Zayn'in tarif ettiği ev , Birmingham'da güzel büyük bi evdi. Dışı beyaz ledler ile aydınlatılmış , yeşil ağaç ve çalılıklarla çevrelenmişti. Burada buluşup gideceğimiz yer neresiydi merak ediyorum. Giydiğim siyah elbise ile daha çok cenazeye gider gibi hissediyordum ama bu elbise beni iyi gösteriyordu.
Aradan tam anlamıyla iki yıl geçti. Evet dün tamda okulda çarpışmıştık. Bunu hatırlamak komikti. Bugünde yemeğe gideceğiz ve bunu kutlayacağız diye umuyorum. Tabi unuttuysa başka , o kadar işin içinde beni hatırlaması , mümkün değil gibi.
Zayn'i arayıp geldiğimi haber etmeliydim. Telefonu küçük çantamda ararken , Zayn'in arabasını görme umuduyla yola döndüm. Arkamdan bir ses seslendi.
-Buradayım.
Ona döndüm. Kalbim ağzımda gibi hissediyordum. Üzerinde siyah , hemen diz üstü , burberry kaşesi vardı. Ayakkabılarındaki ince kırmızı çizgiden başka renkli bir şeyi yoktu. Tabiki elindeki beyaz pembe ve yeşil ile kutsanmış orkideden oluşan buketten başka ...
Hemen göz göze gelmeden önce
bakışlarının hâla üzerimde olduğunu görmek değişik gelmişti. Louise' nin deyimi ile ilk kez böyle giyiniyormuşum. Neyim farklı ki ? Üzerimdeki beyaz Prada ceket , siyah dizde eteğim ve buna uygun siyah topuklum mu?!
-Senin için.
dedi kendine gelen Zayn ve buketi uzattı. Teşekkür edip , kokladım. Elimde ilk defa papatya harici bi buket vardı ve ilk kez kokladım.
-Sen çok farklı olmuşsun.
-Yani ?
dedim anlamamıştım.
-Güzel ama normalden farklı. Yani kademe atlamış gibi.
Güldüm.
-Kızma ama şu an babanın eski hali gibisin. Sen daha yakışıklısın .Sakallarını seviyorum. Sakın kesme.
-Tamam. Hadi içeri gidelim.
dedi ve koluma girdi. İçeri girdik ve ceketimi alıp sandalyeye astı.
-Sen burada bekle. Hemen geliyorum.
dedi koca boş odayı işaret ederken , gidip odanın ortasında olan ve bahçeye paralel bakan deri siyah koltuğa oturdum.
*****
10 dakika sonra sabrım taşmıştı. İki dakikadır da ona sesleniyordum. Neden burada olduğumuz hakkında hiç bir fikrim yoktu. Zayn'i aramaya
başlamak için odadan ayrıldım. Bi yandansa hâla ona bağırıyordum.Evin ilk odasında başlayan macera ,odalar geçtikçe ilginçleşiyordu. "Neden koskoca evin tek bi odasında bi koltuk olurda , diğerleri neden boş kalır? " diye düşündüm.
Zemin katta hiç bir odada yoktu. Yukarı çıktım. Loş ışık tüm evi sarmıştı. Bu iyi modda hissettiyordu.
Kapısı kapalı olan tek bi oda vardı. Tereddütle kapıyı açtım. Gözüme direk çarpan dışarıdaki fener ve odayı süsleyen mum ışıklarıydı. Odanın köşesinde Zayn'i görünce gülümsedim.
-Manzara inanılmaz.
Etraftaki mumları incelerken omzuma dokunup ona dönmemi istedi ,yaptım.
-Ayaklarının eskisi gibi çalışmadığı zaman ve seni ayağından sürükleyemediğimde ,ağzın hâla aşkın tadını hatırlayacak mı ?
-Ne?
derken benim parmağı ile susturdu. Ne diyordu bu?
-Gözlerin hâla yanaklarından gülecek mi ?Sevgilim , yapacağım. Seni seveceğim. Yetmişimize kadar. Benim kalbim hâla delicesine aşık olabilir ama sadece 19 yaşında. Nasıl olduğu hakkında düşünüyorum, insanlar
farklı yollardan aşık olurlar, belki bunların hepsi bi planın parçası. Ben sana hergün hergün aşık oluyorum. Sadece söylemek istiyorum olduğumu.
Derin bi nefes aldı ve devam etti. Aramızda iki adım vardı en fazla. Elimi tuttu.
-Şimdi tatlım. Sevgi dolu kollarının arasına al beni, binlerce yıldızın altında öp beni.Kafanı delice atan kalbimin üzerine yerleştir. Evet tamam biliyorum , sesli düşünüyorum.
Ellerimi bırakıp etrafımda döndü , arkadan sarılıp ellerimi ellerine kilitledi. Yüzümüz manzaraya dönüktü.
-Belki tam olduğumuz yerde bu evde, hergün hergün aşık oluruz. Belki kim bilir? Saçlarımın hepsi gittiğinde ama anılar kaldığında insanlar adımı hatırlamadığında , senin beni aynı şekilde sevdiğini bileceğim.
Etrafımda dönüp önüme geldi ve diz çöktü.
-Senin ruhun asla yaşlanmaz. Unutulmaz gülümsemen , bakışın , sessizliğin sonsuza dek.
Elini sağ iç cebine soktu. Ve bi kutu ile geri elini çıkardı. Kutuyu yavaşça açıp sordu.
-Sonsuza Mrs.Malik olur musun?
Kutudaki koca yüzüğü görmek, aklımın uçup gitmesine neden oldu. Benden cevap bekledi.
Yanakları kırış kırış olan Zayn , gülüyordu. Bu beklemediklerim arasında bir numaraya yerleşebilirdi. Yüzümün nasıl bi ifade aldığını merak ediyordum.
Dediklerini düşündüm , bu evi , bayan Malik olmayı , bizi. Manzaraya bakarak tekrar getirdim aklıma bunları.
Ağaçların arasında dolanan Harry'i görünce gülümsedim ister istemez.
Bu istediğim şey değildi çünkü aklımın ucundan dahi geçmeyen şeydi bu. Ürkütücüden çok tuhaf ve heyecanlı geliyordu kulağa.
"Ağlamak acıdır." derler bu yanlış , ben mutluyum. Sadece yüreğim bunca şeyin üstüne o soruyu kaldıramadı. Elimin tersi ile gözyaşlarımı silip , burnumu çektim.
-Evet , evet , evet.
dedim gülerek. Ayağa kalkıp yüzüğü taktı parmağıma. Sıkıca sarıldım. Ellerim saçlarının arasında gidip geliyordu. Sıcak nefesini omzumda hissetmek güven veriyordu.O da kısık bi halde gülüyordu.
-Sen delisin Zayn. Beni affet ama öylesin.
dedim sesim titriyordu.Kendini geri çekti.
-Biliyorum öyleyim.
Özellikle bu bölüme yorum bekliyorum , nasıl olmuş fashsj ;)
![](https://img.wattpad.com/cover/16489434-288-k185974.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Unforeseen Boy (Beklenmeyen O) [z.m]
Fiksi PenggemarBeklenmedik hayaller , beklenmeyen O .. Yer ; hayallerin başkenti Londra! Her şeyin onunla başlayıp onunla bittigi yer.. İstediğim tek şey burada mutlu olmak , belkide onunla .... ....... *** UYARI; Hikayeye başlarken o zamanlarda 16 yaşında olmam...