2.2

24 3 0
                                    


//JUNG HO YOUNG//

>HATIRLATMA<

-Neden hayatımdaki insanlar en çok ihtiyacım olduğu zamanda, tam da onlara alıştığımda gitmek zorundalar ki?? O kadar yalnız ve mutsuz hissediyorum ki. Yanlızlığı seven ben şu an birileri yüzünden deli gibi yalnız hissediyorum ne garip. Bana yakın davranma biliyorum sen de gideceksin dedim dalga geçercesine. İşin garip tarafı o gülmüyordu.

-SENİ BIRAKMAYACAĞIM HO YOUNG. SÖZ VERİYORUM SENİ ASLA YALNIZ BIRAKMAYACAĞIM...

--YAZARIN AĞZINDAN--

Söylediği şeyin sonradan farkına varacak ki toparlamaya çalıştı Yoongi.

-Yani sonuçta kız kardeşimin arkadaşısın. Aynı ortamda ister istemez olacağız. Hem kardeşimin yalnız,üzgün bir arkadaşı olması demek onun da üzgün olması demek. Bunu söylerken kekeliyor olması ister istemez Ho Young'un gülmesine neden olmuştu.

Yoongi içten içe sinirlenmişti ama kıza belli etmemeye çalışıyordu. İlk başta gerçek olduğuna inanmasa da pislik herif onu üzmüştü. Keşke günlüğünü okumasaydım diye geçirdi içinden. O zaman ona karşı bu kadar bağ kurmamış olurdu. Ona içindekileri anlatıp rahatlamasını istiyordu. Ama zorlayamazdı. Ho Young'un kendisine karşı ördüğü setin farkındaydı.

 Yoongi kötü alışkanlıkları olan iyi bir çocuktu. Yardıma ihtiyacı olanlara yardım eder eğer aralarında bir bağ olduğuna inanırsa her daim yanında olurdu. Ho Young ' da onlardan biriydi. Ama samimiyetini ona hissettirmiyordu.

Yoongi bitene kadar her şey imkansız görünür derdi kendi içinden hep. Şu an Ho Young'un ona yakın olması imkansız gibi gözükse de elinden gelen her şeyi yapacaktı.

*******

// JUNG HO YOUNG'UN AĞZINDAN//

Sabahın erken saatlerinde telefonumun sinir bozucu alarmıyla gözlerimi lanet ederek açtım. Bugün dersim erken saatteydi ve ben okula adımımı bile atmak istemiyordum. Dün Tae'nin yüzlerce kez aramalarına cevap vermeyip bugün onunla aynı sınıfta derse girecektim. Hayat bana pes etmem için meydan okuyup duruyordu. Ama aksine ben pes etmeyip onun karşısına çok güçlü bir şekilde çıkacaktım. Alarmı erken kurduğum için güzelce hazırlanmaya vaktim vardı. Biraz cesur bir şeyler aradım dolabımda . Üzerimi giyinip makyajımı da yaptıktan sonra kafe kısmına bir şeyler atıştırmak için girdim. Jin'in suratı biraz asıktı . Elimi omzuna koyup

- Sen hiç iyi gözükmüyorsun. Bir sorun mu var?

-Kafe son günlerde oldukça yoğun. Sanırım eleman almamızın vakti geldi . Ama güvenilir biri istiyorum. Ahhh ne yapacağımı bilmiyorum.

-Üzgünüm Jin. Son zamanlarda ben de boşladım. Kendi derdimden seni hiç düşünemedim. ÇOK BENCİLİM!!

-Saçmalama Ho Young! Kendini kötü hisset diye söylemedim. Her neyse. Sana atıştıracağın bir şeyler hazırladım. Çabuk yemeğini ye de git diyeceğim ama bu üstündekiler de ne böyle. Fazla mı cesur dedi göz kırparak.

-Ya saçma saçma konuşma diyip koluna vurdum gülerek.

Bir şeyler atıştırıp taksiyle kampüse ulaştım. Dersin başlamasına fazlasıyla vakit vardı ama dersliğe gidip kafa dinlemek ve Taehyung'la karşılaşmamak istiyordum. Adımlarımı hızlı hızlı atarken köşede beni durmuş izleyen Yeontan'ı gördüm. Hemen yanına gidip sevmeye başladım. Günümün tüm negatifliğini unutturmuştu bile. O sırada Tae'nin sesini duyacağımı hiç tahmin etmiyordum. Dejavu mu yaşıyordum ...?*

Love Likes Coincidences \ btsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin