°76°

5.9K 468 163
                                    

Acaba sinirlendimi diye düşünürken elimi tutarak havaya kaldırarak öpmüştü.

"Dudakalrını öptüğüm birinin içtiği su bardağından tiksinecek değilim Mingyu. Şimdi yemeğini ye"

Yüzümü kaplayan sıcaklıkla acaba masanın altına falan girsem geçermiydi diye düşünüyordum.

Söylediği şeyde bir sorun yoktu da masada büyükler vardı yani en azından daha düzgün bir şekilde söyleye bilirdi.

Yemeğimiz bittiğinde yavaşça masadan kalktım"Şey ben artık gitmeliyim"

Yoongi de benimle beraber kalkmıştı.

Mina denen kadın ceketini getirdiğinde hızla üzerine geçirerek yanımda durmuş dikiliyordu. Acaba sende benimle geleceksin diye birşey söylemiş miydim?

Hiçbirşey söylemeden birlikte arabaların olduğu yere kadar birlikte gittik.

"Yoongi acaba neden benimle geliyorsun diye sora bilirmiyim?"

Tatlı bir şekilde başını sallayarak "Seni gittiğin yere bırakacağım"demişti.

"Gerek yok Namjoon beni alacak. Yani endişelenmene gerek yok"

Tatlı bakışlarının yerini sinirli bakışları aldığında yumruğunu sıkarak derin bir nefes aldı.

"Seni Namjoon götürecek ve ben endişelenmeyeyim öylemi? Ayrıca neden böyle giyindin? Neden böyle makyaj yaptın?"

Saçımı önüme atarak üzerime baktım.
"Ne var? Nasıl giyinmişim ki? Ben her zaman böyle giyiniyordum. Ayrıca makyaj dediğin bir kaç şey ondada sorun görmüyorum. Ayakkabıları da sen almışsın"

"Ben aldıysam ne olmuş? Git Namjoonla gezmeye giderken giy diye mi aldım. Benim yanımda giy"

Namjoonun arabasını girişte gördüğümde benim gitmeme gerek kalmadan tam yanımızda arabayı durdurmuştu.

Yoongi sinirle belimden tutarak kendine doğru çektiğinde resmen ona yapışmıştım.

Taehyung ve İvy arabadan indiğinde Yoongi şaşkınca bir inenlere bir de bana bakıyordu. Ne sanmıştı ki Namjoonla yalnız gideceğimi falan mı?

"Sarah seni çok özledik"
İvy ve Taehyung aynı anda sarıldığında Yoongi geri çekilmek zorunda kalmıştı.

Taehyung benden ayrılarak gözucuyla Yoongiye bakmıştı. Bir kaç adım ilerlediğinde Yoongiye doğru elini uzatmıştı.

"Barışalım. Sarah için. Sarah anlattı ona karşı çok iyi biriymişsin ve eğer onu üzmediysen demekki değiştin. O yüzden eskisi gibi olmasada tekrar arkadaş ola biliriz"

Yoongi şuan kocaman gözleriyle Taehyunga bakarken çok tatlı gözüküyordu. Taehyungun elini iterek bir anda sıkıca sarıldığında yüzüme kocaman bir gülümseme yayılmıştı.

Taehyung çekinerek de olsa kollarını ona sarmıştı.

İvy'ye döndüğümde gözlerinden kalpler fışkırıyordu ama şaka olarak değil gerçekten çünki camları kalp şeklinde olan gözlük takmıştı ve acaba birisi ona bunun komik gözüktüğünü söylemişmiydi?

Gülmemeye çalışarak arabadan daha yeni inen Namjoona doğru döndüğümde yüzüne yayılan kocaman gülümsemesi ve güzel gamzeleriyle bana doğru değilde Yoongiye doğru yürüyordu. Wtf? Neler oluyor?

Yoongi de en az benim kadar şaşkındı. Daha bir kaç gün önce bir birilerini yumrukluyorlardı ve şimdi Namjoon gülümseyerek ona doğru yürüyordu.

Yoonginin önünde durduğunda kolunu omzuna atarak bizim yanımıza kadar ilerletmişti. Namjoon Yoongiye göre daha uzun boylu biriydi vücut yapısı olarak bakılınca bile onun yanında şuan abisi gibi duruyordu. Gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırarak Namjoon'un ne diyeceğini bekledim.

"Nişanlın bu gün bizimle. Tabii arkadaşlarını unutmamalı değil mi? Akşama doğru onu istediğin zaman gelip ala bilirsin"

Yoongi başıyla onaylayarak bana bakmıştı. Lütfen böyle kırgın bakma. Onu bırakıp gitmeyi bende istemiyordum. Ona kızıyordum, kırılıyordum ama suçsuz olduğunu bakışlarından anlıyordum zaten bu yüzden ona birşey diyemiyordum.

"Siz binin arabaya bende geliyorum"

Çocuklar hiçbirşey demeden arabaya binerek biraz uzaklaşarak arabayı girişten uzak bir yerde park etmişti.

Çantamı omzuma geçirerek  tatlı bir şekilde ayağıyla yerde daireler çizen adama baktım. Her ne b*k olduysa geçmişte umrumda değildi.

Bana neden uzak davrandığını öğrenecektim ve ne olursa olsun onu bırakmayacaktım çünki ben şuan karşımdakı küçük çocuk edasıyla dikilen adama deliler gibi aşıktım.

Bir kaç adım ilerlediğimde topukluların sesinden dolayı Yoongi başını kaldırmıştı. Tam önünde dikilerek gözlerimi gözlerine dikerek bekledim.

"Birşey mi oldu Sarah?"

Cevap vermeyince yüzündeki tedirgin ifade daha da artıyordu.

"Bir sorun mu var? bana söyleye bilirsin"

Başımı olumsuz anlamda sallayarak yavaşça gömleğinin yakasından tutarak kendime doğru çektim.

"Sorun şu ki sana olan aşkımdan delirmek üzereyim"

Bu cümleyi benden duyduğuna şaşırmış olmalı ki gözlerini bir kaç kez kırpıştırarak yutkunmuştu.

"S..Sarah ne oluyor?"

"Birşey söylemesek...sadece öpüşsek olmaz mı?"

Cünlem biter bitmez dudaklarımdakı baskıyla gözlerimi kapatarak karşımdakı bedene sıkıca sarıldım.

Dudaklarının her hareketi beni sarhoş etmeye yetiyordu. Ona ayak uydurmak zordu çünki biraz deli gibi öpüşürdü ama seviyordum. Çılgınlar gibi öpüşmemizi, onun sarılışını, dokunuşlarını, herşeyini seviyordum. Yavaşça dudaklarımızı ayırdığımda hala gözleri kapalıydı.

"Gitmeliyim Yoongi. İstediğin saatte gelip beni götüre bilirsin"

Gözleri hala kapalıyken dudaklarını yalayarak gülümsemişti.

"Seni çok seviyorum"
Gözlerini açarak fısıldadığında gülümsedim"Biliyorum Yoongi"

"Seni çok seviyorum"Gözlerini açarak fısıldadığında gülümsedim"Biliyorum Yoongi"

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Trip mood Yoongi

My ghost|| MinYoongi||Hayalet sevgilim+18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin