°86°

5.7K 451 81
                                    

"İstersen şimdi gidelim. Yoksa babam beni aramaları için polisi bile araya bilir"

"Doğru gidelimde...Baban neden biranda geliyor?"

"Yolda anlatacağım güzelim"

"Peki"

Tüm yol boyunca Yoongi olan biten herşeyi anlatmıştı. Nasıl olurda babası kendi oğluna inanmazdı? Yoonginin şuan kötü hissettiğine emindim. Sadece belli etmemeye çalışıyordu. Ama Yoonginin bile bilmediği bir şey var. Eğer babası ona inanmamaya devam ederse işte o zaman ben yapacağımı biliyorum.

Ama şuan sadece kendi oğluna gerçekten güvenip inanmasını bekleyeceğim.

Yine tüm ihtişamıyla dikilen villanın önüne vardığımızda kiyafetime çeki düzen vererek arabadan indim.

Gelirken yolda inerek özel bir tatlıcıdan farklı tatlılar almıştı. Belkide babası sevdiği için almıştı bilmiyorum. Paketlenmiş tatlıları da alarak arabadan inmişti.

Aslında Yoongiye yansıtmasamda endişeliydim. Ya bu sefer babası bir sorun çıkarır ve istemezse o zaman ne olacaktı? Baba ve oğlun arasına mı girecektim?

Düşünceli asık suratımla yürürken sanırım Yoongi anlamış olacak ki hemen elimi sıkıca tutarak dudaklarına götürmüştü.

"Güzelim babam sana karşı olumsuz hiçbirşey söylememişti. Olurda bir şey söylerse ben senin yanında olacağım biliyorsun. Endişelenme tamam mı?"

Zorda olsa gülümsedim ve başımı aşağı yukarı sallayarak onayladım.

Kapıyı çaldığımız an heyecanım iki katına çıkmıştı. Sonuçta babasıyla tanışacaktım. Bu şekilde olmasını istemezdim gerçi. Üzerimde şimdiye kadar sahne dışında giydiğim en açık kıyafetlerden biri vardı.

Böyle şeylere takılan biri değilimdir aslında sadece yanlış anlaşılmayı sevmiyorum.

Kapıyı hizmetli kadın açarak üzerimizdekileri almak için bekliyordu. Yoongiye kaş göz yaparak kadına gitmesini söylemesini istiyordum.

Sonunda Yoongi anlayarak güzelce kendimizin halledeceğini söylemişti. El ele salona her adım attığımızda zaten önü kapalı olan kabanı daha bir kapatmaya çalışıyordum.

Sonunda yemek masasının yanındaki koltuklarda oturmuş bizi bekleyen insanlar görüş alanıma girmişti.

Ahh babası o olmalıydı. Vay canına Yoongiye çok benziyordu en çokta kısık bakışlarıyla bizi izleyen gözleri...

Hemen önlerinde selam vererek ikimizde bekliyorduk. Yoongi babasına bakıyordu bense babası dışında heryere..

Tanrım gerçekten utanıyordum. Neden böyle olmuştu ki? sanki herkes bizim dün gece sabaha kadar seviştiğimizi biliyor gibi hissesiyordum.

Yoonginin babası ayağa kalkarak yavaş adımlarla bize doğru ilerliyordu. Yoongi ile göz temaslarını hiç bozmamıştılar.

Hızla kollarını Yoongiye sardığında şaşkınlıkla ağzım açık kalmıştı. Şuan adam bildiyin otuz iki diş gülümseyerek Yoongiye sarılıp minik bebek gibi sallıyordu.

İşte bu görüntü görülmeye değerdi. İster istemez gülümsemeye başlamıştım.

Adam bir anda bana dönerek "Bu bahsettiğin kız değil mi? Nişanlın?" Demişti.

O an zaten gülümseyen yüzüm solmuştu. Şuan bir şey söyleyecek diye deli gibi korkuyordum.

Adam kısık gözlerle bana bakarak biranda Yoongiyi bırakmıştı.

Aniden bana sarıldığında ne tepki vereceğimi şaşırmıştım. Yavaşça ellerimi sırtına koyarak biraz bekledim.

Garip bir şekilde sarılması çok güzel ve özel hissettirmişti. Bana babam hiç böyle sarılamamıştı. O yüzden biranlık kendi babammış gibi hissederek başımı omzuna yaslamıştım. Hiçbir şey söylemeden bir süre sarılmış sonra yavaşça geri çekilmişti.

"Yoongi"

Babasının seslenmesiyle Yoongi hemen duruşunu dikleştirerek bir adım atmıştı.
"Efendim baba"

"Sevdim bu kızı. İyi birine benziyor"
Şuan söylediği şeylerin beni ne kadar mutlu ettiğinden haberi bile yoktu belkide. Ama şuan aşırı mutluydum. Hatta ona tekrar sarılabilirdim.

Adam tekrar bana dönerek elini uzatmıştı.
"Ben Min Yoon Lee ama sen bana bay Min diye bilirsin"

Gülümseyerek başımı hafif eğerek elini sıktım "bende Sarah. Nam Sarah efendim"

Neden böyle resmi bir tanışma yapıyorduk anlamamıştım ama kendimi iş görüşmesindeymişim gibi hissetmiştim..

"Hadi gidin gidin üzerinizi değişin hazırlanın birazdan yemek yiyeceğiz ve sonrasjnda konuşmaya öok vaktimiz olacak. Haaa bu arada dışarıda yiyeceğiz o yüzden ona göre hazırlanın"

İkimizde tebessüm ederek merdivenlere doğru yöneldik.

"Haa Yoongi oğlum bekle"

Seslenmesiyle bir kaç adımda yanımıza varmıştı.

"Birşey mi oldu baba?"

"Oğlum birşey diyeceğim. Sen parfümünü mü değiştirdin? Bence eskisi daha güzeldi. Üzerin kadın parfümü gibi kokuyor"

İçimden gelen kocaman kahkaları dudaklarımı bir birine bastırarak engellemeye çalışıyordum.

"Ahh şey baba tamam. Eskisinden kullanırım" Yoongi biran o kadar şaşkınca bakmıştı ki bir de durup o bakışlarına gülesim vardı.

Babası yanımızdan uzaklaştığında Yoongiyi kendimw doğru çekerek kuala misali koluna yapıştım.

"Yoongişiii parfümünüzü mü değiştirdiniz siz?"

"Gülme Sarah"

Hangisi maknae hangisi hyung çözemiyorum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Hangisi maknae hangisi hyung çözemiyorum

Yoonginin kafasındaki şeye mi gülsem..

Jk'in tatlı bakışlarına mı...

Siz karar verin😀

Neyse çok konuşmiyim. Yarın Üni açılıyooo....

Dersler is coming😫😫😫

My ghost|| MinYoongi||Hayalet sevgilim+18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin