39. Bölüm

11 6 0
                                    

Lotuprana Megfrela örneği ile konuyu daha iyi algılamamı sağlamıştı. Fakat daha fazla örneğe ihtiyacım vardı. Öte yandan İkulzar ve Megfrela'ya yöneldiğimde, onların aydınlanma haline büründüklerini ve müthiş bir şekilde parıldadıklarını fark ettim. Evet, onlar kesinlikle Lotuprana'nın bahsettiği koşulsuz sevgi özü yolunda müthiş adımlar atmış görünüyorlardı. Hem Lotuprana'nın sözlerinin bende yaratan ufuk açıcı ve şaşırtıcı etkileriyle hem de Muurik ve İkulzar'ın içlerinde parıldayan, dışarıdan dahi görünebilecek kadar güçlü ışığın verdiği huzurla içim adeta kıpır kıpırdı. 
"Lotuprana, örneklere devam edebilir misin? Hayatta gelişen olayların titreşimle olan ilgisi nedir?" 

"Ögeday'ı hatırla Doruk. Onunla karşılaşmanızın ve onun kendi içinde yaşadıklarının rastlantı olmadığını söylemiştim. Fakat ardından bilinç konusuna girerek doğal teknolojiden, morlerosa ve morlesarphalardan, yani metamorfozdan söz etmiştik. Konular konuları atladıkça sorduğun asıl sorudan uzaklaştığını düşünmüş olabilir, hatta soruyu dahi unutmuş olabilirsin, fakat bu çok doğal. Şimdi yapacağımız sohbetin ardından her şeyi çok daha iyi kavrayacağını biliyorum.

Titreşimler uyuştuğunda bu fiziksel kattaki olaylar da tam olması gerektiği gibi gelişir. Su akar yolunu bulur. Sen kolundaki yaşam çiçeğine odaklanırken aslında üst bilincinle derinliklerindeki arzularını oluşturuyordun. Ögeday ile birbirinizi tanımadığınızı mı sanıyorsun? Sadece onu değil, ebediyette var olan herkesi tanıyorsun Doruk. Aranızdaki iletişimi normal bilincinle fark edemezsin, fakat onu arzulayarak ve arzularının gerçekleşmesine niyet ederek insanların tabiriyle topu bu işi yapacak düzeydeki bilincine gönderebilirsin. İşte Ögeday ile bu şekilde anlaştınız. Zamansızlığın içinde var olan potansiyelleri uygun titreşime sahip olduğunuz için gerçekleştirdiniz. Ve o da, sen de, Eda ile Savaş da müthiş dersler çıkardınız. Aynı zamanda geleceğe yatırım yaptınız, yani bir nevi gelecekteki potansiyelleri gerçekleştirmek için seçimler yaptınız. Böylece geçmiş ve gelecek olarak yorumladığınız her şey sizin realitenize etki etti. Tüm bunlar siz istediğiniz için gerçekleşti: Ögeday böylelikle derinliklerinde hayalini kurduğu kalimba müzisyenliği ve enstrüman tanıtımı için yeteri kadar arzuyu duyarak içindeki koşulsuz sevginin varlığını tekrar hatırladı, yani farkındalığın farkına vardı. Eda ve Savaş ise Megfrela'daki deneyimlerini ve deneyimleyecek olduğun bazı durumların ön gösterimine şahit olarak içlerinde duydukları arzuları gerçekleştirdiler. Onlar artık hayata daha farklı bakıyorlar ve bu süreçte hepiniz birbirinizle öyle güzel etkileşim kuruyorsunuz ki, bu süreçte her şey yine sizin tabirinizle saat gibi işliyor. Peki ya sen? Sen ise Megfrela'ya yeniden gelmenin arzusuyla yanıp tutuşuyordun Doruk. Fakat bunun için kendine bir sebep arıyordun. İstesen buraya hiçbir sebep olmaksızın da gelebilirdin, ama derinliklerinde bildiğin bir gerçek vardı. Bu gerçek, senin dünya içinde kendi başına yeni keşifler yapma arzundu. Ögeday ile tanışarak kendi içinde karışmış tüm parçaları yerine oturttun: sessizliğin sesini bilginin ötesinde, deneyimle keşfettin. Bu keşif ise kelebek etkisi ile seni bu sohbete çekti. Unutma Doruk, bu sohbet sen istemesen asla gerçekleşmezdi. 

Kısacası, kendini bilincin koşulsuz ve sonsuz paylaşımına açtığında, hiçbir şeyin rastlantı olmadığını düşünce, olaylar ve madde açısından rahatlıkla örneklendirebilirsin. Tüm tarihi bilebilir, geleceğini tam olarak, ebediyetin içinde, bilinçli bir şekilde yaratabilirsin. Hatta benim az önce gerçekleştirdiğim birtakım durumları da yaşayabilirsin; bunları herkes yapabilir. Bir durumun mümkün olmadığını olağan bir şekilde belirtirsen bu söz senin için bir realite olur; yani var olan tüm sınırları aslında biz belirleriz. Fakat çiçek elbet tohumdan çıkarken kabuğunu kıracak ve tüm muhteşemliğiyle tezahür edecektir. Bu yüzden kendini sınırlarla çevreleyen biri, zamanı geldiğinde mutlaka onları ortadan kaldıracak ve kendini bilincin akışına teslim edecektir. Tıpkı çocukluğunda, bilime olan tutkunun doğurduğu araştırmaların ardından, ışık hızının aşılabileceğine inanman, hatta düşünce ile her yerde belirmek gibi müthiş bir hayale sahip olduğunda bunu gerçekleştirebilmen gibi. 

Ve olağan kavramını neden kullandığımı daha çok merak etmeye başlıyorsun, biliyorum. Sen bunu öğrenmeyi tamamen arzuladığında yanıtı alacaksın. Ona çok yakınsın." 
Lotuprana'nın sözlerini verdiği yeni örneklerle çok daha iyi kavramıştım ve bu kavrayış bende müthiş bir dinginliğin doğumunu sağlamıştı. Öylesine sükunet içindeydim ki, Megfrela'nın tertemiz havasıyla ciğerlerimi doldurmam dahi adeta Yılkapi'nin tekrar doğması kadar uzun sürmüştü. Fakat bu vecit halinin içindeyken aklıma bir nokta takıldı. 
"Lotuprana, ya o insanlar kendi sınırlarını aşamadan ölürlerse?" Lotuprana bu soruyu sormamı uzun süredir arzularcasına derinden gelen sesiyle yanıtladı: 
"Evet, bu çok doğal bir durum Doruk. Eğer bunu deneyimlemeden ölürlerse, yeniden doğarlar."

    

Kozmik (Kitap & Sesli Kitap)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin