55. Bölüm

20 6 0
                                    

Hepimiz sessizleşmiştik ve bunun sebebinin, yaptığım harekete kendimin de şaşırdığımı fark etmeleri olduğunu düşünüyordum. 

"Sizinle iletişim kurarken aynı zamanda Mevköros'un yanına gidip onu buraya çağırdım. Ama, ben bunu Hayal cümlesi tamamladıktan sonra gerçekleştirdim. Normalde benim zamanıma göre -Dünya ile Seyrulela arasındaki zaman sistemi farklı olsa bile- on beş dakika geçmiş olmalı; en azından yürüme mesafemiz dahi bunu kanıtlıyor."

"Neyi kanıtlıyor? Yaşadığım şoktan zaman kendi adımı bile unuttum!" dedi Zaman kendini çimdikleyerek uyanmaya çalışırcasına şaşkın bir ruh haliyle.
"Eş zamanlılığı. Zihnimde imgelediğim Mevköros'a ulaşmak için böyle bir şey yapacağımı tahmin dahi edemezdim." O sırada konuyu değiştirme dürtüsü beni Mevköros'a yöneltti. Daha güçlü bir gülümsemeyle konuşmama devam ettim:

"Sizi Seyrulelalı ilk dostum Mevköros'la tanıştırmak istiyorum. O, Megfrela'yı hayatında hiç görmese dahi oraya en küçük bir zararın gelmesini engellemeyi ve Seyrulela'nın tabiatını kazanarak herkesin huzur içinde, ışığının her gün daha derin bir şekilde farkına varmasını isteyen biri. Buradaki herkes birbirinden farklı karakterlere sahip olsa da ortak amacımızın tamamen aynı olduğunu görmek işten değil. Mevköros'un tüm yaşama olan sevgisi ve duyarlı oluşu, bazı durumlarda ön yargılar yaşamasına sebep oldu. Ama onunla karşılaştığımda, hiçbir direnç göstermeden birtakım durumların farkına vararak benimle gelmeyi kabul etti. Evet, yüzümde en küçük bir endişe dahi yoktu, ama hissetmiyor musunuz? Seyrulela canlanıyor!"

"Tanıştığımıza çok memnunuz ve seni çok iyi anlıyoruz. Doruk'un da söylediği gibi sen çok temiz bir kalbe sahipsin ve Seyrulela'yı en az bizim kadar düşünmekle kalmayıp Megfrela için de endişeleniyorsun. Evet, hepimizin birçok konuda ön yargıları oldu ve bu kısa sürede her şeyin farkına vararak aslında kendimizi, derinliklerimizde yer alan saf sevgiyi keşfetmeye karar verdik. Bunu birlikte uygulayacağız." Hayal'in sözlerinin ardından Mevköros'un gözlerinin içinin güldüğünü ve dolduğunu gördüm. Hayal, Zaman ve Düşünce de huzur kelimesini yüzlerinde tamamen resmederek ona karşılık vermişti. 

"Sizinle tanıştığım ve içinizdeki ışığı gördüğüm için öylesine neşeliyim ki, bu gezegen gözüme çok farklı görünüyor artık. Bu süreçte elimden gelenin fazlasını yapacağım."

Herkes hiç olmadığı kadar bilinçli ve canlı gözlerle ışığını paylaşırken Düşünce bir adım öne atılarak söze girdi:
"Her ne yaşandıysa bu senin eserin Doruk. Kısa sürede rüzgarın tersine dönmesini sağladın ve bize umut aşıladın. Evet, gerçekten hissediyorum bunu. Ben hislerimle bütünleşiyorum, onunla adeta dans ediyorum! İlk kez Hayal ve Zaman'ı gerçekten anladığımı fark ediyorum." 
"Bu hissi ben de yaşıyorum; geçmişe olan bağlılığımın azaldığını ve onu sevip serbest bırakarak gelecek kaygımdan da kurtulduğumu görüyorum. Daha analitik düşünürken hayallerimi özgürce kurabiliyorum. Tıpkı Düşünce gibi ben de sizi daha iyi anlıyorum." Zaman Düşünce'yi içindeki çocuğun seslendirdiği saf beyaz ışıkla dolu sözlerle destekledi ve soluklanıp cümlelerine devam etti:
"Biz sadece beş kişiyiz ve Seyrulela bizim eski düşüncemizi benimsiyor. Evet, biliyorum ki bu değişecek, ama şu an dahi Seyrulela'nın enerjisinin bu kadar değişebileceğine hayret ediyorum." Hepsi bilgilerini deneyimliyor ve farkındalığın farkına bir adım daha yoğun varıyordu. Onu tebrik ederek yanıtlamaya başladım:
"Sevginin ve ışığın gücünü sınırlandıramayız. Onun enerjisi her şeyi kapsar, korkuyu bile. Korkunun dahi özü olan sevgi öylesine güçlü ki, beşimizin yaydığı ışık tüm Seyrulela'nın aydınlanmasına sebep oluyor. Ayrıca "İçiniz neyse dışınız da odur" sözünü çok daha net bir şekilde deneyimliyorsunuz. İşte bu yüzden her şeyin yolunda olduğunu göz bebeklerimde görünen çocuğun kahkahasıyla söylüyorum. Kendinize olan sevginiz her şeyi sevmenizi sağlıyor ve tüm bunların gerçekleşmesini sağlayan ben değilim, sizsiniz. Ben yalnızca koşulsuz sevginin farkındayım ve hiçbir beklenti duymaksızın ışığımı paylaşıyorum, tıpkı sizin de yaptığınız gibi. En karanlık görünen olaylarda ya da kişilerde dahi bu ışık mevcut. Değişimi sağlayan anahtar ise farkındalık. Bilinçli bir şekilde ışığımızı Seyrulela'ya gönderdiğimizde az önce Hayal'in sorduğu soruyu yanıtlayacağız.
Hayal gözlerini dört açarak "Seyrulela'yla bu sayede iletişim kurabilir miyiz?!" O resmen bir çocuk gibi şendi ve ışığımızın bilinçli etkileşime girmesi, her geçen an ortamın titreşimini yükseltiyordu. Hayal'i "Evet, kesinlikle." diyerek başımla onayladım.

"Hepimiz aynı anda Seyrulela'yla görüşme niyetinde bulunduğumuzda onun bize karşılık vereceğine şüphem yok. Bakın, şimdi bile karşılığını sevgiyle veriyor. O bizimle görüşmeye can atıyor! Sadece aynı anda zihnimizi sessizleştirip onunla görüştüğümüze niyetlenmeliyiz. Bu görüşmenin asla olağanüstü olduğunu hissetmemeliyiz, bu son derece olağan bir durum. Hadi, herkes hazırsa başlayalım!

Odadaki herkes bu görüşmeye tamamen kararlıydı. Çember şeklinde, dağınık bir biçimde sıralandık; bir başlangıç noktasının ve sıralamanın olmaması hiyerarşik düzeni ortadan kaldırıyordu ki bu düzeni yüksek titreşimdeki bizler aklımıza dahi getirmiyorduk. 

Sonsuz kaynaktan gelen saf öz nehrinde, birlikte uyum içinde ve bilinçli bir şekilde yüzmeye başladık. On saniye dahi geçmemişken onun canlı yapısını hiç olmadığı kadar güçlü bir şekilde hissettim. Ortamın kokusunun ve havasının değiştiğini algılarken dinginliğim gitgide derinleşiyordu. Megfrela'dayken, Megfredor'un içinde girdiğimde yaşadığım tarifsiz hissi algılıyordum.
"Gözünü açmak ister misin?" Ses bir çocuktan geliyordu; ağır ağır göz kapaklarımı kaldırdım. 

Burası Megfrela'ya çok benziyordu: envaiçeşit çiçekler ve ağaç türleri; her biri farklı özellikler taşıyan ve yapbozu tamamlayan, ahenkle yerleşen hayvanlar; çarşaf misali dümdüz ve capcanlı bir göl... Buranın kokusu yepyeni kapıları ardına kadar aralamamı sağlıyordu; işittiğim sesler ise kulağımın ruhuma aktarılan bir kanal görevi görmesine neden oluyordu. Megfrela ile böylesine benzerlikler oluşturan cennet misali bu yerde doğanın ana tonu beyazdı; her şeyde beyaz tonu görüyordum, gökyüzünde bile! Hayatımda gördüğüm en canlı beyazı deneyimlemek tarifsiz bir duyguydu. Peki, burası gerçekten Seyrulela mıydı?

"Evet Doruk. Seyrulela'ya hoş geldin."  

Kozmik (Kitap & Sesli Kitap)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin