not: en sevdiğim bölüm olabilir. umarım siz de seversiniz.
not bitmiştir.
Kutay: Sedef,
Kutay: Müsait misin?
Kutay: Derse girdin mi? (15.20)
Sedef: Evet, dersteyim.
Sedef: Ama sorun değil.
Sedef: Ne oldu? (15.23)
Kutay: Bir konuda yardım isteyecektim.
Kutay: Neyse,
Kutay: Okul çıkışı ders çalışacağız zaten. (15.23)
Kutay: Konuşuruz orada. (15.24)
Sedef: Peki, olur.
Sedef: Nerede çalışacağız? (15.26)
Kutay: Kütüphane Kafe var ya okulun yakınlarında. Süreyya Kafe, orada buluşuruz. (15.28)
Sedef: Aaa tamam, biliyorum. Şu sahibinin Cemal Süreya aşığı olan yer, değil mi? (15.29)
Sedef: O yüzden sanırım Süreyya ismi. (15.29)
Kutay: Evet. (15.29)
Sedef: Şu an çok alakasız olacak ama,
Sedef: Neden Süreya değil de Süreyya? (15.30)
Kutay: Çünkü sahibi, Cemal Süreya'nın Üvercinka'ya olan aşkı yüzünden isminden bir harf kaybetmesini hiçbir zaman kabul edememiş. Aşklar yüzünden insanın kendisinden bir şey kaybetmesi her zaman zoruna gidermiş. Ona göre aşk, insandan bir şey eksiltmeden, çok şey katmakmış. Öyle der hep. Kendi geçmişiyle alakalı sanırım. İstersen konuşuruz Gülten Abla'yla. (15.33)
Sedef: Aaa, çok güzel.
Sedef: Olur tabii ki.
Sedef: Çok isterim. :) (15.35)
Kutay: Zil 5 dakika sonra çalar, orada buluşmak yerine buradan beraber gideriz. Seni bekliyorum güvenlik kulübesinin orada. Görüşürüz. (15.35)
Sedef: Evet, camdan gördüm şu an seni. (15.37)
Sedef: Görüşürüz. (15.37)
Telefonu kapayıp güvenlik kulübesinin yola bakan tarafına geçtim ve cebimden sigara çıkartıp dudaklarıma yerleştirdim. Ateşle buluşan sigaradan havaya firar eden dumanı ciğerlerime de nüksettirdim. Canım fazlasıyla sıkkındı. Aklımda yüzlerce soru vardı. Sigaradan her seferinde çıkan duman aklımın bulanıklığıyla doğru orantılıydı resmen.
İki dakika sonra zil çalınca sigaramın daha yarısına gelmiştim. Sırt çantam tek omzuma asılıydı ve asılı olduğu elimi kot ceketimin cebine sokmuştum. Diğer elim hafifçe yukarı doğru süzülen dumanlara ev sahipliği yapan sigarayla doluydu. Merdivenlerde bordo beresiyle Sedef belirdi. Hızlı hızlı merdivenleri iniyor ve bana doğru koşuyordu. Saçlarını ilk defa görmüştüm, kısaydı. İzmarit olamayacak kadar kısa... Bir erkeğin saçıyla eş değer uzunluğa sahipti ama kız saçı olduğu için daha ipeksi ve zarif gözüküyordu.
Marjinal bir kızdı, okuldaki diğer kızlara pek benzemiyordu. Tarzı olsun, sohbeti ve hareketleri olsun değişikti. Siyah postalları vardı ve onların üzerine okula gelirken bej rengi bol bir pantolon giyiyordu. Tarzını sevmiştim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İZMARİT
Teen Fictionizmarit: özür dilerim. (14.20) izmarit: şimdi, senden aldıklarımı, (14.20) izmarit: sana verme vakti sevgilim. (14.20) izmarit: ben seni çok sevdim. (14.20) ‼️ İzmarit 2019 yılında yazılmış texting bir hikâyedir ve o zamana göre yazılmıştır. 2024 yı...