri gelmeye başlıyordu gözümün önüne .
Kendimi hatırlamak için zorladıkça başımın ağrısı dayanılmaz derecede artıyordu ama aynı zamanda parçalar da yerine oturmaya başlıyordu.
Beynimin içinde yankılanan o isim MİN YOONGİ MİN YOONGİ MİN YOONGİ Bu onun adı olmalıydı. Emin olmayarak ;
-Min Yoon-gi ??
-Sonunda adımı hatırlayabildin baş belası...
Şaşkınlığımı gizleyemiyordum. İkisi aynı kişi olamazdı. Bu imkansız. Biri öküzlüğün dibine vurmuşken diğeri o gece içimi döktüğüm adamdı. Kekeleyerek
-Ssen geçen geceki çocuksun ..??
-Gece sarhoş olduğun için ağzımı açmadım ama madem arkanı toplayanın yok ne diye içersin ki!! Ya kız başına bir şey gelseydi! TAM BİR AHMAKSINNNN!!
Ahmaksın ??! ahh süper beni tanımayan insanlar bile beni eleştiriyorken babama ne diyebilirdim ki. Oldukça sinirli bir şekilde
-Arkamı toplayan insanlardan bile darbe almışken kime güvenebilirim!! Ne yaşadığımı bilmiyorsun!
Şaşkınlıkla suratıma anlamsız bakışlar atıyordu. Bu kadar tepki göstereceğimi tahmin etmiyordu sanırım.
-Sayende ne yaşadığını da gayet iyi biliyorum küçük hanım dedi.
Elimi başıma götürdüm. Nasıl her şeyi anlatırdım tanımadığım birine diye içimden geçirirken konuşmaya devam etti.
-Bu arada gece seni taksiyle kafeye bırakırken çantandan küçük harflerle adının yazılı olduğu bir defter düşürmüşsün. Burada karşılaşacağımızı bilseydim getirirdim dedi umursamaz bir şekilde. Anın şokuyla
-Günlüğümm diye bağırdım.
Yaptığım şeyin şaşkınlığıyla elimi ağzıma götürüp kapattım. Lanet olsun ne diye günlüğüm olduğunu cümle aleme bağırıp duyurmuştum ki. Umarım okumaz umarım okumaz diye aklımdan sayısız defa geçirdim. Aldığım nefesi bile yazmıştım oraya. Okursa rezil olurdum. Toparlamaya çalışarak
-Yani şey... en kısa zamanda almalıyım. Benim için önemli dedim. Sırıtarak
-Telefon numaralarımızı alsak iyi olur. Kader bizi üç kere bir araya getirmiş olsa da bunun dördüncüsü olmayabilir dedi ve göz kırptı.
Telefonunu elinden çektim ve numaramı kaydettim. Somurtarak eline geri verdim.
-Bu iş fazla uzamadan alsam iyi olur. Çünkü kader bizi bir kere daha karşılaştırmayacak dedim. Yoluma devam ederken
-Önemli değil Ho Young diye bağırıyordu.
********
Günler hızla geçiyordu ya da ben Tae'nin yanında zaman nasıl geçiyor anlamıyordum. Bu saçma proje ödevi bizi oldukça yakınlaştırmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Love Likes Coincidences \ bts
FanfictionHer şey bir tesadüfle başlamıştı. Min ha nanın hayatı küçük çaplı çarpışmalarla şekillenmişti. Min ha na hayat dolu bir insandı, hayallerle yaşıyordu. Ta ki içinde bulunduğu fırtına tüm hayallerinin çatısını uçurana kadar. Hayatını mükemmellik üzeri...