//MİN YOONGİ//
Gözüm masanın üstündeki küçük deftere ilişti. Her satırını tek tek okuyup kendi hayatımdan da parçalar bulduğum o küçük deftere... onunla çok benziyorduk bunu inkar edemem. Aile hayatımız , kardeşlerimiz...
Kaç gün geçmişti hatırlamıyorum. Ne onla tekrar karşılaşa bilmiştim ne de o zahmet edip günlüğünü almak için beni aramıştı. Neden umurumdaydı bilmiyorum ama onu arayıp bir an önce günlüğünü almasını söyleyecektim. Telefondan numarasını çevirdim. Bıkkın bir şekilde
-Günlüğünü almaya niyetin yok galiba. Her dakika günlüğünü al diye peşinde koşacak değilim. Bugün müsaitim kafedeysen oraya geliyorum. Daha fazla uğraşamam! Dedim ve cevap vermesini beklemeden yüzüne kapattım.
Bugün bu işi hal etmeliydim. Öbür türlü günlüğü her gördüğümde yaşadıkları anlamsız bir şekilde aklımı kurcalayıp duruyordu.
Ailesi ve hoşlandığını yazdığı şu gerzek çocuk... büyük bir ihtimalle kafede gördüğüm çocuktu.
Hemen hazırlanmaya başladım. Her zamanki gibi siyah ne bulduysam üzerime geçirdim. Siyah beni temsil ediyor. Karanlık, soğuk ve hüzünlü... o yüzden neredeyse her şeyim siyahtır.
Sonunda kendimi dışarıya attım. Önümden geçen ilk taksiyi durdurdum. O an aklıma o gece geldi ve tebessüm etmeme engel olamadım. Çok şapşaldı .
Elimdeki günlüğe baktım. Belki de onla bu son karşılaşmamız olacaktı ve onun da dediği gibi kader tekrar bizi bir araya getirmeyecekti. Öyle de olmalıydı...
O saçma yazdığı günlük kafamı karıştırıyordu. Bu işi bugün bitirecektim.
Taksi kafenin önünde durduğunda ellerini önünde bağdaştırmış derin düşüncelere dalmış Ho Young'u gördüm. Geldiğimi bile fark etmemişti. Saçma salak sırıtıp duruyordu. O gerzeği düşündüğü apaçık ortadaydı. Günlüğün başlarında aşka asla inanmayan varlığını bile kabul etmeyen bir insan olduğunu yazınca bana ne kadar benzediğini düşünmüştüm. Ama şu an tam tersi bir şekilde salak aşıklar gibi etrafta dolaşıyordu. Onun için üzülüyordum. Erkekleri tanımıyordu. Sonunda üzülecek Ho Young olacaktı. Aramızdaki mesafeyi koruyarak
-Bu soğukta beni fark etmen için kaç dakika daha beklemek zorundayım acaba deyip göz devirdim.
-Şey kusura bakma dalmışım. Gelsene sana kahve ısmarlayayım hem biraz ısınmış olursun.
Beklediğimin aksine fazla kibardı ve bu durum hiç hoşuma gitmemişti. Bir insan nasıl hemen değişebilirdi ki?!! Cevap vermeden onu takip ettim. Zaten fazla ve boş konuşan insanlardan oldum olası nefret etmişimdir o yüzden çok konuşmayı seven bir insan olduğum söylenemezdi.
-Ne içersin ?
-Americano iyi olur dedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Love Likes Coincidences \ bts
FanfictionHer şey bir tesadüfle başlamıştı. Min ha nanın hayatı küçük çaplı çarpışmalarla şekillenmişti. Min ha na hayat dolu bir insandı, hayallerle yaşıyordu. Ta ki içinde bulunduğu fırtına tüm hayallerinin çatısını uçurana kadar. Hayatını mükemmellik üzeri...