#64# yanacağımızı bilsem de geleceğim.

88.3K 8.6K 1.4K
                                    

Kutay Harmanlı:

Bazen ölmek ister ya insan, yaşayabildiği için ne kadar şanslı olduğunu unutarak; tam da öyle bir düşüncenin gecesini yaşıyordum. Simsiyah gece, çökmüştü üzerime, karanlıkta kalıvermiştim aniden. Yıldızlar dahi aydınlatmıyordu düşüncelerimi, zihnimi. Gözyaşlarım, gözlerimin önünü kapatıvermişti. Sanki puslu bir camdan izliyordum dünyayı. Saatlerdir ıslak kalmış yanaklarım soğuktan çatlamış, pütür pütür olmuştu. Bedenim öyle yorgundu ki ne yapacağımı düşünemez hale gelmiştim. Ağlasam, daha kötü oluyordum. Ağlamasam, vicdanımı sorguluyordum. 

Hayatımda ilk defa böyle zor bir durumla karşı karşıyaydım. Babam bizi terk edeli yıllar olmuştu, fakat o zaman dahi çok ağlamamıştım. Şimdi ağır gelen şey, anne yerine koyduğum kadının beni babamdan ayırmış olmasıydı. Kızıyor muydum ona diye düşününce, kızmıyordum. Kızamıyordum. Zoruma giden, o güzel kadının bunca acıyı yaşamasıydı. Bebeğini kaybetmesi, kocasının ölmesi, sevdiği adamın aniden bir başka kadınla, annemle evlenmesi, tam mutluluğu buldum zannederken aşık olduğu adamı vurması...  Hatta yıllarca hapis yatıp, çıktıktan sonra sırf bana yakın olabilmek için o kafeyi açması... O bunları hak etmemişti. O kadın, bunları yaşamayı hak etmemişti.

Onun hayallerindeki çocuk olmuştum ben. Babamla kurdukları hayallerdeki çocuk, bendim. O çocuğun ismi Kutay'dı. Ama babam, o hayalleri söküp almıştı Gülten Abla'nın ellerinden. Zincirlere vurmuştu nefesini, yıllarca zindan etmişti ona şu dünyayı. Şimdi ağlıyor olmam, Gülten Abla'nın bunları yaşamak zorunda bırakılmasına mı, yoksa babamın bu denli kötü bir insan olabileceğine miydi, bilmiyordum. 

Canım, öyle yanıyordu ki sanki bu içimdeki ateşi yutmak zorundaymışım gibiydi. Kulaklarımda kanat çırpan güvercinlerin ölü kokusu burnuma ulaşıyor, naaşlarını kalbime gömmek zorundaymışım gibi hissediyordum. Öyleydim belki de. Benim olana sahip çıkmalıydım. Benim olan acıya, kucak açmalıydım. 

Ellerimi yüzüme götürdüm ve sertçe, sanki bu kirden arınmalıymışım gibi sildim gözyaşlarımı. Yüzüm kızarıktı, dudaklarım pembeliğini yitirmiş, beyazı giyinmişti. 

Keşke, o kadın annem olsaydı. Keşke, hayallerindeki çocuğa sahip olabilseydi. 

Dudaklarım titrerken daha fazla kendime hakim olamadım ve ellerimin acısını hiçe sayarak kayalıklara avuç içlerimle vurmaya başladım. Çenem titriyordu, umursamadım, haykırdım göğe doğru. Çığlıklarım, boğazımı deliyor, kurutuyordu. Ellerim kanlar içinde kaldı, tenim soyuldu. Yırtıklardan içeri gerçek benliğim sızsın istedim. Beni içine alsın, kendimi dışarıda bıraksın istedim. Olmadı. Tek olan, koyu kan, usulca süzüldü, parmak aralarıma sızdı. Çığlıklarımı bastırmak istedim, yapamadım. Hıçkıra hıçkıra ağlıyor, ellerimi kayalara vuruyordum. Canımı daha çok acıtmak istermişçesine ellerimi yumruk yaptım ve yumruklarımı buluşturmaya başladım sert siyahlıklarla. 

Dudaklarım tek bir kelimeyi tekrarlıyordu saatlerdir: "Neden?" Usulca fısıldıyordum, sessizce. Fakat bir yakarış olmaktan çıkmıştı artık benim feryatlarım. Sitem de değildi. Sadece, kabullenmiştim ve bunu hazmedemiyordum. Şimdi anlıyordum annemin neden yıllarca böyle davrandığını. Şimdi fark ediyordum ki, annem de babama benziyordu. Ama bu benim suçum değildi ki... Bu benim suçum değildi. Bu ailede büyümeyi ben seçmemiştim. 

Kanlı ellerimi umursamadım, cebimdeki telefona attım ellerimi. Ona ihtiyacım vardı. İçimdeki güvercinlerin mezarını sulaması gerekiyordu. Yoksa, hiçbir zaman çiçek açmayacaktılar.

yaram: İzmarit.

yaram: Sana ihtiyacım var.

yaram: Ben ne yapacağımı şaşırmış haldeyim.

yaram: Yanında olmak istiyorum.

yaram: Kötü müyüm bilmiyorum ama göğsüm acıyor.

yaram: Dindirir misin acımı?

izmarit: kutay

izmarit: ne oldu?

izmarit: neredesin sen?

izmarit: cevap versene korkuyorum.

yaram: İyi değilim.

yaram: Kaldıramıyorum.

yaram: Sarılır mısın bana?

izmarit: neredesin söyle.

izmarit: geleceğim.

izmarit: ama ağlama lütfen, olur mu?

izmarit: dayanamam. 

yaram: Tamam,

yaram: Ama gel.

yaram: Bizim okulun aşağısındaki sahildeyim.

yaram: Kayalıklarda seni bekliyor olacağım.

izmarit: geleceğim bir tanem. geleceğim.

izmarit: yanacağımızı bilsem de, 

izmarit: geleceğim.

ben seni çok sevdim.

ühü. gidiyom ben.

oy vermeyi unutmayın siz de. sonra gidersiniz.

bb.

sınır geçilmeden bölüm attım kıymetimi bilin.

ama sınır 145 oy 🧚

İZMARİTHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin