Yoongi ne olduğunu anlamaya çalıştı. Kardeşi içeride henüz uyanmamışken bu ikisi ne diye kavga ediyordu öğrenmeliydi. Hoseok'un kolundan tuttu. Aynı zamanda Namjoon'a sert bir şekilde baktı. Dişlerini sıkarak
-Ne boktan hareketler yapıyorsunuz. Ha Na içerideyken... Ne oluyor hemen anlatıyorsunuz! HEMENN!!
Hoseok sinirden gülüp kolunu Yoongi'nin elinden kurtardı.
-Bilmem... Bence Namjoon anlatsın. Hem olanlar en çok da seni ilgilendiriyor nasılsa...
Yoongi sinirli bakışlarını tekrar Namjoon'a kilitledi.
-Ne diyor Hoseok!! Anlat Çabuk!!
Namjoon'un konuşacak hali bile kalmamıştı. Yıkıktı... Tükenmişti...
-H-her şey benim yüzümden.Bu olanlar...Hepsi benim hatam.
Yoongi sinirden Namjoon'un yakasına yapıştı.
-Ne demek hepsi benim yüzümden!!
-Ha Na ... Ha Na'la aramız açılmıştı ve ben durumu düzeltmek için annesiyle konuşmaya gittim.Buluşmaları...Beni yüzümden...
Yoongi sinirine hakim olamıyordu yakasını bıraktığı eliyle Namjoon'a sağlam bir yumruk geçirdi. Hızını alamamıştı. Devam etti. Namjoon karşı koymuyordu bunu hak etmişti. Jimin Jungkook ve Ho Young araya girmeye çalışıyorlardı. Ho young ağlayarak Yoongi'nin önüne geçti.
-Lütfen...Lütfen dur !!! Burası hastane ve içeride kardeşin var Yoongi!! Kendine gel artık!!
Yoongi çıldırmak üzereydi. Araya Ho young girmeseydi Namjoon elinde kalabilirdi. Ho Young önce Namjoon'un yerden kalkmasına yardım etti. Sonrasında Jimin ve Jungkook onu dışarı çıkardılar.
********
Çok geçmeden Dr. Kang Sun yanlarına geldi. Yoongi'ye dönüp
-Annenizin işlemlerini hallettikten sonra Ha Na'yı görmeye girebilirsiniz . Ancak ameliyattan yeni çıktığı için tek bir kişi girebilir .
Yoongi buruk bir şekilde kafasını salladı. Ha Na'yı o şekilde görmeye hazır mıydı?? Ho Young'a döndü.
-Annemi... duraksadı. O kadına anne demek bile garip hissettiriyordu.
-Annemi Busan'a götüreceğim. Nakil işlemlerini halletsem iyi olur.
Ho Young olumlu anlamda başını salladı. Çok geçmeden gelmişti Yoongi.
Gözü hiçbir şeyi görmeden tedbir amaçlı verdikleri bone ve maskeyi takıp Ha Na'nın yattığı odaya girdi. Yavaş yavaş yaklaştı kız kardeşine. Yüreği acıyordu onu öyle bitkin , sargılar içinde görünce.Gözü gibi baktığı kardeşi mum gibi erimişti bir günde... Yavaşca Ha Na'nın hemen yanındaki koltuğa oturdu. Serum bağlı ellerini nazikçe ellerinin arasına aldı. Gözündeki yaşları acı bir gülümsemeyle sildi.
-Ahh Ha Na şu haline bak...
Ellerini ağzına kapatıp hıçkırıklarını tutmaya çalıştı.
-Hem sen böyle boş boş yatmayı sevmezsin ki, yemek yemeden duramazsın mesela şuna bak serumla ayakta duruyorsun... Tanrımm...Kalksana hadi. Bak ben buradayım. Baş belası abin.
Bacağındaki , kolundaki sargılara; yüzündeki çiziklere baktı. Onu böyle görmek... tam bir ölümdü.
Doktorun içeri girmesiyle göz yaşlarını elinin tersiyle sildi.
-Bugünlük bu kadar ziyaret yeterli. Hastamızı fazla yormayalım.
Yanında durmamla nasıl yorulabilir ki saçmalık diye geçirdi içinden ve denileni yapıp kardeşini bomboş odada yalnız başına bıraktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Love Likes Coincidences \ bts
FanfictionHer şey bir tesadüfle başlamıştı. Min ha nanın hayatı küçük çaplı çarpışmalarla şekillenmişti. Min ha na hayat dolu bir insandı, hayallerle yaşıyordu. Ta ki içinde bulunduğu fırtına tüm hayallerinin çatısını uçurana kadar. Hayatını mükemmellik üzeri...