60. Bölüm

94 5 2
                                    

Dünya'nın açıklamalarını sabırla beklerken, o sırada her zerremin onun parçalarıyla temas ettiğini hissetmem beni çok daha huzurlu kılıyordu: şirin mi şirin böcekler, tenime adeta masaj yapan çimenler, saçlarımı tarayan rüzgar... Dünya'nın hiçbir karşılık beklemeksizin sunduğu kozmik sevgi herkese işliyordu; önemli olan onun farkına varmaktı ve ben Megfrela'da doğanın sonsuz tonunu deneyimlememe rağmen Dünya'da çok daha farklı bir farkındalığın tam merkezindeydim. Evet, evrende tüm gezegenler birbirinden farklı, bütünü tamamlayan parçalardı ve hiçbir aile üyesi birbirinden üstün değildi, ancak her ne olursa olsun burada yeni deneyimleri yaşamamak imkansızdı ve hiçbir şeyin imkansız olmadığını düşündüğüm kozmosta duruma farklı bir perspektiften bakarak imkansızlığı sevgiyle açıklamama şaşırıyordum.

"Öncelikle Doruk." dedi Dünya en dingin ses tonuyla; ondaki anne şefkatini ve aramızdaki ruhsal bağı hissetmemek mümkün görünmüyordu, "Kabullenmek ve yüzleşmek çok büyük bir erdemdir, ayrıca sorduğun derin sorunun çözümünün ilk adımıdır çünkü attığın o devasa adım durumu her yönüyle hissettiğinin göstergesidir. Bu sorun en derin dürtülerinde yer alıyorsa, onunla yüzleşmeyerek onu maskelemek kriz anında sorunların doğmasına sebep olurdu, ama bunu en başından itibaren engelleyecek adımı attın. Ve içinde koşulsuz sevgiyi yaşayan, seneler içinde müthiş potansiyeller barındıran milyarlar da seninle bu devasa ve onurlu adımı atıyor.  Seninle müthiş bir yere gitmek istiyorum Doruk." Dünya'nın bu talebiyle birlikte sükunet içinde gözümü kapatarak kendimi serbest bıraktım ve onun zihnini derinlemesine hissederek kendimi yepyeni bir yere hazırlanırken buldum. 

Dinginliğim had safhaya ulaşmış bir şekilde gözümü açtığımda hayatımda yaşadığım en büyük şoklardan biriyle karşılaştım: belki de yaşamımda görüp görebileceğim en büyük dalga müthiş bir ihtişamla bana doğru ilerliyordu. Bunu beklemediğimden neye uğradığımı şaşırdım ve yukarı doğru ilerlemek için imgeleme hazırlığına girdim. O sırada Dünya uzaktan gelen bir gök gürültüsüyle birlikte beni uyardı:
"Hayır Doruk, aşağı, derinliklere inelim." Dünya'nın talebini beklemeden yerine getirerek suyun içine girdim. Derinliklere inerken, yüzeydeki hiddetin son bulduğunu algılıyordum. 

"Bu öğretiyi hatırladın mı Doruk? Suyun yüzeyi ne kadar hiddetli olursa olsun derinliği daima dingindir. Bu öğreti doğadan, koşulsuz sevgiyle birlikte geliyor. Aslında ben sizin hatırlamanıza doğadaki tüm bu çeşitliliklerle yardımcı oluyorum ve siz bunu başarıyorsunuz! 'Ya başaramazsanız?' sorusunu asla sormadan, en başından itibaren durumun başarıdan ibaret olacağını biliyordum. Odanızı boyadığınızda ve perdeleri yırtarak her şeyi dağıttığınızda, hatta kendinize zarar verdiğinizde dahi yanınızdaydım. Sizin yok olmayacağınızı ve kendinize nihai anlamda bir zarar veremeyeceğinizi biliyordum Doruk ve bu konuda realiteyi etkileyecek hiçbir durum olmadığından dolayı özgür iradeyle ilerlemenizi asla engellemedim. Size ben de dahil olmak üzere tüm kozmos yardımcı oluyoruz, siz de bizlere... Hiçbirimiz birbirimizden ayrı ya da üstün değiliz, bunu her geçen gün çok daha derinden görüyorsun. 
Okyanusun derinlikleri... ne kadar da dingin ve sükunet dolu! Sorduğun sorunun yanıtını tam olarak buralarda bulabilirsin. Unutma, sen bütünüyle bir okyanussun ve yaşadığın ya da yaşayacağın tüm dalgalanmaların sebebi yüzeye odaklanmandan kaynaklıdır. Bazen dinginliğini korur ve sorunlarla karşılaştığında onları sorun olarak kabul etmeyerek hoşgörü ile karşılarsın ve daimi saadet içinde olursun. Bazen de kendini olayların içinde bulursun; sonuçlar karşısında üzülür ya da sevinirsin ve mutluluğun ile huzurun olaylar ile şekillenir. Böyle durumlarda ne yapmalısın?" 
"Pratik." Dünya'yı tamamen anlamının mutluluğuyla içim coşkuyla dolmuştu. Verdiğim bu yanıtın eseri yalnızca Dünya değil, yaşadığım bu büyüleyici serüvendeki tüm öğretmenlerimdi. 
"Evet Doruk, kesinlikle! Kabullenmenin ve yüzleşmenin ardından bilinçli farkındalığı yaşamak tıpkı okyanusun derinliklerine inmek gibidir ve bu gerçek senin ilk adımını öylesine güçlü kılar ki, yaşamının devamına saadet içinde başlarsın ve yaşadığın olaylar ruh halini şekillendirmez. Bunun devamında, yaşamı bir oyun olarak kabul edip pratiğini bu yolla istikrarlı bir şekilde gerçekleştirdiğinde değişimimizi göreceksin. Kendini olayların akışına kaptırdığında bir anda farkındalığa varacak ve sükunetini yeniden yaratacaksın. Yani Doruk, umutsuz ve karamsar bir ruh haline bürünmene bizzat kendin izin vermeyeceksin. 

Sohbetimizin bu kısmıyla birlikte ışık konusundaki sözlerimize eklemeler yapalım:
Bu, ışık ve karanlığın savaşı değil Doruk, bunu asla ama asla unutma. En karanlık görünen varlığın dahi içinde bir ışık; en aydınlık görünen varlığın dahi içinde bir karanlık vardır. Sizler sohbetimizin en başında da söz ettiğimiz gibi enerjiyi test ediyorsunuz ve müthiş bir yaratımın mimarlarısınız. Yani, ışığı yalnızca çevrene değil kendine de yansıtıyorsun ve içindeki ışığın henüz değmediği karanlık bölge onunla etkileşime giriyor. Bunun ne anlama geldiğini biliyorsun; elbette huzursuz ve karamsar olacaksın. Ama kabulleniş, yüzleşme ve pratikle birlikte bilinçli farkındalığı aldığın her nefeste tezahür ettirdiğin sürece içinde ışıkla karşılaşan ve çırpınan karanlık çok hızlı ve huzur dolu bir şekilde saf sevgiyle bütünleşecek. Çünkü o da özünde..." 
"Saf sevgidir. SENİ SEVİYORUM! Dünya'da bir insanı dahi ötekileştirmeden ve illüzyona kapılmadan ışığımı hem kendime hem de tüm kozmosa bahşedeceğim. Biliyorum, onun bir sınırı yok ve sonsuzluktan gelen bu güç ben karşılık beklemeden verdikçe her şeyi değiştirecek. Bunu yalnızca ben değil, hepimiz gerçekleştiriyoruz ve yapmaya devam edeceğiz; korkuya kapılan hiçbir insanı ötekileştirmeksizin, hep birlikte..."
"Hep birlikte." 

O sırada, içinde bulunduğum sohbeti sindirirken kendimi gökyüzünde sırt üstü uzanırken imgeledim. Bu, beraberinde suyun içindeki yoğunluk hissimi azalttı ve beni bir kuş tüyü kadar hafifletti. Gözümü açtığımda gökyüzünde sabit bir şekilde süzülüyordum. Dünya ise sıcacık rüzgarını tenime işleyerek söze girdi: 

"Kalbinizde her şeyi kapsayan koşulsuz sevgi bilinçli bir şekilde tezahür ettiğinde, korkunun ve karanlığa kapılan insanların size asla zarar veremeyeceğini göreceksiniz. Eski zaman üstatları, yaşamlarında bunu birçok kez uyguladı ve kendilerine tehdit gibi görünen karanlığın yalnızca kendisine zarar verebildiğini gösterdiler. Bu çok ince bir çizgidir Doruk ve böylesine derin anlamlar barındıran bir bilginin devamında insanın kendisini asla kandıramayacağını da biliyorsun. Öyle ki, bir insan tehdit olarak algıladığı korkuya kapılmış birini sırf kendine zarar vermesini sağlamak için sevemez. Sevgi saftır, imajsız ve dingindir. O, tüm buzları eritir. 
Megfrela ile tanışmadan önce de müthiş başarıların vardı, hatırlıyor musun? Sana sataşan insanlara karşı sevgi ile yaklaşıp yapıcı yanıtlar verdiğinde, onların kendilerinin farkına varmalarına yardımcı olmuştun. Onların şu an bir başkasına ışık olduklarını biliyor musun?" Dünya'nın bahsettiği kişileri hatırlıyordum; yanlış anlaşılmadan ve dalgınlığımdan dolayı birkaç kez tanımadığım kişiler bana sert tepki vermişlerdi. Ben ise halatı kendime doğru çekip direnç oluşturmadan, sevgi ile karşılık vermiştim ve diyaloğumuzun devamı müthiş ilerlemişti. Onların şu an yansıttıkları ışık beni asla şaşırtmamıştı ve Dünya bana harika bir örnek sunmuştu; ayrıca, bizim daima yanımızda olduğunu, söylediği her örnekte gösteriyordu.

"Kendime hiç olmadığı kadar güveniyorum. Tüm kozmosun enerjisini kalbimde hissediyorum. Kaybetmeyeceğimiz bir yolun içinde asla endişelenmiyorum. Ben çok güzel şeyler görüyorum Dünya, çok ama çok güzel şeyler!"     

Kozmik (Kitap & Sesli Kitap)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin