BENEKLİ

32. Bölüm

   Yanıyor buralar. Cidden hava çok sıcak. Tıpkı benim bölüm gibi🔥❤ keyifli okumalar.. 🤗

-Gamze -

  -" Meloş yardım edeyim mi?"
-"Ah benim güzel gelinim. Gelmiyorum deseydin inan çok üzülürdüm. " üzerindeki önlüğü çıkarıp kocaman sarıldı.
   Olcay beni eve bıraktığında  zile basmadan önce telefonum çalmıştı.  Melahat anne "bu akşam yemeğe bizdesin itiraz istemem" demişti.  Zaten bu akşam gidecektim oraya. Mağlum, Barışla birlikte hangara gideceğiz.
  Zeynep hanım da güzel yemek yapıyor ama Melahat anne efsane. Masada gördüklerime bakarak söylüyorum kadın döktürmüş gene.
   -" Fırındaki börekleri çıkar, sütlaçları at. "
  -" Ağzından bal damlıyor anne. Börekle aklımı aldın, sütlaçla tam kalbimden vurdun. "
-" Önceden sadece sen seviyorsun diye yapıyordum, artık daha bir sık yapar oldum. Barış da birden sütlaç sevmeye başladı nedense!"
   Kızarma Gamze!, sakın renk verme. Kadın yem atıyor sana.
Yanağımda hissettiğim dişlerle ufak bir çığlık attım.
-" Yine niye kızardın beneklim? "
-" Ya Barış, ödümü kopardın. Hiç te bile kızarmadım ben. "
-" belli.. belli, ooo sütlaç mı var ? bayılırım. "
   Melahat anne tutmaya çalıştığı kahkahasını koyverdi. Sadece mutfak değil bütün ev inlemiş olacak ki Arda da kadroya dahil oldu.
-" Ooo eğlence var var beni çağırmıyorsunuz."
-" Hadi herkes masaya, uzun zamandır böyle gülmemiştim, iyiki geldin Gamze."
  Sarayın maskotu gibiyim yeminle..
Yemekler enfes, hepsinden yiyebilmek için porsiyonlarımı küçük tuttum. Bir de Barış bıraksa daha rahat yiyeceğim. Karşısında oturunca bana bakıp,  utandıracağını bildiğimden yanına geçmek gibi bir hata yaptım. Bu seferde eli hiç rahat durmadı.

-" çek elini Barış, senin yüzünden lokmamı yutamıyorum."
-" Niye? Heyecanlanıyor musun?"
-"Sen öyle dokununca içim bir hoş oluyor. Ana varana kıvılcım gönderiyorsun "
  Bunu bu kadar açık söyleyeceğimi tahmin etmiyor olcak ki bacağımı okşayan eli anında durdu. Gözlerini bana kitleyip ağzındaki lokmayı yavaşça yuttu. Barışın Benim üzerimdeki etkisi inanılmaz, adam beni yuttu sanki.
  -" Yarın mobilya işini halledin oğlum."
Melahat annenin sesi aramızdaki çekimi sonlandırdı. Telefona gelen mesajı açtım ben de.

Olcay: çok gerginim Gamze. Bu gece beni yalnız bırakma ne olur.

   Barış aklımı başımdan aldı, daha hangara gideceğiz. Barış'ı apar topar kaldırdım masadan. Evden çıkmadan saklama kabına börek koymayı da ihmal etmedim. Yemesem aklım kalacak.. Melahat anne de Ahmete götüreyim diye sarma ve kurabiyeleri paketledi yanıma.
   Arabada giderken beni de heyecan sardı.
-" Ne konuşacak Ali, senin haberin var mı? "
-" Var"     Ne? Yalan mı söyleyim?
-" eee?
-" Benim söylememi isteseydi. Git, Gamze anlatsın derdi."
-" Senin niye haberin var?  sonuçta arkadaşı olan benim."
-" boşuna tiplere girme koca bebek. Bana Ali anlatmadı. "
-" Bir kişinin  daha haberi var yani?"
  Offf, iş iyiden boka sarmadan, açık vermeden konuyu kapatmam lazım.
-" Seni özledim. "
-" He?"
-" Seninle uyumaya, kokunla uyanmaya alışmıştım. "
Araba biraz yalpaladı sonra toparladı.
-" Gamze bu akşam benimlesin kaçarın yok. "
-" Ama.."
-" Hangarda kalırız."
   Aslında fena fikir değil ama biraz nazdan zarar gelmez. Ali mevzusunu unuttu safım.
-" Bilmiyorum.. "
-" Hiç boşuna kıvırma. Az önce sen de itiraf ettin."
-"Neyi?"
-" Bensiz yapamadığını."
-" Ben öyle birşey mi dedim.? Özledim dedim sadece. Hem evlenelim diye tutturan sendin , kim kimsiz yapamıyormuş görürdük.."
   Arabanın durduğunu, eğilip dudaklarıma kapandığında fark ettim. İnsafsız öyle güzel öpüyor ki ayrılmak imkansız. Elleri rahat durmayıp aşağılara kaydığı an kendi geri çekti. O çekti o , ben değil!
-" Çok konuşuyorsun ve beni çok fena kudurtuyorsun. "
-" şey.. Barış,  bu akşam birlikte uyumasak mı? Bırak uyumayı aynı odada bile kalmamalıyız."
-" Sen de kendine güvenemiyorsun di mi?"
  Buna verecek cevabım yok çünkü az önce ileri gittiği halde onu durduran ben olmadım, o kendini çekti.
  Hangara en son varan biz olmuşuz. Herkes çoktan gelmiş. Elimdeki kapları gören Ahmet, koşar adım yanıma geldi.
  -" Yengelerin bir tanesi ne getirdin bana?"
-" Melahat anneden selamlar Ahmetçim. Börekten bana ayırmazsan öldürürüm seni ona göre."
  Balayından yeni dönen Suna ve Keremin yanına gittim. Kanepede yeterince yer yokmuş gibi iyice sokulmuşlar birbirine. Suna beni farkedip ayağa fırladı. Kolumu ikisine de atıp aralarına oturdum. Kaynana gibi girdim aralarına.  Keremin hoşnutsuz homurtuları, Suna nın kıkırtıları müthiş bir haz verdi.  Gelecekteki gelinlerim yada damatlarım korkun benden.
  Ali kanepede oturmuş gerginlikten parmaklarını çıtlatıyor . Gözlerim Olcayı aradı. Mutfakta çayları hazırladığını görünce yardım için yanına gittim.
-" Kolay gelsin hemşire."
-" Gamze çayları sen dök kuzum.  Elim ayağım titriyor."
-" Önce sakin oluyoruz canım. Suç işlemişiniz gibi duraktan da vazgeçin.!"
  Gözlerimle Aliyi işaret ettim.
-" Şimdi sen git Alinin yanına otur. Öyle uzağına değil, tam dibine. Dik dur ve gözlerine bakıp gülümse. Eminim şuan korkak bir sevgiliye değil, kendinden emin, arkasında duran birine ihtiyacı var."
-" Arkasında duran derken?"
-" Hay ebeni Olcay.. Sizin şeyinize başlıcam ha.."
-"Tamam tamam kızma benekli, beni kendime getirdin, iyiki yanımdasın."
   Sırıtarak gidip, dediklerimi harfiyen yaptı. Bundan cesaret alan Ali de parmaklarını kırma işlemini bırakıp sesini ayarlamak için boğazını temizledi. Herkes pür dikkat kesilmiş Aliye bakarken ben de çay faslını sonraya bırakıp, Alinin diğer yanına oturudum. Ali kafasını çevirip bana gülümseyince aynı şekil karşılık verdim.
Ali -" Beyler, siz benim ailemden sonra gelen en önemli insanlarsınız. "