- Ne işin var burada?
dedim şaşkınlıkla. Beni susturup , sahneye döndürdü. Ellerimi boynunda birleştirdim. Başımı göğsüne yasladım. Hızla inip kalkıyordu. Başımı omzu ve boynu arasına koyup durmayı seviyorum. Sean Paul ın parfümü tanıdık geliyor hep.
Görünüş olarak ayakta durup şarkıyı da dinlesem , içsel olarak Zayn 'in neden şu an burada olduğunu merak ediyordum. Carpe Diem yapıp anın tadını çıkarmalıydım. Ve öyle yaptım. Şarkıya eşlik ettim.
-Kaybolunca gözlerinde , zaman duruyor . Herşey yarım , sadece biz bi bütün. Tekrar ve tekrar istiyorum kaybolmayı , gözlerindee . Ya- şa - mak içinn ... Herşey yarım , ama ben varım.
kulağına fısıldadım zaten diğer türlü sesimi duyurmak imkansızdı.
Herkes çığlık atarken dans edişimiz dikkat mi çekiyordu bilmek istiyorum. Konuşmadı. Güldüğünü hissettim. Kendimi geri çekince gözlerine baktım. Siyah maskenin içinde parlıyordu gözleri. Ama daha çok kırmızı idi , bi problem vardı. Elimi yanağına götürdüm.
-İyi misin sen ?
Telaşa kapılarak cevap verdi.
- Ev.. Evet!
Yalan söylüyordu. Zayn hiç ağlamadı yanımda. Ama biliyoruz ki bu onun aksi olduğu anlamına gelmez. Gözleri gerçekten kırmızıya dönmüştü.
- Sen gerçek misin ?
Güldü. Konuştu.
-Dan 'i görmeye geldik buraya. Şimdi önüne dön.
Önüme döndüm. Ama ondan emin değildim. Tekrar omzumun üstünden baktığımda zor yutkunuyordu. Bi şeyi yedirememiş gibi. Ona baktığımı farkedince çenesini omzuma koyup arkadan sarıldı. Dan maskeli topluluğa şarkıyı söylerken gamzeleri çıkmıştı. İki hayalimde yanımda idi. Birisi sarılırken diğeri bize şarkıyı söylüyordu. Başka ne isteyebilirdim ki.
Bu şarkıda bitince Dan konuştu.
Herkese iyi geceler ! Teşekkür ederiz.Sahneden arkaya gitmesini izlerken Zayn , konuştu. Ona döndüm.
-Ben senin istediğin yere geldim. Sende Arctic Monkeys 'e gitmeye ne dersin?
-Tabiki. Bu harika olur.
dedim gülümsedim. Kalabalığın gittiği yönde ilerledik.
-Hazır mısın ?
-Sanırım.
Önümüzde yaklaşık 20 kişi vardı. Dan'i gördüğüm anda elim ayağım titremeye başladı. Işığa doğru ilerlerken önümüzdeki kızların sessiz çığlıklarını duydum. Buraya bakıyorlardı arkamı dönünce Zayn'i göremedim. Bana mı bakıyorlardı ? Telefonu çıkarıp aradım.
-Neredesin?
dedim endişe ile. Ses tonu sakindi.
-Sakin ol Seli. Arkanı yavaşça dön ve karanlık duvarın olduğu köşeye bak. Beni gördüklerini sanıyorlardı.
-Burada olduğunsa başka bi konu.
dedim gülerek.
-Çaktırma. Yalnızsın. Sıranın sonunda olmamız iyi oldu. Anlamadığım bu maskeler neden var. Şurası biraz daha karanlık olmalıydı.
-Doğru.
dedim ve sessizlik oldu. Arkamı döndüm. Karanlıkta duran parlak iki göze baktım. Uzaktaydı ama o kadar değil.
-Seni seviyorum.
-Bende.
-Filmlerdeki gibi değil ya da romanlardaki gibi de değil. Sen sen lanet olsun konuşamıyorum bile. Bir mucizesin.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Unforeseen Boy (Beklenmeyen O) [z.m]
Fiksi PenggemarBeklenmedik hayaller , beklenmeyen O .. Yer ; hayallerin başkenti Londra! Her şeyin onunla başlayıp onunla bittigi yer.. İstediğim tek şey burada mutlu olmak , belkide onunla .... ....... *** UYARI; Hikayeye başlarken o zamanlarda 16 yaşında olmam...