2.1

30 3 0
                                    

//JUNG HO YOUNG//

Abimi kafeden yolcu ettikten sonra kafa dinlemek için karanlık akşamda ay ışığı altında yürümeye başladım.Yemek olmadan şuradan şuraya gidemeyen ben Jin'le yemek yedikten sonra ağzıma tek lokma almamıştım. Yorgundum, bitkindim... hiçbir şey düşünemiyordum. Ağlamaktan gözlerim davul gibi olmuştu. Ve işin garip tarafı Taehyung gereksiz özgüveniyle onca şeyden sonra durmadan telefonumu arayıp duruyordu. Neden ?? şu an yaşadığım kaçan kovalanır hesabı mıydı? Telefonun titreşimi o kadar sinirlerimi bozmuştu ki tamamen kapattım. Ayaklarım beni her zamanki yere, sahile getirmişti. O kadar yorgundum ki ayaklarım bedenimi taşıyamayacak duruma gelmişti. O sırada duyduğum motorsiklet sesiyle kafamı o yöne çevirdim. Gelen kişi Yoongi'ydi.

-Hey Ho Young bu saatte dışarıda tek başına ne yapıyorsun !!

Cevap verecek halim bile yoktu. Bana doğru sert adımlarla ve tedirgin yüz ifadesiyle yaklaşmaya başladı.

- Ho Young sen iyi değilsin!!

Neden hep olmadık zamanlarda karşıma çıkıyordu ki?! Yeterince üzgün ve asabiydim. Tüm sinirimi ondan çıkartabilirdim.

-Sanane ! Hem bu senin neden umurunda ki?! RAHAT BIRAK BENİ!!

Sinirlenmişti. Sinirden gülüyordu bariz belliydi.

-Hah bana baksana sen. Biliyor musun aslında zerre umurumda değilsin. Sen olduğun için değil yanlış anlama sakın! İnsanlık yapmaya çalışıyorum . Nasıl gözüktüğünden haberin var mı senin. Tam bir BİTİKSİN!! Böyle yapmaya devam edersen yanında kimse kalmayacak seni ahmak!!

Sesi yükselmişti ama doğru düzgün duyamıyordum bile. Benliğimi kaybedecek gibiydim. İçimden kendime kızmaya başladım. Sabahtan beri bir şey yemediğim için büyük bir ihtimalle kan şekerim düşüyordu. Yavaş yavaş durduğum yerde sendelemeye başladım. Gözüm kararıyordu. Aniden kolumdan tutmasıyla ilginç bir şekilde güvende hissettim. Hep böyle zamanlarda yanımda olmayı nasıl başarıyordu ...?

-Hey Ho Young iyi misin! Tam bir baş belasısın Ho Young. Tam bir baş belası....

Kime güvenip kime güvenmeyeceğimi artık bilmiyordum. Bu yaşadığım olaydan ders çıkarmalıydım. Alt tarafı kaç kez görüşmüştükte ona güveniyordum. Az da olsa kendimi toparlamaya çalıştım.

-Bırak kolumu! Rahat bırak beni. GİT!!

-Şu an bu kadar kötüyken nasıl bırakacağım söylesene ?

Beni boş bir banka oturttu.

-Burda akıllı akıllı otur. Tanrım şu hale bak küçük bir kız çocuğu gibi trip atıp duruyosun. Şu ilerdeki kafeden şeker alıp geleceğim. Belli ki şekerin düştü. Sakın bir yere ayrılma!

Göz devirerek

-Sanki bu halde kalkıp nereye gidebilirim ki dedim beni duymamasını umarak ama duymuş olacak ki sırıtıp koşarak kafeye doğru ilerledi.

Çok geçmeden elindeki şekerlerle yanıma oturdu. şekerleri elime tutuşturdu.

-Beni rahat bırakmayacaksın dimi dedim bıkkınlıkla.

-Yanında olmaya çok mu meraklıyım! Kız kardeşimin en yakın arkadaşlarından birisin. Seni bu halde bıraktığımı öğrense çenesinden kurtulamam.

-Biliyor musun Min Yoongi bu hayatımda duyduğum en saçma bahane... şu an seninle uğraşmak istemiyorum.

Dalga geçerek;

Love Likes Coincidences \ btsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin