26. Bölüm

30 5 0
                                    

Muurik ve İkulzar'a verdiğim yanıt Lotuprana'nın tam olarak beklediği karşılıktı. Benim koşulsuz sevgi kavramını bilmemi değil, deneyimlememi ve yaşayacağım etkiler ile koşulsuz sevginin yaşamın ta kendisi olduğunun farkına varmamı istiyordu. Lotuprana'nın bu planını öngörmemiştim, tıpkı onun beni algıladığı gibi ben de onu algılıyordum; kusursuz bir uyumluluk durumu tüm çıplaklığı ile ortadaydı. Fakat bu durumun içindeyken sadece Lotuprana ile değil hem Muurik ve İkulzar ile hem de tüm Megfrela ile uyumluydum. Tüm yaşamım boyunca deneyimlemediğim bu gerçekte halen bir sona vardığımı hissetmiyordum; Megfrela'nın da ötesinde, tüm evrenle bir olabileceğim güdüsünü benliğimde barındırıyordum. Lotuprana telepati gücünü kullanarak söze girdi.
"Megfrela'nın büyüleyici olarak algıladığın manzarası uyanmanı sağlamış gibi görünüyor, değil mi? Bu düşüncenin derinliğine inmenin tam zamanı. Onlarla iletişim kurmak ister misin?"
Lotuprana'ya sözlerimle değil, hareketlerimle karşılık verdim. Birkaç küçük engeli geçip tepeden inerek topraktan çimenlere geçiş yaptım.
"Bu his..."
Megfrela'nın bütünleşen çimenleri ile temas ettiğim an, zaman kavramının hiçe sayıldığı bir boyutun kapısından yeniden girdiğimi hissettim. Az önce yaşadığım fantastik hisse benzer bir histi, ama büyük bir farklılık seziyordum. Çimenlerle ilgili... Duraksadım ve çimenlere Megfrela'ya ilk geldiğim günden daha farklı yaklaştım.
"Benimle iletişim kuruyorlar!"
İç sesimin haykırışı ile içimdeki Doruk'un açtığı yeni kapılar sayesinde çimenlerle iletişime geçtim.
"Hepimiz biriz!"
Çimenler tıpkı birbirleri ve tüm Megfrela ile kurduğu bağın görüntüsü gibi iletişim halinde de aynı mesajı veriyorlardı. İnsan dürtülerimin bu zamana dek algılamadığı bir sesti bu. Sesleri zihnime ve ruhuma öylesine pozitif nakşediyordu ki... Onların verdiği mesajın ardından tabanımda çok güçlü bir his belirdi, hareket etmeye güdüleniyordum! Kendimi serbest bırakıp çimenlerle bütünlük kurarak hareketlerine karşılık verdim. Adımlarım beni az önce gördüğüm devasa ağaçlara götürüyordu. Çimenleri hissederek durmam gerektiğini algıladım. Envaiçeşit ağacın, gördüğüm o manzaranın tam ortasındaydım. Algılarım, uyandığım andan bile daha çok açıktı. Doğadaki her bir dostumu tek tek dinlemeye başladım.
"Yaşam birdir."
"Her şey birdir."
"Ben senim."
"Sen bensin."
"Bizler ölümsüzüz."
"Yalnızca form değiştiririz."
"Sen de öyle."
"Daima bizimlesin."

Frekansımın kat be kat arttığını hissettiğim, kusursuz bir deneyimin tam merkezinde olduğum için her birinden gelen mesajı sindirebiliyordum. Yine de bu mesajları Lotuprana, Muurik ya da İkulzar'ın haricinde, doğanın ta kendisinden duymam tüylerimi yerinden sökecek derecede şaşırmamı sağlamıştı. Mesajları algılayan benliğim, arkamdan bana doğru yürüyen bir silikisyonu algıladı. Silikisyonun, Megfrela'da tanıştığım ilk dostum olan silikisyon olduğu hissine kapıldım ve biliyordum ki bugün hiçbir hissimde yanılmayacaktım. Duygu dolu tebessümle onu yerden alarak onunla iletişim kurmaya çalıştım.
"Evine hoş geldin."

Gözümü açtığımda yatağımdaydım! Bu seferki uyanışım çok daha temkinliydi, yine de bir anda uyanmam karşısında şaşkınlığımı gizleyememiştim. Saat sabahın sekiziydi ve bu sefer sıradan bir uykudan uyanmış gibi görünüyordum; onlarca olayın ardından sadece on dakikalık uykudan uyanmamıştım. Silikisyonun ve diğer canlıların söylediği sözler hem beynime hem de kalbime etki etmeye devam ediyordu. Seyrulela'da yaşadığım hiçbir şeyi anlatamadan Megfrela'da hayatımdaki en muhteşem deneyimi yaşamıştım. Bunun dahi sürecin içinde olduğunu düşünüyordum. Bir anda aklıma korkunç bir durum geldi. İçimden "Ya bu seferki gerçekten rüyaysa?" diye geçirmeye başladım ve yatağımda, yaşadığım deneyimlerle ilgili birtakım nesneler aramaya koyuldum, ancak yatakta hiçbir şey yoktu. Düşünceli bir şekilde yatağımdan kalkarak banyoya doğru yöneldim. Herkes halen uyuyordu, bu yüzden daha sessiz adımlar atmaya devam ettim. Yüzümü yıkamak için musluğa yöneldim. Kolumu sıvamamla birlikte yaşadığım şok etkisi, gözüne ışık tutulmuş tavşan edasıyla donakalmama sebep oldu; sol bileğimde yaşam çiçeği çizimi vardı! 

Kozmik (Kitap & Sesli Kitap)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin