izmarit: özür dilerim. (14.20)
izmarit: şimdi, senden aldıklarımı, (14.20)
izmarit: sana verme vakti sevgilim. (14.20)
izmarit: ben seni çok sevdim. (14.20)
‼️ İzmarit 2019 yılında yazılmış texting bir hikâyedir ve o zamana göre yazılmıştır. 2024 yı...
Mesaj yazdıktan sonra çevimdışı olmuştu, ben de cevap yazmamıştım. Bekliyordum. Gelecekti. Bu gece buraya ya gelecekti, ya gelecekti. Başka çaresi yoktu. Aniden balkonunun kapısı açıldı, dışarı çıktı. Demir parmaklıklara kadar geldi bana baktı sonra: "Bekle burada, geliyorum," deyip yeniden arkaya çekildi. Saçları açıktı, bere takmamıştı. Kısacık olan saçlarını aynı bebeklerin saçını iki yandan bağladıkları gibi bağlamıştı. Pijamasıyla o kadar ters orantılıydı ki bu saç... Geniş, bol ve ona oldukça uzun gelen pijamayla tatlı gözüküyordu. Pijamasının boyu onun boyundan büyük olduğu için paçaları yerde sürünüyordu ve ayaklarının yarısı gözüküyordu.
"Yallaaah!" diye fısıldayarak tüm enerjisini atmıştı sanki. Fısıldayarak bağırmak gibi bir tabir var mıydı bilmiyordum ama bunu başımdan aşağı ılık su boşalınca düşünemedim. Sıcak su ve azıcık soğuk su karıştırılmıştı sanki, üşümüyordum. Sırıttım. Açık kalan ağzımı kapatıp ıslanan saçlarımın suyunu elimle çektim ve diktim. Yeni kestirdiğim için kısaydılar ve kirpiye benzediğime emindim.
Üzerimdeki beyaz tişörtüm ve mavi pantolonum tamamen ıslaktı, kabanım olmasaydı üşürdüm ama o da ıslanmıştı. Neden bilmiyorum ama hoşuma gitmişti, sırıtarak elimdeki feneri kaldırdım. Yüzüne tuttum, daha sonrasında bir yakıp bir söndürdüm. Bir yaktım, bir söndürdüm.
Sinirlenmişti. Bana zarar veremediği için enerjisini atamamıştı bu yüzden saçını başını yoluyor ellerini kollarını cimcikleyip dişliyordu. Arada garip garip sesler çıkartıp dişlerini sıkarak kükrediğini de unutmamak gerekiyordu. "Lan," deyip balkonun parmaklıklarına asıldı. Elinde olsa atlayacaktı. Zaten bir bacağı demirlerin üzerine çıkmıştı, kafesinde tutulan bir kaplan yavrusunu andırıyordu.
"Oğlum bana bak! Sen bittin! Tamam mı! Bak," deyip durdu. Öyle bir 'bak' demişti ki İç Anadolu ağzıyla söylediği için tatlı gelmişti gözüme. "Bak seni bitiririm! Tamam mı, seni bitiririm! Bak, vallaha 155'i ararım. Bah, bah vallaha ararım 155'i!"
Bunu demesiyle kahkaha atmıştım. Kafamda 'laiklik elden gidiyeah' diye bağıran dayının sesi çınlamaya başlamıştı.
"İçeri attırırım seni!" dediği an feneri yeniden yüzüne tuttum, yaktım ve söndürdüm. Bunu en az on kez tekrarlayınca: "Ne selektör yapıyorsun, hayırdır? Hayırdır lan?" deyip durdu sonra yine feneri kullanınca: "Selektör yapmasana lan!" diye bağırdı. Bu seferki bağırması fısıldayarak değil, bayağı bayağı haykırmıştı adeta. O da bunun farkında varınca hızla demirlerden indi, dudağını dişledi. Daha sonra aklına bir şey gelmiş olacak ki sırıttı, kafasını salladı bana doğru. Sanki 'bak gör şimdi nasıl belliyorum ebeni' der gibiydi.
Demirliklere tutundu: "Sapııık! Şerefsiz ırz düşmanı! Utanmıyor musun bir genç kızın odasına ışık tutmaya?!" diye bağırmaya başladı. Duyduklarım karşısında neye uğradığımı şaşırmışken ona engel olmaya çalışıyordum.
"Lan! Sedef, dur! Lan, ne sapığı!? Oha lan, Sedef gözünü seveyim ne diyorsun? Lan bağırmasana!"
"Komşulaaar! Komşulaaar! Vay benim başıma geleeen!" diye bağırıyor, arada gülmemek için kendini tutuyor ve gözlerini kapayarak bağırmaya devam ediyordu. "Ah benim anneeem! Ah benim çileli başııım!"
"Lan! Sedef! Sussana kızım, baban gelecek," diye bağırınca aniden durdu. Sonra bana doğru eğilip kaşlarını çattı. Kafasıyla yolu işaret etti:
"Yürü git lan!" diye fısıldadı.
Pes edip hızla ilerlemeye başlarken, Sedef karşıdaki müstakil iki katlı evlerden sokağa çıkan insanlara baktı. Bir siyasi parti lideri gibi balkondan elini kaldırıp selam çaktı, 'tamam' işareti yapıp, elini göğsüne götürdü. "Saygılar," deyip içeri girdi.
Hem ıslanmış, hem sapık yerine konmuş, hem de Sedef'le konuşamamıştım. Bir günü daha bok gibi bitirmiştik, elhamdülillah.
ben seni çok sevdim.
Kutay: Allah aşkına n'apıyorsun sen?
Kutay: Linç edilseydim ne bok yiyecektin?
Kutay: Annene babana ne diyecektin?
Sedef: Evde yoklardı? .d
Sedef: Linç edilseydin de...
Sedef: Oturur zevkle izlerdim. :)
Kutay: Lan komşular annene söylese ne yapacaksın?
Kutay: Bunun bir izahı var mı?
Sedef: Ya karşı evler boş, satılık. Dışarı çıksa çıksa Mümtaz Amca çıkmıştır.
Sedef: O da karısıyla yaptığı fanteziler hariç her şeyi unutuyor.
Sedef: Adam 70 yaşında ama kudurmuş.
Sedef: Asıl sen siteye nasıl girdin?
Sedef: Kim işbirlikçin?
Kutay: Cafer abi ya, benim adamımdır. Attığın her adımdan haberim oluyor. :)
Sedef: İyi.
Sedef: Şimdi izin verirsen çalışmam gereken bir sınavım var.
Kutay: Huriye Hoca'yla sınav sorularını beraber hazırladığımıza dair duyumlar aldım ama sen bilirsin.
Sedef: Sen şimdi sana işim düştüğünü,
Sedef: Sana yalvaracağımı,
Sedef: Hatta senden yardım isteyeceğimi falan düşünüyorsun, değil mi?
Kutay: Öyle olacak zaten?
Sedef:
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
bu kullanıcıya mesaj gönderemezsiniz, sedef. (22.30)
Kutay: Hay engeline... (22.30) •bu mesaj gönderilemedi.
Kutay: Blöf yapmıştım ya. •bu mesaj gönderilemedi.
