0.6

61 7 1
                                    


//JUN HO YOUNG //

Alkol almayan birinin anlıkta olsa bir şeyleri unutmaya çalışması çok saçma. Ne yapacaksın unutmak için havuç mu kemireceksin?!! Ben de dün gece aynı bu kafadaydım. O kadar çok içmiştim ki başım çatlıyordu. 

Gözümü açmamla birlikte kafe de olduğumu fark ettim. Bir dakika ben buraya nasıl gelmiştim. Tek hatırladığım şey barda bana sarkıntılık eden çocuktu. Gerisi tamamen silikti...

Zorda olsa ayağa kalmayı başarmıştım. Kendime gelebilmek için kahve hazırladığım sırada Jin oldukça telaşlı ve sinirli bir şekilde yanıma geldi.

- Ho Young dün gece ne oldu? Lanet olsun çok korktum sana bir şey oldu diye.

-Biliyosun işte evde olan her zamanki  kavgalar ...Ben de kafa dağıtmak için bara gittim. Sonrası yok zaten buraya nasıl geldiğimi bile hatırlamıyorum kafeye beni sen mi getirdin ?

-Tanrı aşkına Ho Young daha seni kafeye kimin getirdiğini bile hatırlamıyorsun. Seni yalnız bırakmamam gerekiyor sanırım. Ya başına bir şey gelseydi. O adamı tanımıyorsun bile ya kötü niyetli olsaydı!

Bir dakika kim? Hangi adam? Neden hiçbir şey hatırlayamıyorummm. 

Bakışlarımdan hatırlamadığımı anlayacak ki konuşmaya devam etti.

-Gece oldukça sarhoştun. Yürüyemediğin için o adam seni kucağında kafeye getirdi.

-Bir dakika iyi de kafenin yerini nereden buldu ki? diye sordum.

 Aynı zamanda içimden bana sarkıntılık eden adam olmaması için dua ediyordum.

-Telefonunda son aramalarda beni bulmuş . Gece gece beni arayınca telaşlandım ve hemen telefonu açtım. Ama konuşan sen değildin. Senin çok sarhoş olduğunu ve bu halde tek bırakamadığı için ne yapacağını şaşırdığını söyledi. Ben de kafenin adresini verdim dedi.

 En azından şanslıydım. İyiki Jin hayatımdaydı ve iyiki onunla tanışmıştım. Espriyle karışık

-Biliyor musun bazen aramızdaki yaş farkına lanet ediyorum. Bu yaş farkı olmasaydı seni asla kaçırmazdım. dedim göz kırparak. 

Arada Jinle böyle şakalaşırdık. Kimsede olmayan bir bağ vardı aramızda ve ben bunu seviyordum. Şu an bana çok sinirliydi bunu belli ediyordu  ama aramızın yumuşaması çok sürmezdi. Sakince

-Nedenmiş o? dedi. 

Övülmeyi seviyordu. Ben de onu övmeyi... övülmeyecek gibi de değildi zaten :D

-Hımm bir düşüneyim. Dünyada gördüğüm en yakışıklı yüze , en iyi karaktere sahipsin ayrıca yemek yapmada çok yeteneklisin daha sayıyım mı? dedim göz kırparak. 

-Tamam affedildin dedi ve gülümsedi. 

Ahh gülümsemesine katlanamıyordum. Anın verdiği cesaretle ona kocaman sarıldım.

-Yeter boğuluyorum Ho Young. Biliyorum beni çok seviyorsun ama bırakman lazım. Hem abin seni çok merak etti. Onu arasan fena olmaz .

 Doğru abim aklımdan tamamen çıkmıştı. Çok telaşlanmıştır eminim. Hiçbir şey söylemeden evden çıkıp gitmiştim. Tam o sırada içeri Tae girdi. Jin yine suratını somurtarak

-Geldi yine seninki !

Nerden benimki oluyordu ki?!! Telaşlı bir halde yanıma geldi ve sarıldı. Ahh neden bana sürekli sarılıp duruyordu ki.

Love Likes Coincidences \ btsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin