23.Bölüm

50K 1.8K 78
                                    

-Gamze -

Şimdi, annemin babamdan ne farkı kaldı?
Barışa kızamaya hakkım var mı?
Hayır!
O sadece doğruları söyledi. Mal demese iyiydi ama...
Türkiye'ye döndüğümde gidebileceğim, Barış'tan başka ailem kalmadı. Annem de, babam da hayatı kendileri için yaşıyorlar. Kendi istekleri, zevkleri için.. Yok yok midem daha fazla kaldıramayacak.
Şuan sadece uyumak istiyorum. Yarın çok işim var. Telefonun alarmını 7 ye kurup yattım.

Sabah uyanır uyanmaz, eşofmanlarımı giyip çocukların odasına gittim.
-" Hadi kalkın uykucular. "
Yorganı kafalarına kadar örttüler.
-" Size sosisli, kaşarlı omlet yapacağım. "
-" Ben uyandım bile Gamze abla."
-" Yaaa yerim ben seni. Hadi, şofmanlarınızı giyin. Sizi bahçede bekliyorum."
Odadan çıkmadan önce, gözüme kestirdiğim sert futbol topunu almayı da ihmal etmedim.
Önce Sarp geldi, sonra da Murat.
-" Siz ikiniz ben tek. Şu iki ağacın arası kale olsun. 3 gol atan kazanır."
Birinci gol, ikinci gol.. Bu bebeler top oynamayı hiç bilmiyor. Ne çalım atmaktan haberleri var, ne de top sürmekten. Mahalledeki arkadaşlarıma selam olsun, ben de fazla iyi oynuyorum.
Okula gitmeyecek olsalar, biraz birşeyler öğretebilirdim. Neyse, hafta sonu oynarız artık. Şimdi planıma dönelim. Son golümü bilerek, odamın camına hedef aldım. Şut ve.. eee? Cam kırılmadı! Çatlamadı bile. Moralim bozuldu..
-" Yeter bu kadar çocuklar, elinizi yüzünüzü yıkayın, odama gelin. "
Oğlanları arkamda bırakıp, koşarak odama çıktım. Baktım, camda çatlak bile yok. Psikopat adam, ne diye bu kadar dayanıklı cam yaptırdın ki? Elime tencereyi aldım. Kolumu iyice gerip, gelişine vurdum cama. Kırılmadı ama çatlatmayı başardım.
Çıkan sesten korkan halam ve Ayşe abla odaya daldılar.
-" Ne oldu Gamze? "
-" Çocuklara birşeyler hazırlıyordum, tavayı alırken ayağım kaydı. Tencere elimden fırlayıp cama çarptı. Çok özür dilerim, sanırım camı çatlattım. "
-" Ne camı güzelim? sana birşey olmadı ya, önemli olan o. Kadir şimdi birilerini ayarlar, gelip yenisini takarlar."
Çocuklara söz verdiğim omleti yaptım. Onlar daha yerken, camı değiştirmeye geldiler. Bu ne hız?
Ama gelen adamların Alman olacağı aklıma gelmemişti.
-" Murat, söyle şu adama, yatağımın etrafına cam oda istiyorum. Yatak odası gibi, kapısı falan da camdan olsun."
Murat, dediklerimi adama tercüme ederken, ben de el kol hareketiyle ne istediğimi anlatmaya çalıştım.
Anlamış olacak ki, kafasını sallayıp gitti. 1 saat sonra tekrar geri geldiğinde, 6 adamla birlikte büyük blok camları içeri taşıdılar.
Çıkan sonuç harika. Artık, yemek kokuları yatağıma sinmeyecek.
Odamın içinde camdan bir oda daha oldu. Halam pilatesten döndüğünde, ona da büyük şok oldu. İyi bir şok..
-" Harika olmuş Gamze, benim niye aklıma gelmedi ki? "
Halam odadan çıkınca, Ayşe abla yanıma geldi.
-" Camı kırmana gerek yoktu benekli! Söyleseydin, halan zaten yaptırırdı."
-" O zaman eğlencesi olmazdı!"
-" Haklısın! "
Yüzündeki gülümseme, yeni bir müttefikçim olduğumun göstergesi.
-" Ayşe abla işlerini bitirince bana yardıma gelir misin? Mantı yapacağım. "
-" Ooo, Kadir bey bayılır. Kesin kuduracak. "
-" Amacım da bu!"
Ben mantı hamurunu yoğurup dinlendirmeye bıraktım. Kıyma harcını hazırladım.Yarım saat sonra da, Ayşe abla elinde oklava ile geri geldi.
Bol dedikodulu bir sohbet eşliğinde, yaklaşık 2 kilo mantı sıktık. Ayşe abla hakkında oldukça şey öğrendim. Bir kere çok edepsiz bir kadınmış. Dışarıdaki korumaların çoğunu elinden geçirmiş. Ciddiyim, hem ağzı bozuk hem kendi. Bende birşey var galiba, hep böyle insanları çekiyorum kendime!
-" Abla bunlar Alman değil mi? Bul bir Türk, evlen!"
-" Ne evlenicem be! Kadir beyi gördükten sonra evlilikten soğudum. Hem bunların hepsi Alman değil ki, çoğu Türk! Ayrıca Almanlardan bir s.kim olmaz. Patrondan korkularına, gereksiz kibarlık yapıyorlar. Ama bizimkiler öyle mi?, patron duyar diye hiç takmıyor.."
-" Abla yeter! Ayrıntılara girme gözünü seveyim. Bak zaten sevgilimden uzağım. Gereksiz yere ateş bastırma bana!"
Mantıyı haşlayıp, sarımsaklı yoğurdu hazırladım. Ayşe abla, tarafı belli olmasın diye, çocuklar gelmeden bir tabak sarımsaksız mantıyı yiyip gitti.
Ben de pencere kenarına gidip, oğlanların gelişini bekledim. İşte geldiler! Koşturduklarına göre, mantı yapacağımı unutmamışlar.
İçeri girer gelmez soluğu benim odamda aldılar.
-" Beyler, önce eller yıkanıp, üst baş değiştirilsin!"
3 dakikada giyinip geri geldiler. Sarp'ın atlet dışarda, tişört ters.. Kıyamam ya, çok seviyor beni, ya da mantıyı.
Küçük adamlarım ikinci tabağa geçtiğinde kapı çaldı. İşte beklenen an!
Ağır adımlarla gidip, kapıyı yine ucundan açtım. Halam ve eniştem kapı eşiğinde kasap kedisi gibi bekliyorlar. Pist ..
-" Halacım mantı mı yaptın?"
-" Evet "
Kadir enişte-" Biz de yicez!
-" Bitti."
Halam-" Adamcağızın canı çekti. Biryeri şişecek , bari azıcık yiyelim."

BENEKLİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin