19. Bölüm

32 6 0
                                    

Sözlerim, onların içini rahatlatıyor, aralarındaki küçük gerginlikleri sonlandırıyordu; buna adımın Doruk olduğu gibi emindim. Seyrulela'nın daimi olması benim için öylesine önemliydi ki, cümleler benliğimden çıkarken kendimi tıpkı bir Seyrulelalı gibi hissediyordum. Aynı hisleri Megfrela'dayken de yaşıyordum; kendimi bu ruh halindeyken kimseden ayrı göremiyordum. Bu gezegenlere ve tanıştığım uzaylı dostlarıma bağlılığım tıpkı Megfrela'nın birbirine daimi kilitlenmiş çimenleri gibiydi. Düşüncelerim yine ışık hızının tozunu dumana katmışken düşlediğim Megfrela tasviri, gözümde bir hayalden öte, gerçekten belirmişti. Bu gerçeklik ile birlikte tüm bedenim titremeye başlamış, nabzım mikro saniyeler içinde had safhaya ulaşmıştı. 
"Gözlerim... N-neler oluyor?" 

...

"Bu hafiflik de neyin nesi? Kendimi bir ruh kadar hafif hissediyorum; biraz önceki yoğun ortamdan ve ağırlıktan eser yok! Gözümü açmaya çekiniyorum, tıpkı... Evet! Bu his, bu hava, bu rüzgar..." İç sesim durmuştu; sessizliğim ana tam anlamıyla odaklanmamı sağlıyordu. Aldığım her derin nefeste yaşamın sonsuz derinliğini tabanımdan saç tellerimin en uç noktalarına kadar hissediyordum. Üçüncü nefes alışımda gözüm yavaşça açılmaya başladı. 
"BURASI MEGFRELA!" 

Dünya'ya geri dönmeden, Seyrulela'dayken buraya gelmiş olmam benim için kusursuz bir sürprizdi! Kendimden geçmeden önce artan nabzım öylesine dizginlenmişti ki, hiçbir tıbbi tedavide kendimi bu kadar sağlıklı hissedemezdim. Ayağa kalkıp tüm gezegeni koşarak dolaşmak, adım atılmadık yer bırakmamak istiyordum! Bu mutlulukla hızlıca doğrulup etrafımı incelemeye koyuldum. 
Gün doğumuna denk gelmiştim; Yılkapi, tüm bedenimi sevgi ve yaşam enerjisiyle kaplıyordu. Aldığım nefeslerin devamında, kendimi tüm benliğimle bütünleşiyor hissetmem oldukça doğaldı.
Burası, Megfrela'ya geldiğimde bulunduğum hiçbir yeri andırmıyordu. Çimenler ve ağaçlar ilk kez geldiğimdeki gibiydi, ama çevremde bulunan yollar merkezin hemen dışında olduğum izlenimini veriyordu. "Acaba İkulzar'a seslensem karşılık alır mıyım?" diye iç geçiriyordum.
"İKULZAR, MUURİK? ORADA MISINIZ?" 
Yolda ilerleyip etrafımı incelerken onlara seslenmeye devam ediyordum. Etrafta tek bir Megfrela'lı dahi görememek beni ürpertiyordu. Birkaç saniyenin ardından küçük bir tepeye doğru yöneldim ve oraya çıktığımda, aradığım yerle karşı karşıya kaldım! Gözüme ilk çarpan, tüm yapıların birbirine bağlandığı merkez yapıydı. Bu ihtişamlı yapının farkına varmam, ona olan hislerimi ve merakımı yoğunlaştırıyordu. Dünyaya dönmeden hemen önce orası sayesinde hayatta kaldıklarını söylemişlerdi. 
"DORUK!" 
Ses sağ ön çaprazımdan ve uzaktan geliyordu. Hızlıca oraya yöneldiğimde İkulzar'ın bana doğru gülücükler saçarak koştuğunu gördüm."  
Birbirimize sımsıkı sarılmaya başladık. Bu, uzun zamandır yaşadığım en güzel duygulardan biriydi; onu sandığımdan da çok özlemiştim.
"Doruk, hoş geldin." Muurik de İkulzar'ın arkasından geldi, o da gülücükler saçıyordu.
"Sizinle tahminimden çok daha erken karşılaştım. Her şeyi enikonu anlatacağım. Harika ötesi deneyimler yaşıyorum ve çok kısa bir süre önce yaşadığım deneyim sizinle ilgili! Eminim ki hemen uyanmayacağım, hislerime güveniyorum. Rahatlıkla konuşabiliriz."
İkulzar ve Muurik'i öncekinden çok daha dingin ve neşeli görüyordum. "Gün doğumunun verdiği sonsuz huzurdan olsa gerek." diye düşünürken Muurik söze girdi.
"Huzurumuzun kaynağını merak ediyorsun, değil mi? Muhtemelen ilk kez geldiğinde de yaşadığın Yılkapi'nin yaşam dolu enerjisinin etkisi olduğunu düşünüyorsun. Çok yaklaştın ve çok yakınsın."
"Neye yakınım?" Tebessümümü yüzümden hiç düşürmemiştim.
"Bizimle gel!" İkulzar kolumdan tutup hafif adımla koşarak beni okyanus tarafında doğru götürüyordu. Gün ışığının yoğunluğu ile ağaçların arasından ilerlerken hepimiz kahkahalar atıyorduk.

"BU DA NE BÖYLE?!" Yaşadığım hayret dolu an ile tüm pozitif haykırışımı Megfrela'ya yansıtıyordum. Yüzlerce Megfrelalalı okyanusa çok yakın bir yerde dizilmiş, dünyadaki Yoga'ya benzeyen, belki de tamamen Yoga ile aynı olan bir meditasyon türünü uyguluyordu. 
"Şaşkınlığından anladığım kadarıyla gezegeninizde de meditasyon yapılıyor, değil mi?" 
Muurik'e hayranlığım, Yılkapi'nin doğum hızı ile doğru orantılı olarak artıyordu. 
"Gezegenimizde birçok meditasyon yöntemi var, fakat onların tüm bedeninin gülümsediğini hissediyorum. Dünya'da buna o kadar az şahit oldum ki..."
Muurik beni başıyla onayladı ve konuşmaya başladı. 
"Koşulsuz sevgi tüm evrende, hayal edebileceğin her yerde... İnanıyorum ki burada yaşananların benzerleri dünyada da var. Senin bize anlatacağın bir sürü konu var, bu konuda yalnız değilsin. Her şey şimdi başlıyor!" 
 

Kozmik (Kitap & Sesli Kitap)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin