4. Bölüm

100K 3.8K 1.4K
                                    

-Barış -

      Karakoldan arıyoruz dediklerinde kalbim atmayı bıraktı. Kesin kaza yaptılar birine bir şey oldu dedim.

     Ehliyetsiz araba kullandığı ve reşit olmadıkları için tutulduklarını öğrendiğimde, kan basıncım normale döndü.

     Arda ya kızacak halim yok. Ben de reşit olana kadar babamın arabasını az kaçırmamıştım.

    Kızdığım konu; o üç yavşağın, arabamda ne işi olduğu?

    Karakolda ilk dikkatimi çeken, Gamzenin etek boyu, ikincisiyse o üç ergenin beneklime aç bakışları oldu. Akıllarından geçenleri bilmek için müneccim olmaya gerek yok.

   Ben arabaya doğru hızlı adımlarla yürürken o ikisi de kafalarını öne eğip arkamdan takip ettiler. Karakoldan beri tek kelime etmemem onları korkutmuş olmalı. Çaktırmadan dikiz aynasından baktığımda kuzu gibi otuyorlardı.

- "Yarın Cumalıkızık köyüne kahvaltıya gidelim mi?"

- Ne?

- "Ne?"  aynı anda atladılar.

- "Ufo görmüş masum köylü gibi bakmayın. Yarın cumartesi, değişiklik olsun dedim. İyi lan demedim bir şey, bakmayın mal mal."

Arda;
- "Abi sen bana kızmadın mı?"

Gamze;
- "Gerçekten götürür müsün?"

Arda;
-"Melis de gelebilir mi?"

- "Bir: evet kızdım ama ehliyetsiz yakalandığına değil, o üç çüksüzü arabama aldığına.

İki: Gerçekten götürürüm beneklim.

Üç: Melis de gelebilir."

                           ....

     Evimiz 3 kattan oluşuyor. Giriş katında otopark ve ahşap atölyesi var.

     Babam, hazır mobilya piyasasıyla baş edemeyince yıllar önce kapattı atölyeyi. Fabrika işçisi oldu. Artık çalışmana gerek yok, emekli de oldun, benim kazandığım yeter dersem de beni dinlemiyor. Gurur konusunda kime çektiğim belli.

    Otoparkın otomatik kepenklerinin açılmasını beklerken Ardaya döndüm;

-"Arda sen eve geç, ben de birazdan gelirim."

Ardanın piç sırıtması, sert bakışıma toslayınca anında kayboldu.
Gamze de kapıya yönelince "sen kal" dedim. Ama beni hiç iplemedi indi, bir de kapıyı çarptı.

Sokaktaki kavgamızdan sonra hiç konuşmamıştık. Ne yani, özür mü bekliyor? Bir haftadır onu yatağımda hayal ediyorum. Benim ne halde olduğumu umursuyor mu?

Bilmiyor ki !

Arabayı park edip, Gamzeyi bahçe kapısından çıkmadan yakaladım.

- "Sana bekle demiştim."

Onu verandanın kör noktasına çektim. Şimdi bizi kimse göremez.

- "Seni hâlâ affetmedim Barış!"

- "Haklısın hak etmediğin şeyler söyledim. Ve özür dilerim."

Bu kavganın en iyi getirisi, artık bana sadece adımla sesleniyor oluşu.

- "Elbisen çok kısa, dar ve baştan çıkarıcı. Bu havada götün başın donacak. Bunu giyerken aklın neredeydi. O aç itler sana nasıl bakıyordu görmedin mi?"

- "Bana kimin nasıl baktığı umurunda mı? Ayrıca haklısın donuyorum. Önümden çekilirsen, hemen eve gideceğim."

    Üzerimdeki uzun kaşe kabanı çıkarıp ona giydirdim neredeyse dizlerine kadar geldi. Kabanı üzerine sardım ama kendimi geri çekemedim. Nefesi yüzümü okşuyorken nasıl uzaklaşabilirim ki!

BENEKLİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin