Kıyamet günü, çok istedikleri cennete ebedi girmeleri gerekti. Ama bir terslik oldu. Ne cennet kaldı ne cehennem! Tanrı, tüm yarattıklarından vaz mı geçmişti ? O günden sonra tüm yargılar yok oldu. Günah da yoktu , sevap da... Cehennem mi kalmıştı k...
Tria ve Alinda kendilerine verilen bu güzel evde babası Tendor ile birlikte kalacaklardı. Grifit anne ve kahin de yan eve yerleşmişti. Eğer sözlerini tutarlarsa ki bugün yapılan saldırıdan da belli olduğu gibi tutmayacaklardı, biraz burada kalıp koordine olacaklar. Sars krallığı askerleri de onlara katılınca yola çıkacaklardı.
Layris'den;
Sarslar bir sonraki gün gelebilirler diye geçirdi içinden Komutan Layris. Kli'ye dönüp;
-Abla Sars askerleri için yeterli ve uygun yerimiz var mı? Biliyorsun onların boyları en az 2 metre. Kapılarından geçebilecekleri ve rahat yatıp kalkabilecekleri bir yer lazım.
-Merak etme Layris. Sarsları eğitim almaya gittiğim okulda çok iyi tanıdım. İhtiyaçlarını ve yapılarını çok iyi bilirim. Eski cephane binamızı onlara uygun hale getirdim bile. Kapısı 4 metre yükseklikte. Yatakları da yan yana dizerek istedikleri şekilde yatabilecekleri hale getirdik. Bir mutfak bile var şu an cephanelikte. Onların ebatlarına ve damak tatlarına uygun hem de diyerek gülümsedi.
-"Minnetarım sevgili ablam Kli. Sen olmasaydın ne yapardım?"diyerek yürümeye meyillenen Layris'i kolundan yakaladı Kli. " Dur bakalım orada küçük bey konuşacaklarımız var." dedi bir anda.
- Ablacım çok işim var. Müsait bir zamanda konuşuruz tabii.
-" Kardeşim, Komutan Layris. Bu ülkenin senden büyük ablası ve yöneticisi olarak konuşmayı talep ediyorum. Hem de konumuz çok güzel. Hmm dur bakıyım adı neydi, heh TRİAAAA." derken gizliden gülümsüyordu Kli.
Tria'dan;
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Tria eşyalarını yerleştirmiş, bu güzel saraya bakan tepenin yamacındaki evde, verandaya çıkmış, gecenin karanlığını bölen saray ışıklarını ve muhteşem bahçelerini izliyordu. Tüm megafun ırkı iri olduğundan, her şey büyüktü. Şu gördüğü bahçedeki beyaz banka oturmaya kalksa, ayakları asla yere değmezdi. O sırada gördü Kli ile Layris'in bahçeler içinde dolaştığını. Layris sürekli kalbinin üzerine elini koyarak bir şeyler anlatıyordu Kli'ye. Kli ise kardeşine gülümsüyordu. Bir anda Tria'yı farkettiler uzaktan. Tria ayıp olmasın diye içeri kaçtı hemen. Kalbi azından çıkacaktı heyecandan. Zaten Kli'nin kendisini baştan sona incelemesi onu biraz heyecanlandırmıştı. Bir bu durum eklenince yarın sabah Kli'nin yüzüne bakamayacaktı. Nitekim sabah uyandığında da gördüğü ilk yüz Kli'nin yüzüydü...
Kli , Tria , Alinda ve Tendor'un kaldığı evin verandasına geldiğinde sesleri ilk duyan Tria oldu. Daha Kli kapıyı tıklatmadan Tria endişe ile kapıyı açıverdi. Kli de şaşırmıştı, gülümsedi;
- Günaydın Tria. Senin de uykun çok mu hafifi benim gibi...?
- Günaydın Kli. Evet uykum hafiftir ama ilk defa başka bir yerde yatıyor olmanın da verdiği bir tedirginlik var galiba. Hiç derin uyuyamadım gece.. Seni de böyle erkenden görünce bir sıkıntı mı oldu acaba diye endişelendim. Komutan Layris iyi değil mi?
Tekrar gülümsedi Kli. " Evet komutan gayet iyi endişelenme" dedi.
-"Ben sizi kahvaltı için davet etmeye geldim. Sarayın altındaki büyük alanda kahvaltı için 500 masa kurdurdum. Birazdan herkes gelmeye başlar. Ailen ile birlikte bekliyoruz sizi hadi hazırlanın " diyerek veranda'dan geldiği gibi ayrıldı.
Üzerini değiştirdi, Alinda ve Tendor da hazırdı. Yeniden kapı çaldı. Tria kapıyı açtı, dondu kaldı. Komutan Layris karşısındaydı.
- "Size eşlik etmeye geldim" dedi Layris.
Kapıdan çıkmadan yan evden Grifit anne ile Kahin göründü. Kahin veranda'nın merdivenlerini bir koşuda çıktı ve Alinda'yı ararken gözleri "haydi çıkıyor muyuz?" diye sordu. Alinda , kahin'in sesini duyunca paldır küldür fırladı evden.. Tria yı itiş kakış edip bir anda dikildi karşısına...
- Alinda yemin ederim Orman Canavarları gibisin. Önüne ne geçerse ezip geçiyorsun.
Alinda hiçbir cümleyi duymuyordu. Bir yandan üstünü düzeltiyor diğer yandan Kahin'e bakıyordu. Nice sonra kendine gelip etrafa bakındı. Herkes bıyık altından gülümsüyordu.
- Ne, ne oldu? Niye herkes gülüyor. Tria cevap versene.
Kahin de hem hayran hem de mutlu görünüyordu. Bir araya gelip alana doğru yürümeye başladılar. Uzun süredir böyle bir arada, böyle mutlu bir gün olmamıştı herkes için. Tüm sevdikleri yanında, tüm halkı güvendeydi. Kalbi aşk ile çarpıyordu adlandıramasa da Tria'nın. Alinda zaten sarhoş gibiydi. O an dua etti Tria. Bugünden kötü günler yaşatmaması için Tanrıya.
Onun bu duasını duyan Karantular... Çok güldüler... Açtıkları fallara bakıp bakıp güldüler...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
