Alinda gözlerini açtığında gözleri hemen Tria'yı aradı. Kardeşinde farklı bir şey vardı. Son bir kaç gündür sanki etrafı dinliyordu sürekli. Konuşulanları değil de sessizliği dinler gibiydi. Bakışları bile değişmişti. Göz rengi bal rengiyken şimdi içinde mavi kırçılları vardı. Tanrıya şükür ki Tria yatağında mışıl mışıl uyuyordu. Sessizce yatağından çıktı ve ayakkabılarına doğru yürüdü.
Kapıya çıktığında sessizlik konusunda iyi iş çıkartmıştı. Kanatlarını silkeledi ve havalandı. Gideceği yere sessizce ulaşmalıydı.
Arka tepenin zirvesinde onu gözleri kapalı otururken bulacağını biliyordu. Buraya geldiklerinden beri Grifit ana ile aynı evde kalsa da sabaha karşı bu tepeye gelen Kahin meditasyon yapıyordu güneş doğana dek. Alinda buna meditasyon diyordu da kim bilir neydi tabii. Kahin Alinda'yı çoktan hissetmişti ama onu uğraştırmak için gözleri kapalı bekliyordu. Alinda yavaşça yere süzüldü. Önce seslendi ;
- Kahin.. Günaydın, burada mısın? Kahiiinnn. Ay bir şey mi oldu acaba?
Yaklaştı ve neredeyse burunları değecekti birbirlerine. Öylesine yakından bakıyordu ki Alinda, gözlerini açsa bir anda sıçrayıp yuvarlanacaktı. Kahin içinden gülüyordu. Birkaç kez daha seslendikten sonra Kahin'in tam karşısına geçti ve yere oturdu. O da meditasyon duruşundaydı. Gözlerinin aralığından bakan Kahin şaşırmıştı. Alinda nın böylesine yetenekleri olsa hissederdi. Ama yoktu ki. Aradan biraz zaman geçince, Kahin gözlerini açtı. Alinda sanki tam transta gibiydi. Elini gözlerinin önünde salladı ama hiç tepki yoktu. Endişelendi. O da burnunun dibine girdi Alinda'nın. Alinda o anda gözlerini açtı ve çığlık attı. Kahkahalarla gülüyordu Alinda Kahin in şaşkınlığı karşısında. Kahin bozuntuya vermeden toparlandı ama kendini tutmakta bu kadar usta olmasa her uzvu ile kahkahalara boğulabilirdi. Alinda Kahin'in ciddiyetini görünce toparlandı. Gözleri hala gülse de dudakları kapanmıştı.
Birlikte yürüyüşe çıkalı yarım saat olmuştu. Alinda artık konuya girmeliydi. Kahin durumu fark etmiş ve işini kolaylaştırmak için lafa önce girmişti.
- Tria değişiyor değil mi Alinda?
- Bunu nereden biliyorsun? dedikten sonra kendi dediğine şaşırarak "Ne kadar da aptalım sen Kahinsin. Soruma bak" diyerek başını önüne eğdi.
Kahin duraksadı. Alinda'nın çenesinden kaldırarak gülümsedi.
-Endişelenme Alinda. Tria güçlerini yeni fark ediyor. Bu onun için çok korkutucu. Sana büyük iş düşüyor. Onun yanında ve desteği olmalısın. Bu değişim sona erdiğinde gücü efsanelere bile konu olabilir. Bilmediğin şey şu ki...
-Kahin söyle lütfen , ne olduğunu bilmeliyim.
-Pekala, bilmediğiniz şey annenizin cadı kanı taşıdığıydı. Bunu baban dahi bilmiyor. Bu kan Tria ya geçti. Melek ve Cadı.. İlginç bir karışım değil mi?
Alinda korkuyla "Peki ya ben , ben de cadı mıyım?"
-Korkma Alinda sen saf meleksin. Kanın babandan geliyor. Buraya gelmeden önce bunları hissetmiştim. Tria'nın da melek yanı öylesine iyi ki cadı genleri hep çekinik kaldı. Ama şu yaşadığımız tehlikeler cadı tarafını tetikledi. Bu günün geleceğini biliyordum. Ayrıca cadıların yapamadığı şeyleri yapması bile mümkün. Çünkü iyi ve kötü bir bedende çok büyük bir güçtür.
İris ile ben de kardeşiz biliyorsun. Cadıların ırkı tükendi ama genleri aktarılıyor hala. İris'in annesi ve benim annem farklı kişilerdi. İris de cadı kanı taşıyor, hem de Karantu. Ama onun geriye kalan ruhu da sapkın ve çok kötü. Tria'dan onu uzak tut. Haberci o. Eminim Karantular şu an Tria'nın peşine düşmüştür. Başına ödül konması İris'in tüm doğrularını değiştirir. Kardeşinin en yakın arkadaşıyken, birdenbire katili olabilir. Çok dikkatli olmalısın. Bu arada şu an bizi kimse göremiyor ve duyamıyor. Kalkan olmasa etrafımızda bu konuşmaların hepsini Tria duyabilirdi.
-O kadar güçlendi demek. Onu yalnız bırakmamam gerekirdi.
Gitmeye yeltenen Alinda'nın kolunu nazikçe tutan Kahin. "Onu şu an koruyorum Alinda. Biraz daha kal. " dediğinde, Alinda'nın sırtından aşağıya bir şeyler aktı sanki. Alinda'yı kendine doğru çeken kahin, dudaklarına dudaklarını değdirdiğinde, Alinda içinde eksik olan parçayı bulmuştu sanki. Kimselerin görmediği bir yerde, bir aşk doğmuştu. Ve gücü her iki aşk kahramanının bacaklarını titretiyordu...
Alinda;
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YENİ DÜNYA - IRKLAR SAVAŞI (TAMAMLANDI)
FantasyKıyamet günü, çok istedikleri cennete ebedi girmeleri gerekti. Ama bir terslik oldu. Ne cennet kaldı ne cehennem! Tanrı, tüm yarattıklarından vaz mı geçmişti ? O günden sonra tüm yargılar yok oldu. Günah da yoktu , sevap da... Cehennem mi kalmıştı k...