°45°

6.8K 515 172
                                    

Alo Namjoon.. hemen birini ara bize gel oğlum. Sarah o... iyi değil... o bayıldı.. çok kötü lütfen Namjoon birşey yap"

Bir kaç cümleyi zorla söyleyerek kızını kucağına alarak hemen aşağı indirmişti.

Kapının zilini duyduğunda hızla kapıyı açarak kızının yanına dönmüştü. Şanslıydı Namjoon zaten onlara geliyordu. Namjoon baygın yatan kızı hemen kucağına alarak arabasına götürmüştü. Kalbi sıkışmıştı.

Onu bu şekilde görmekten nefret ediyordu. Hiçbir şey sormadan, hiçbirşey söylemeden üçüde hastaneye doğru yönelmişti.

Sarah
Gözlerimi araladığımda arabada olduğumu fark ettim. Namjoon ve annem hemen yanımda oturmuştu.

"Sarah iyi misin?"

Konuşmak istemiştim ama boğazım kuruduğu için sadece başımla onayladım.

"Hastaneye gidiyorduk çok korktuk kızım. Sonra kendine gelmeye başlayınca arabayı durdurduk. Gerçekten iyi misin?"

Yine başımla onaylamıştım.
"E..eve gidelim"

Zar zor iki kelimeyi bir araya getirmiştim.
Namjoon başıyla onaylayarak arabadan indi ve sürücü koltuğuna geçti.

Annemin yardımıyla doğrularak oturdum ve dışarıyı seyretmeye başladım. Konuşmak istemiyordum. Kimseye birşey açıklayamayacaktım kii ne önemi vardı.

~

Evet şuan ikisininde bir açıklama beklemesi gerekiyordu ama hiçbiri birşey sormamıştı. Belkide delirdiğimi falan düşünüyorlardır.

"Kızım en iyisi ben seni Namjoonla yalnız bırakayım. Belki konuşacaklarınız vardır"

İşte buna şaşırmıştım. Sanırım annem üçü arasında en yakın Namjoonla olduğumu anlamıştı ve o yüzden böyle söylüyordu.

Odadan sessizce ayrıldığında Namjoon ayakta dikiliyordu.

"Yastığı verebilir misin?"

"Şey tabi ki"
Hemen yanımdaki yastığı alarak sırtıma yerleştirdi."Böyle rahat mı? Birini de vermemi ister misin?"

"Hayır iyiyim Namjoon otur istersen"
Yanımı işaret ederek biraz kenara kayarak yatakta yanıma oturması için yer açtım.

Sözümü ikiletmeden hemen yanımda oturdu.

"Sarah üzgünüm yanında olamadık. Gerçekten neler oluyor? Yada ne oldu?"

"Namjoon bu sizin suçunuz değil. Tamamen bana bağlı birşey. Yani ben.. bilmiyorum sana nasıl söyleyeceğimi bile bilmiyorum"

Namjoon hemen elimi tutarak yaklaşmıştı
"Ne ? Yoksa biri sana kötü mü davranıyor? Ne oldu Sarah korkma söyle"

"Namjoon ben aşık oldum"

Söylediğim cümleyle elini çekerek geri çekilmişti.

"Kime?"

"İşte sorunda o söyleyemiyorum"

Tekrar elimi tutarak boğazını temizledi
"Biliyordum. Yani birine aşık olduğunu hissediyordum. Ama aşk insanı mutlu etmez mi Sarah? Sen neden bu haldesin?"

"O gitti Namjoon. Ben belkide onu hiçbir zaman göremeyeceğim. Kendi bile istemeden gitti. Beni severken bırakıp gitti"

Ağladığım içim başımı eğmiştim. Güçsüz görünmekten nefret ediyordum.

Vücudumu saran kollar biranda beni kendine doğru çekmişti.

"Sarah bence eğer iki kişi de bir birini seviyorsa eninde sonunda tekrar bir araya gelirler. Bu benim inandığım bir gerçek. O yüzden üzme kendini. Herşey iyi olacaktır"

"Teşekkür ederim Namjoon iyiki varsın. Her zaman yanımda olduğun için gerçekten çok teşekkür ederim"

Gülümseyerek geri çekildi.
"Yalnız o çocuğu bulursam. Bir güzel benzeteceğim seni üzdüğü için benden söylemesi"

Çocuk dediği kişinin bizden sekiz yaş büyük olduğunu bilseydi belkide böyle konuşmazdı.
Gülerek sadece başımı salladım .

"İvy ve Taehyung'a birçey demeyeceğim. Üzülmelerini istemiyorum. Biliyorsun ikiside çok duygusal şimdi oturup bir gün ağlarlar"

"Peki. Tekrar teşekkür ederim"

"Birşey değil Sarah. Yine geleceğim"

Gelip tekrar sarılarak yanağımdan öpmüştü.

Zorla gülümseyerek arkasından el salladım ve odadan çıktığı an tekrar yalnızlığımla başbaşa kalmıştım.

1 hafta sonra
Sarah.
Tam bir hafta geçmişti. Beni bırakıp gitmesinin ardından bir hafta geçmişti. Düşünüyordum gitmezden önce tam bir hafta ona daha fazla alışmamam için bana uzak davranmıştı. Keşke yapmasaydı. Keşke daha da sıkı sarılsaydı bana. Keşke izin verseydi kokusunu doya doya içime çekmeme.

Şimdiyse Her gün her gece onu bekliyorum... belki gelir diye tıpkı şuan balkonda oturup yaptığım gibi. Ama gelmedi, ve belkide gelmeyecekti....Belkide lanet olsun o artık yoktu...

Kaç gündür onsuzken bir hayalet gibi olduğumu düşünüyordum. Çok komik değil mi? Oysa asıl benim tatlı hayaletim oydu.

Üzgündüm ve bu etrafımdakileri de üzüyordu ama elimde değildi. Onsuzluğa, yokluğuna alışamıyordum. Beni severken çekip gitmesine alışamıyordum. Nefes alamıyordum. Durmadan ağlamaktan oluşan baş ağrılarımla baş edemiyordum.

Gözümü her kapadığımda yüzü beliriyordu zihnimde... yada bana küçük kız diye seslenişi kulaklarımda çınlıyordu. Sanki bana sesleniyormuş gibi, hemen yanımdaymış gibi hissediyordum ama değildi.

Gözyaşlarımı elimin tersiyle silerek bakışlarımı tekrar gökyüzünde tüm ihtişamıyla parlayan ay'a diktim.

Aslında ay parlamıyordu değil mi?
Sadece güneş ışıkları üzerine düştüğü için onu parlıyor gibi gösteriyordu. Belkide ... belkide herşey böyle olmalıydı. Belkide bazı olaylar gün ışığına çıkmalıydı.. belkide bazı şeyleri aydınlatmamız gerekiyordu... düşün Sarah düşün. Sen ne yapabilirsin? Onu ilk gördüğün zamanı düşün... Hastane... ama o benim daha önceden yanımdaydı bense o gün onu farkettim..

Bir dakika hastane ben düşmüştüm. Belkide... ola bilirmiydi? Başımı çarptığım için onu görmeye başlamış ola bilir miydim? Yada o günle bir ilgisi ola bilirmiydi sonuçta beni o gün kurtarıp beni farketmelerini sağlayan oydu...

Öğrenmenin maalesef tek yolu var. Tekrar aynısını yapmak. Seni eğer tekrar görebileceksem buna razıyım Yoongi.

Bölüm Finish..

My ghost|| MinYoongi||Hayalet sevgilim+18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin