°52°

7.2K 501 188
                                    

Beni doğru yere mi götürüyor diye şübhe etmeye başlıyordum artık. Çünki hastanenin yolu şuan bizim evimize çok yakın bir yerdi.

Zaten dolabından bulduğu eski pantalonunu da giymem için bir saat kafamı ütülemişti. En sonunda pes edip giyinmiştim.

Açıkçası şu an halimden memnundum çünki hava çok soğuktu. Ayrıca o kadar da kötü değildi yani yırtık kot pantalondu işte. Tabii üzerime bir kaç beden büyük olmasını saymazsak.

En son taksi söylediğim hastanenin önünde durduğunda ikimizde inmiştik. Özel hastaneydi tabii ki. Önden Yoongi inince hiçbirşey demeden takip etmiştim sonuçta nereye gitmem gerektiğini bilmiyordum.

Asansöre bindiğimiz anda beni bir köşeye çekerek orda beklememi söylemişti. Herhalde çok kişi olursa diye yapmıştı.

Bir kaç kat çıktıktan sonra asansörden inmemizle önümüzdeki bir doktoru işaret etmişti.
"Bak sadece ona sorabilirsin. Diğer herkesten benim şuan bulunduğum odayı saklıyor. Biliyorsun annemler beni artık istemedikleri için burda beni bir odada tutuyor. Belkide ölmeyeceğimi düşünüyor bilmiyorum"

"Yoongi annemler derken?".

"Üvey annem, tabi birde başıma dert olan babaannem var"

Başımla onaylayarak işaret ettiği doktorun yanına gittim. Yoongiyi sorduğumda çok şaşırarak neden onu aradığımı sormuştu. En son zar zor yakını olduğuma ikna ettiğimde peşinden gelmem için işaret yapmıştı.

Bir odanın önünde durarak etrafını kontrel ettikten sonra kapıyı açarak içeri geçmemi söyledi ve anahtarı bana uzattı.

"Ben gelene kadar dışarı çıkma ve bu odada birilerinin olduğunu kimse bilmeyecek tamam mı?"

Korkarak başımla onayladığımda peşimden Yoongi de içeri geçmişti. Kapıyı kilitleyerek derin bir nefes alarak arkama döndüm. Buna hazır olmalıydım.

Önümde sessizce yatan vücuda doğru bir kaç adım atarak yanına yaklaşmıştım. Yoonginin elini omzumda hissettiğimde ürpermiştim. Bu nasıl mümkün ola bilirdi? Çok çılgıncaydı. Benim için bu kadar kötüyken kim bilir onun için ne kadar ağırdı kendi ruhsuz bedenini seyretmek.

Gözyaşlarım inatla kendini serbest bırakmaya çalışıyordu ama yapamazdım.  O kendini kötü hissedecekti. Yavaşça yaklaşarak yüzüne baktım.

Teni bu haliylede beyazdı. Demek ki Yoonginin beyaz olması hayalet olmasından kaynaklanmıyordu. Tamam diğer haliyle ilk zamanlar daha ürkütücü gözüküyordu ama şimdi değil tabii ki.

Elimi yanağına koyduğumda Yoongi önümde dikilerek gülümsemişti. Neye gülüyorduki?

Karşımdaki yüzü daha fazla inceledim. Yüzü solmuş ve çökmüştü , soluk tenine eşlik eden kurumuş dudaklarına baktığımda daha kötü hissediyordum.

Onu böyle karşımda tepkisizce yatarken görmek çok kötüydü. Sanki o ölmüş gibi hissettiriyordu.

Yavaşça eğilerek yüzünü avuçlarım arasına aldım. Kendini tutamayam gözyaşlarım onun yüzüne damlamıştı. Lanet olsun dursanız olmaz değil mi?

Elimin tersiyle sinirle gözyaşlarımı silerek tekrar o soluk tenine yanaklarına dokundum. Bakışlarım aşağı kaydığında yavaşça parmaklarımı saçlarına geçirdim.

Dudaklarımı nazikçe dudaklarına bastırdığımda soğuktu...çok soğuktuu hemde içimi üşütecek kadar. Sakince geri çekildiğimde Yoonginin tekrar gülümsediğini görmüştüm.

"Birşey mi oldu Yoongi?"
Sessiz birşekilde sorduğum soruyla yanıma gelerek kolunu belime sarmıştı.

"Sarah şu hareketsizce yatan vücudum hakkında birşey söylemeliyim. Onu öptüğün zaman beni öpmüşsün gibi hissediyorum. Yani az önce sanki onu değilde beni öpmüşsün gibi hissettim. Gerçi o da benim ama anladın işte sen"

My ghost|| MinYoongi||Hayalet sevgilim+18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin