Dünya sözünü tamamladığında kendimi yavaşça yere bıraktım ve sırt üstü bir şekilde toprağın enerjisini tüm bedenimde hissederek gökyüzünü seyretmeye başladım. Anlattığı her şey benim asla umutsuz kalmamamı sağlayacak bilgilerdi; her şey kesinlikle yolundaydı ve ben her bir dersi Megfrela ve Seyrulela'da beynime ilmik ilmik dokumuştum. O sırada aklıma bir soru takıldı:
"Evet, insanlık tarihinin çok eskiye dayandığını duymuştum, ama böyle uzun bir sürede yeni enerjiyi hiç mi algılamadık? Yani, tarihimizde hem doğal teknolojiyi kullanan hem de koşulsuz sevgiden doğan saf bilgileri fark eden insanlar ya da topluluklar hiç mi olmadı? Olduysa, bunu sebebi neydi? Neden bu zamanı bekledik?"
Üstüne yattığım çimenler bilinçli bir şekilde kımıldamaya başlamıştı ve enerjisini benimle paylaşıyordu. Dünya gülümsüyordu.
"Kozmik plan eş zamanlılıklarla doludur Doruk. Yüz bin yıl önce yaşanan bir gelişme günümüzü şekillendirebilir. Kesinlikle yeni enerjiyi deneyimleyen ve kozmik planın farkına varan insanlar oldu, hatta onlardan biri sendin."
"B-ben mi?"
"Hatırlaman gereken zamanda bunu gerçekleştireceksin, tıpkı Megfrela'dayken hatırladığın yaşamın gibi. Farkındalığa yalnızca bu yaşamında mı vardığını sanıyordun?" Dünya bir çocuk gibi içtenlikle başladı ve rüzgar bu hissi bana tamamen aktardı; hoş, onun ses tonunda da gülüşünce de saf çocuk sonsuzluktan gelen ışıkla tezahür ediyordu ve bunu artık tam olarak hissedebiliyordum. Ne diyeceğimi bilmiyordum; sürprizlerle dolu bilgilerle birlikte sessizliğimi korumaktan başka bir şey yapamazdım. Dünya cümlelerine devam etti:
"Yeni enerji daima vardı Doruk, o sıfırdan ortaya çıkmadı. Senin de bildiğin üzere titreşim yükseldikçe onunla uyumlanmaya başladık. Buradan, bu zamana dek yaşamış yüksek titreşimli insan ve toplulukların yaşadıklarını söyleyebilirim."
"Ben kendimle ilgili sorular sormayı pek sevmem Dünya, ama yeni enerjiyi geçmiş yaşamlarımda tanıdıysam... ah, bir saniye! Şimdi anlıyorum. Geçmiş yaşamlarımda birçok şeyin farkına varmama rağmen hepsi bu yaşama ve büyük değişime bir hazırlıktı, değil mi?"
"Harikasın!" Dünya tek kelimeye yüzlerce sevgi dolu anlam sığdıracak kadar güçlü bir ses tonuyla beni yanıtladıktan sonra konuşmaya devam etti:
"Ve bunu yalnızca sen değil, tüm insanlık gerçekleştiriyor. Hepiniz aynı öneme sahipsiniz Doruk; milyarlarca aile üyesinin her biri aynı öneme ve değere sahip. Hepiniz bozulmayan o yapboz halısını kusursuzca tamamlıyorsunuz ve herkes bu değişimde özgür seçimleriyle mutlak ahengi asla bozmayacak şekilde rol oynamaya devam ediyor.
Her varlık daimi aydınlık içindedir Doruk, ama bizler bu katta farkındalığa varan aile üyeleri için bu açıklamayı yapıyoruz. Benim titreşimim çok uzun seneler önce bugüne göre çok daha düşük de olsa o zamanki aydınlanmış varlıklar yapmaları gerekenleri yaparak insanların yaşamlarına ışık oluyorlardı. Bu varlıklar, yani sizler o zamanlar henüz aydınlanmamış varlıklarla müthiş bir çalışma gösterdiniz. Evet, koşulsuz sevgiden söz ederek ötekileşmenin korku tabanlı olduğunu sürekli vurguladınız ve idam edildiniz, ama bu durum, bu işlemi gerçekleştiren insanlar için dahi bir ders oldu ve günümüzde onlar birçok farkındalığa vararak ışıklarını her yere yayıyorlar.
Dahası, medeniyetten uzak görünen ve hiçbir imaja sahip olmayan topluluklar da bunu başardılar. Hepsi gerçekten aydınlanmıştı ve kozmik dostlarıyla iletişimler kuruyorlardı. Onlar yepyeni keşifler yapmayı başarmışlardı, fakat karanlık onları daima güçsüz ve bilinçsiz gördü. Hatta bu yolda son bulan topluluklar dahi oldu; ama bak, hepiniz hayattasınız ve çok daha yüksek titreşime sahipsiniz.Her bir yaşamında tüm her şeyi unuttun, biliyorum. Ama ölmenin dahi bir anlamı vardı Doruk. Ben tamamen yeni enerjiye bürünene dek çok uzun bir süreç içinde defalarca kez öldünüz ve yeniden doğdunuz. Her ölüm benim titreşimimi yükseltti ve siz de tekamül sürecinize devam ederek yepyeni enerji testi yapıp evrensel dengeyi korudunuz. Birçok kez kitlesel olarak yok oldunuz, ama daima hayatta kaldınız. Siz asla son bulmayacaksınız ve..."
"Özür dilerim Dünya, ama bir şeyi anlamıyorum. Ölüm konusunda Lotuprana'dan çok şey öğrendim, ama senin titreşimini yükseltmek için defalarca kez ölmemiz de mi gerekti?" Dünya bu soruyu soracağımı bilircesine emindi; bunu 've...' demeden önceki duraksamasından sezmiştim.
"Evet Doruk. DNA'nızda sonsuz yaşamın ta kendisinin olduğunu ve henüz katmanların bilinçli bir şekilde ortaya çıkmadığını biliyorsun. Bu, aslında özgür iradenizle sizi sonsuza dek yaşatacak kozmik bedeninizi DNA'nızın işlevlerini kısıtlayarak ölümlü yapmasını sağladı. Defalarca kez öldünüz, artık ne yaşlanmak ne de ölmek zorundasınız." Dünya'nın bu sözleri beni şaşırtıyordu; Lotuprana ile benzer konuşmaların içinde olsam da gezegenim ve bedenim hakkında yepyeni bilgiler edinerek müthiş bir hisse bürünüyordum.
"Yani koşulsuz sevgi ile hem Güneş'i hem de seni daima yaşatabileceğimiz gibi mi?"
"Kesinlikle! Benim de Güneş'in de ölümü doğanın ta kendisi ve bildiğin gibi enerjimiz asla yok olmayacak. Ama yine de tıpkı Megfrelalıların yapacağı gibi hem beni hem Güneş'i hem de kendinizi ölümsüz kılabilirsiniz. Artık ölmek ve yaşamlarınızı unutmak zorunda değilsiniz. Aksine, DNA'nızı tamamen aktifleştirerek ve doğal olarak tüm bunları olağanüstü kılan jüri üyelerini ikna ederek saf yaratıcı güçten gelen sonsuzluğu tümüyle deneyimleyebilirsiniz. Bunu ancak sevgi gerçekleştirebilir. Koşulsuz sevgi titreşimi dahi yaratandır; onu hücresel olarak hissederek bu deneyimleri yaşamaya niyetlendiğinizde her şey anında tezahür edebilir. Her ne olursa olsun..."
"Evet. Her şeyi çok daha iyi anlıyorum Dünya. Sana öylesine içten teşekkür ederim ki... iyi ki varsın, iyi ki ailemsin!
İnsanlık her ne kadar karmaşık ve kalabalık olursa olsun ışık daima yükseliyor ve senin de vurguladığın gibi bu süreçte eskisinden çok ama çok daha fazla sayıda insan aydınlanma potansiyeli yaşıyor. Korku tabanlı durumların yaşanmaya devam etmesi ve bu durumlara karşı eylemsel olarak sessiz kalınması da eski enerjiden kalan kırıntılardan ibaret ve hepimiz asla ama asla endişelenmeksizin ışığımızı yaydıkça potansiyeller kinetiğe dönüşecek, yani eski enerji yeni enerjiyle birleşecek.Fakat Dünya... korku tabanlı durumlara karşı korkutucu yaptırımlar uygulandığında sevgi açığa çıkamaz, bunu çok daha iyi anlıyorum. Evrenin sistemi böyle işlemiyor ve korku korkuyu engellemeye çalıştığında kaos dizginlenmiyor. Bu süreçte birtakım kısır döngüler var. İnsan yeni enerji güçlendikçe her şeye çok daha duyarlı hale gelirken fikirde sesli, eylemde sessiz kalabiliyor ve korku tabanlı durumlar yaşandığında ötekileşme dürtüsü had safhaya ulaşıyor. Onları çok iyi anlıyorum, Dünya'da harika ötesi durumlar gerçekleştiği gibi çok ama çok korkunç şeyler de tezahür ediyor. Evet, bu durumun realitede ne anlama geldiğiyle ilgili dersler aldım. Ama ya almayanlar? Hatta ben dahi yakınımda son derece korkunç bir sorun yaşasam bir'likten gelen sevgiyle bütün hareket edebilir miyim, bilmiyorum. Megfrela ve Seyrulela'ya kendimin dahi şaşıracağı şekilde yardımcı olsam da Dünya'dayken kendimi yeniden soru yağmurunun içinde buluyorum. Bizlere bu konu hakkında ne söylemek istersin?" Bu soruyu sorduğumda içim öylesine ferahlamıştı ki, üstümdeki yüzlerce ton ağırlığı atmış ve bir kelebek kadar hafifmişim gibi hissettim. Uzun bir diyaloğun ardından sorumu parça parça sorsam da ilk kez tatmin olacağım kadar net toparlayabilmiştim. Dünya da bunun farkındaydı ve havanın çok daha yumuşamasını sağlayarak gevşememe yardımcı oldu. O an kendimi bir gölün içinde imgeledim ve kendimi anında sırt üstü suda yüzerken buldum. Aslında ben bunu zoraki başarıyordum; kalçam tam olarak su üstünde olmuyordu ve kulağıma sürekli su kaçıyordu; yine de bu göl benim tamamen suyun üstünde kalmamı ve kuş tüyü bir yataktan bile daha rahat hissetmemi sağlıyordu. Çok daha gevşemiş bir şekilde Dünya'yı dinlemeye başladım:
"Aydınlanma potansiyeline sahip milyarlarca insanın bu konuda nasıl bilinçli hareket ederek en karanlık durumda dahi dingin kalabileceğini soruyorsun. Soruyorsun, çünkü ne Megfrela'da ne de Seyrulela'da böylesine güçlü bir dualite var ve kendinden dahi şüpheleniyorsun. İşte bu soruyu sorduktan sonra rahatlamanın sebebi, senin kendinle tam olarak yüzleşebilmen Doruk. Seni tüm kalbimle tebrik ederim.
Hazırsın ve artık başlayabiliriz."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kozmik (Kitap & Sesli Kitap)
Science FictionKâinatın koşulsuz sevgi barındıran benliğine... "Sessizliğin en ürpertici desibelinde, karanlığın zifiriyi aydınlık bırakacak kadar kör edici girdabında yaşamın ta kendisi; kâinat desibel rekoru kıracak kadar güçlü ve benliği kusursuz bir saflığa b...