Çok geç

82 8 0
                                    

Okuldan hızlı adımlarla uzaklaştım.Arkamdan bir ses " dur gidemezsin " diye bağırdı.

-Vanessa gitmem gerek. Benden nefret edemez o zaman ben ölürüm.

deyince

-Bunu buraya gelmeden önce düşünmeliydin.

dedi nefes nefese.Yanıma geldiğinde o telefon yine çaldı.

-Senin için ona doğruları anlattım. Ben Zayn'i tanıyorum. Hemde çok sıkı bir hayranıyım. Belki bilmiyorsundur ama babam buranın müdürü.İstediğimi yapmazsa kaçacağımı söyleyip her isteğimi yaptırıyorum. Böyle kötü bir kızım ama senin halin beni mahvediyor. Bunu isteyerek yapmadığını da biliyorum. Ama bu çok saçma.Herşeyi bilmesem de sen onsuz olamazsın. Bunu biliyorum. Şimdi git ve kendini affettir.

dedi eli karnında soluklayarak.Göz yaşlarımı tutamayarak onu dinledim. Telefonu açıp dinledim.

"Seli
Herşey bu kadar soyut olmak zorunda değil.Neden bunu ikimize yapıyorsun ? Bu eğer ikimizin de canını yakıyorsa neden bu ? 3.000 mil öteye neden gittin?  "

Ona cevap vermek zorundayım.

-Ben üzgünüm.

dedim sadece.O ise ciddice;

-Biliyorum.Ama bu benim için çok beterdi. Anlamanı beklerdim.

- Zayn affet beni.Herşey dediğim gibi. Benden nefret etme. Yoksa ben ölürüm. Bunu bana yapma.

-Sen beni bırakıp gittin ama!

dedi nefesim kesilmişti. Oda sustu bende sustum. Herşey zor görünse de o kadar kolaydı ki biz bunu anlayamadık. Sadece sustuk. Ona son sözüm ;

-July 'a iyi bak.

oldu. Ve kalbim tamamıyla kırıldı.Başta sadece ona ait olan yer , sonrada bu olayla tüm kalbim.Hata yaptığımı biliyordum ama acıyı bu kadar haketmedim  diye düşündüm kendi kendime.

Vanessa şaşkın şaşkın gözlerle bana bakarken;

-Herşey bitti.

dedim arkamı dönmeden hemen önce.Buna kendimi alıştırmak zorundayım. Vanessa olduğu yerde dona kalmıştı ve ben yürüdüm , burayı bilmediğim halde ilerledim. Kulaklıklarımı takıp ağlamaya başladım. Sabahtan beri kararmış olan bulutlar nefes alıp , yağmur yağdırmaya başladı. 

Street Spirit - Radiohead dinlemeye başladım. Evin yolunu bilmiyordum önüme bakmaktansa adımlarıma bakarak yürümeyi seviyorum.

Yağmuru hep sevdim. Ne kadar ağlarsan ağla , o seni hep saklar. Acıyan kalbini biraz da olsa rahatlatır. Belki de bu yüzden küçüklüğümden beri Londra havası bana çekici gelmiştir.

Eğer karşımda olsaydı ona sımsıkı sarılır hepsinin berbat bir şaka olduğunu söylerdim. Belki inanmazdı ama yine de yanımda olurdu. Bildiği halde susar ," seni seviyorum" derdi.Belki de "Ahh  benim aptalım " deyip o zaman yaptığı gibi öperdi beni. Bende ona sımsıkı sarılır " beni bırakma ,    sakın  !" diye kulağına fısıldardım.



Ama bu böyle değildi ve herşey için çok geçti.

Unforeseen Boy (Beklenmeyen O) [z.m]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin