Duş almamı tamamlayıp suyu kapattım ve saçlarımı sıkıp iyice suyunu akıttım. Duştan çıkıp havluyla kurulandım ve beyaz havluyu belime sarıp saçlarımı kuruttuğum havluyu da omuzlarıma astım. Duş almak fazlasıyla iyi gelmişti. Zaten her sabah alıyordum. Küçüklükten beri alışkanlık haline gelmişti. Duş almadan dışarı çıkamaz hale gelmiştim. Bu iyi bir şeydi benim için. Banyomdan çıkarak odama giriş yaptığımda telefonumun bildirim ışığının yandığını gördüm. Yatağıma eğilip telefonu elime aldım ve gelen bildirimin üstüne tıkladım hızla.
Sedef: Beeen geeeldim. :) (13.00)
Kutay: Makyaj yapıp oje sürmüşsün? Pek senlik değil diye biliyordum böyle şeyler. (13.09)
Sedef: Okula gelirken makyaj yapıp oje sürmeye pek vaktim olmuyor. Ne gecenin köründe uykumdan ödün verecek kadar güzel hissetmek istiyorum ne de sabahın köründe uykumdan uyanacak kadar... (13.09)
Sedef: Uyku, önemli.(13.09)
Sedef: Baya.
Sedef: Baya ama. (13.09)
Kutay: Baya.
Kutay: Bu arada ben de evden çıktım 5 dakikaya orada olurum. (13.10)
Yazdığım mesajdaki koca yalana pek kafa takmadım, sırıttım ve belimdeki havluyu indirip yatağımın üzerindeki iç çamaşırını üzerime geçirdim. Ardından siyah kot pantolonu da bacaklarımı saracak şekilde giyindikten sonra siyah kazağımı da giyip aynanın karşısına geçtim. Saçlarımı elime aldığım kurutma makinası ile birkaç dakikada kuruttum. Eskiden uzun ve dalgalıydılar ama yeni kestirdiğim için kurumları pek de zaman almıyordu. Saçları hızlı uzayan biri olarak bir iki hafta içerisinde eski halini alacağına emindim.
Saçlarım kuruduktan sonra ellerimle hafifçe bir şekil verdim ve yatağıma oturup çoraplarımı giyindim. Ardından ayağa kalkıp komodinin üzerindeki bileklikleri bileğime geçirip saatimi taktım. Parfümümden de birkaç kere sıktıktan sonra siyah kabanımı üzerime geçirdim, aşağı indim. Kapının yanındaki postallarımı da ayağımla buluşturdum. Kapının yan tarafından anahtarları alıp cüzdanımı kabanımın iç cebiyle buluşturdum.
"Anneee! Ben çıkıyorum, görüşürüz. Öptüm bir tanem!" diye bağırdım ve cevap vermesini beklemeden çıktım kapıdan. Arkamdan 'görüşürüz' dediği kulaklarıma ulaşmıştı. Bahçe kapısını da çekerek kapattım ve kendimi sokağa attım. Yaklaşık olarak '5 dakikaya oradayım' dememim üzerinden 15 dakika geçmişti ve benim daha gidecek 20 dakikalık yolum vardı yürümek istediğim için.
Telefonumu çıkartıp gelen mesajlara baktım. Hepsi Sedef'tendi.
Sedef: Neredesin? (13.18)
Sedef: Geliyor musun? (13.20)
Sedef: Gülten Abla ile iyi dedikodunu yaptık he. (13.20)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İZMARİT
Teen Fictionizmarit: özür dilerim. (14.20) izmarit: şimdi, senden aldıklarımı, (14.20) izmarit: sana verme vakti sevgilim. (14.20) izmarit: ben seni çok sevdim. (14.20) ‼️ İzmarit 2019 yılında yazılmış texting bir hikâyedir ve o zamana göre yazılmıştır. 2024 yı...