YENİ DÜNYA - IRKLAR SAVAŞI (TAMAMLANDI)

Bölüm 42

Sars askerleri ise içeride bekliyorlardı. Bir anda kızlardan birinin çığlık sesini duydular. Fari ve Oris de sese doğru koşmaya başladı. Tria ve Alinda'nın kapısını açtıklarında içeriden neredeyse yüzlerce ekvamek dışarıya fırladı. Kızlarının odasının tepesinde bir oyuk açmışlar ve oradan içeri dolmuşlardı. Kızları uyutan Grifith Ana ve Kahin buna çok pişman olacaklardı. Çünkü yemeklerine koydukları bu iksir onların kazma seslerini duymalarını engellemişti. Gözlerini açtığında Alinda çığlığı basmıştı. Tria ise hala uyuyordu. Kollarından tutup Tria'yı sürüklemeye hatta uçurmaya çalışıyorlardı. Daha az yemek yiyen Alinda uyanarak, ekvameklerin suikastini herkese duyurmuş oldu aslında.

Sars askerleri bir anda zamanı durduruverdi. Tria'yı ve Alinda'yı kucaklayarak dışarı çıkarttılar. İçeride kalan ekvamekler ile birlikte kapıyı kitleyerek bariyer kurdular. Şimdi içeride kalan ekvamekleri toplama zamanıydı. Tek tek alınan ekvamekler ve liderleri Elyo zindan sayılabilecek odacıklara hapsedildiler. Çünkü Sarslar öldürmeyi sevmiyordu. Can ancak sahibi tarafından alınabilirdi. O Tanrı'nın hakkıydı. Tria Grifith Ana'nın odasına götürülürken ayılmaya başlamıştı. Yatağa yatırıldığında etrafa neler oluyor der gibi bakıyordu bile. Alinda başucuna yerleşmişti bile. Grifit Ana karışım hazırlıyordu hızla.

-" Alinda neler oluyor?" dedi Tria. Kirpikleri ıslanmış ama sebebini anlamamıştı.

-"Leş gibi Ekvamek kokuyorsun" Alinda kıkırdamaya başladı.

-"Ben mi sen mi Tria? Bana pek dokunamadılar. Ama o Elyo var ya. Bir ara senin yanağını yalıyordu."

-"Lanet olsun, şaka mı yapıyorsun? Su nerede, bana bez getirr! İğreeennnnççç..." Grifith Ana telaştan önüne düşen beyaz perçemini üfleyerek geriye atmaya çalıştı. Sonra;

-" Bu karışıma gerek kalmadı sanırım. Tria oldukça ayılmış gözüküyor" dedi. Alinda olanları bir bir anlattıktan sonra Tria birden yatakta doğruldu ve ağzından bir kelime döküldü...

"LAYRİSSS !"

Dark Tirat'ı tanınmaz hale getirdiğinde, ağzından salyalar akarak hala konuşmaya çalışıyordu. Layris dağların arkasından gelen askerlerini yönlendirirken, Tendor seslendi;

-"Layris arkanda, dikkat eett!!!!" Layris tam arkasını dönecekken birden zaman duruverdi. Kemun hariç herkes donup kalmıştı. Kemun fırsattan istifade, Layris'e pusu kuran Lilith'i çevredeki ağaçların dallarını efsunlayarak sardı. Sadece kafası görünecek şekilde sarıldığında, ayakta duramayarak devrildi. Zaman yeniden bırakıldığında, Layris hamlesi için döndüğünde, Kemun'u zor ıskaladı.

-"Neler oldu Kemun. Arkamdaki kimdi?" O anda çığlıklar yükselince yerde debelenen Lilith'i görebildi. Gözlerini devirerek;

-"Bu kadınlar hiç vazgeçmiyor..." dedi Layris. Sırtına yüklediği Lilith tepinirken, Layris de ona cevap veriyordu.

-" Bana bak şeytanın karısı Lilith. Bu havaların belki kocana söker de bana işlemez. Şimdi kapat o çeneni. Seni öyle bir yere götüreceğim ki, bu işin sonunda belki de tüm günahların için af dileyeceksin."

Dark ile karşılaştıklarında salyalı Tirat'ı öfkeyle onun elinden alıp, omzundaki Lilith'i yere fırlattı.

-"Dark, kardeşim al bu çenesi düşük kadını. Onu İris'e götür. Belki de son anlarında başka bir insanın öfkesini söndürerek, birine fayda sağlamış olur"

-"Çok iyi düşünmüşşün Komutan. Sen de bu salyalı köpekle bir şeyler konuşmak istersin belki"

-"Oooo tabi ki sen de çok iyi düşünmüşsün" diyerek gülümsedi.

Savaş son hızıyla devam ediyordu. Vonterların liderleri esir alınınca, düzenleri bozuldu. Bazıları buldukları fırsatları değerlendirerek kaçtı. Ekvamekler meydana hiç çıkmamıştı. Karantular Ruhaniler tarafından arafa çekilmiş. Şimdi teker teker mavi ışık ile yıkanıyordu. Tek bir tehlike kalmıştı. Lilith döndüğü halde dönmeyen Lucifer... Liderler kenara çekilip tekrar ufak bir strateji konuşması yapmak istediler. Buldukları bir oyuğa çekilen Kemun her lideri telapatik olarak teker teker çağırdı. Askerler savaşa devam ederken konuşmaya başlayan liderlerin hepsi nefes nefeseydi. Yusuf söze girdi.

-"Megafun ordusu girene kadar kaybımız fazla oldu. Şükür ki ölülerimizi alabildik. Şimdi en azından sevdiklerinin ziyaret edeceği bir mezarları olacak."

-"Kaybın benim hatta hepimizin kaybıdır kardeşim. Biz bu dünya için savaşıyoruz. Dünyayı kaybetseydik ne mezarımız ne de ağlayanımız olurdu." dedi Layris. Herkes katılarak başıyla onayladı. Kemun;

-"Bu Lucifer nereye kayboldu bilen var mı? Tirat'ı korumaya Lilith geldi, ama Lucifer ortada yok." Tendor;

-"Kaçtığını umalım. Eğer kaçmadıysa bizi daha büyük bir bela bekliyor demektir." Yine onaylanan bir konuşma olmuştu bu. Layris;

-"Stratejimiz şimdilik işe yaramış görünüyor. Askerlerimiz tüm Vonterları ya öldürdü ya da esir aldı. Kaçanlar hariç tabii. Ekvamekler nerede? Vazgeçmiş olamazlar değil mi?"

-"Kahin olanları anlatmalıyız" dedi Kemun. Layris panikle; "Tria'ya bir şey mi oldu" diye sordu. Tendor da aynı panikle atladı. Kahin;

-"Sakin olun. Onlar iyi şimdi. Ama Ekvamekler mağarayı basmış. Kızların odasının üstünden kazarak girmişler. Biz Grifith Ana ile savaşa gelirken kızlara yatıştırıcı vermiştik. Uykuları ağır olunca, fark etmemişler sesleri. Sars askerleri kızları ellerinden zor kurtarmışlar. Yani ekvamekler kayıp değil. Şu an esir durumdalar."

-"Ohhh iyi olmaları en iyisi, Ekvameklerin esir olması ayrıca çok iyi" dedi Layris.

"Şimdilik kızlar da iyi olduğuna olduğuna göre nasıl devam ediyoruz" dedi Dark.

-"Bu alanı temizleyip bir önce aşağıya inelim. Lucifer'a karşı dikkatli olun lütfen." Dedi Layris ve kaldıkları yerden meydana giren liderler 40 dakika içinde meydanda taş taş üstünde bırakmadılar.

Lucifer Karanlık Ülkedeki odasında bir ileri bir geri gidip geliyordu. Lilith ve Tendor için kurduğu tuzak tam tadında ilerlemişti. Elini kana bulamadan, işini başkalarına hallettirmişti. Ancak bu Tirat haininin bu kadar çabuk avlanacağını, yani bu kadarını tahmin etmemişti. Şimdi sıra Tria adındaki güzeller güzeli kızı yanına alıp onu kendisine aşık etmeye gelmişti. Yaptığı tılsımlar, kara büyüler Lilith de olduğu gibi senelerce sürebiliyordu. Bu kızı yalnız bulmanın tek yolu onları savaşın bittiğine inandırarak, rahatça gezmelerini sağlamaktı. Bu yüzden en çok sevdiği şeyi yapacak, pusuya yatıp bekleyecekti...