Kızlaaar,
Bu bölümde hikayemize yeni bir karakter ekleniyor. Bakalım onu sevecek misiniz?
Keyifli okumalar 🤗 😘-Gamze -
Doğum sonrasında hemşire bebeği alıp, bakım odasına götürdü. Tabi ben de arkasındayım.
Bebek odasının cam duvarından içeride bulunan 12 bebeğin içerisinde minik bir Kerem avazı çıktığı kadar bağırıp ağlıyor. Nokta gibi bir burun, iki yumuk göz, bembeyaz pamuk yüzünü çevreleyen kumral saçlı bebek, ben keremin oğluyum diye bağırıyor sanki.
Hemşire, bebeği evire çevire silip bir çırpıda giysilerini giydirdi. Biz olsak o kürdan kolları tutmaya korkarız kırılır diye. Demekki çok da hassas olmaya gerek yokmuş. Bunu aklımın bir kenarına yazdım. Hemşire içeriden bebekle çıktığında hemen yanında bittim.
-" Odaya ben götürebilir miyim.?"
Hemşire tek kaşını kaldırsa da doğumaki ikna performansımı düşünüp bebeği benim kollarıma bıraktı. Ama yine de odaya girene kadar yanımdan ayrılmadı. O da haklı tabi, bebek kaçırma olayları çok fazla gündemde.
Odaya girdiğimde, yorgun düşmüş Suna, yatağında yatıyordu. Kerem de başında saçlarını okşayıp, ona ne kadar güçlü bir kadın olduğunu ve hayranlığını dile getiriyordu.
Barış, Kerem'le dalga geçse de bence adam güzel seviyor.Ahmet ile Barış ortalıkta görünmüyor. Kerem beni farkettiğinde ayağa fırlayıp yanıma geldi.
-" Keremcim, oğluna merhaba de!"
Bebeği ona uzattığımda geriye doğru iki adım attı. Duvara yaslanıp yere çöktü.
-" Ben şimdi baba mı oldum.? " diyerek hüngür hüngür ağladı. Sonra tekrar ayağa kalkıp bebeğini kucağına aldı. Kokusunu içine çekip, burnunu minik tombul yanaklara sürttü.
Kerem, Sunanın yanına doğru giderken ben de odadan çıkıp onları yalnız bıraktım.
Sürekli bebek dememin sebebi, Kerem ve Sunanın hala bir isme karar verememiş olmaları. En son iki isim arasında karar vermeye çalışıyorlardı.
Sağ elimi karnımın üzerine koydum. "Ben de seni sabırsızlıkla bekliyordum bebeğim."
Şimdi, benim meteor taşım nerede?
Sırt çantamın en dibine atmayı başardığım telefonumu zor bela bulup arama tuşuna bastım.
-" Herşey yolunda mı beneklim?"
-" Yolunda canım merak etme. Çekirdek aileyi yalnız bıraktım, kafeye geçiyorum."
-" Yuh!Arkadaşın doğum yapmış, sen hala iş diyorsun. "
Barışa laf anlatmak çok zor, durumu en sade haliyle özetlemeye çalıştım.
-" Bebeğin annesine ihtiyacı var. Suna'nın bir yanında Kerem, bir yanında annesi var. Dolayısıyla bana ihtiyaç yok canım. Dükkana yeni bir eleman almak için ilan vermiştik. Bu akşam görüşmeye gelecekler."-" Ben de gelirim!"
-" Gelme desem? "
-" Yine gelirim."
Uzatmanın bir anlamı yok. Barış kafasına koyduğunu yapar.
Yasemin ablayla Damla sağolsunlar, bizim arkamızdan dükkanı çiçek gibi temizlemişler. Heryer düzenli ve pırıl pırıl.
Barışın doğum günüm için aldığı pırlantalı saate hâlâ alışamayıp duvardaki saate bakıyorum. Geç kalmayla ilgili bir fobim var. Tuvalet ve banyo dahil evin her odasında saat olunca kol saatine ihtiyaç duymuyorum. Aksesuar olarak gayet şık olduğu için de kolumdan çıkarmıyorum.Ceketimi çıkarıp vestiyere astım. Cam kenarındaki masayı, gelen adaylarla görüşmek için düzenlemeye başladım.
Bir sürahi ev yapımı limonata ve iki şişe suyu dolaptan çıkarıp, bardaklarlarla beraber masanın en soluna koydum. Sabah yapılan kurabiyelerden kocaman bir tabağa karışık olarak yerleştirdim. Bunu da masanın tam ortasına koydum. Birkaç adet boş kağıt ve kalemi de önüme alıp adayları beklemeye başladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BENEKLİ
RomansaO kızıl güzel, masamıza ilk oturduğu an içime kor bıraktı. Onu asla kardeşim olarak görmedim. Yüzündeki her bir çilin yerini ezbere biliyorum. Bir gün benim olacak. Tek yapmam gereken büyümesini beklemek. - Komşu çocuğu Barış- ...