Her şey bir tesadüfle başlamıştı. Min ha nanın hayatı küçük çaplı çarpışmalarla şekillenmişti. Min ha na hayat dolu bir insandı, hayallerle yaşıyordu. Ta ki içinde bulunduğu fırtına tüm hayallerinin çatısını uçurana kadar. Hayatını mükemmellik üzeri...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Hoseoku aradım. Telefonu açmış uykulu olduğu için karşıdan ses almamıştım.
- Hoseok uyuyor musun ?
- Hım evet saat çok erken okul yok yani uyumam için bir sebep yok.
- Artık var hadi uyan buluşalım.
- NE!Bu saatte hana rüyanda beni mi gördün? dedi imalı sesiyle.
- Ah hayır ama gerçeğini görmek istiyorum hemen hazırlanıyorsun ve vakit geçireceğimiz bir yer buluyorsun ve konum atıyorsun .Abimler uyanmadan evden çıkmalıyım hadi . deyip telefonu yüzüne kapattım.
Böyle davranmak kaba olabilirdi ama yumuş davranınca ağırdan alırdı.
Yavaşça mutfağa gittim kendime tost ekmeği arasına çikolata sürdüm birde muz koydum.Tam kahvemide almış gidecekken kapıda uykulu jimini gördüm.
- Hayırdır güzellik. Nereye kargalar bile uyanmadan. Çatallı çıkan sesi yüzünden sesi yüksek çıkıyordu.
- Susmazsan abimde uyanacak susar mısın?
- Tamam nereye gidiyorsun o zaman söyle yoksa ..
Demeden jungkookta kokuları duyup mutfağa saçı dağılmış halde geldi. süper ya abimde gelirse şaşırmazdım.
- Hana en sevdiğim kahvaltıyı yapıyorsun ama bana yok küstüm. Elimdekinden ısırık alıp höm sön nöröryö gödöyön .
Sinir kat sayım atmış onların sorularına maruz kalıyordum.
-HOSEOKLA BULUŞUCAM ama siz tüm heyecanımı her şeyimi aldınız.
Kapıda abimi görmemle sesim içime kaçtı.
- Ne oluyor burada ne bu ses ne zıkkımlıyonuz bana da verin.
Duymamıştı. Şükür şuan kıl payıyla kazandığım için hayata güzel şeyler söylüyordum.
Elimdeki tostun diğer yarısını da alınca elimdeki kahveyide jimine uzattım. Tüm iştahım kaçmıştı.
- Hana nereye sabah sabah tüm evi kaldırmanın sebebi ne ?
Sıçmıştım. Hemde mükemmel şekilde.
- İşim var dışarıda.
- Onu anladık . Ne işi ? Kiminle?
- Ne diye söylicem ben sana hesap soruyormuyum hiç.
- Sorabilirsin her şeyi söylicek kadar cesurum.
Bu fırsatı değerlendirmem gerekti.
- Ho youngu neden öptün? Onu seviyor musun ?
Abim sorduğum soruyla gözlerini bana uzatmış. Boğazında kalan yemekle hıçkırmıştı.
