17. Bölüm

22 7 0
                                    


"Doruk mu? Adımı nereden biliyorsunuz?"

Açıkçası, görevlilerle birlikte gideceğim yerin son derece ihtişamlı bir bina olacağını düşünüyordum. Apartmanı gördüğümde ise gizli bir geçitten geçeceğimi hissetmiştim; yine de gerçekten gizli denilebilecek bir geçitten geçmiştim.
"Seni, Seyrulela'nın işlek yerlerinden birinde görüp şüpheli olarak tespit ettiler. Detaylı inceleme sonucunda bu gezegenden olmadığın kanısına vardılar. Adını, Mevköros ile konuşmalarını dinlerken öğrendik. Seni ve Megfrela ile olan bağlantını da..."

Odadakilerin hepsi birbirine benziyordu, fakat konuşan kişinin kıyafeti beyaz, diğerlerininki griydi. Konuşan kişi erkek, dinleyenlerden biri ise dişiydi. Beyaz kıyafetli Seyrulelalının sözlerine odaklanarak hızlıca yorumlamaya çalıştım. İç sesim devreye girdi.
"İstihbaratları çok iyi; beni hemen tespit edip konuşmalarımı dinlemişler. Bu, iyi bir gelişme olsa gerek, çünkü olası bir ön yargıdan doğan sorunlar yaşayabilirdim."

"Benden isteğiniz nedir?" diye sordum meraklı tavrımla.
"Sadece konuşmak istiyoruz. Mevköros'un bahsettiği konuların birçoğu doğru, ama biz cani değiliz. Çok ama çok tehlikeli bir noktadayız; ne yaparsak yapalım sonumuz kaçınılmaz olacak ve bize Megfrela gibi doğa dostu uygarlıkların yardımı gerekiyor. Elimizde imkan olsa tüm gezegeni baştan inşa edip Megfrela gibi doğal yaşarız, ama nüfusumuzun fazlalığı buna engel. Üstüne basarak söylüyorum, biz cani değiliz. Ne kendi ırkımıza ne de Megfrela ırkına zarar veririz. Çok büyük bir çıkmazdayız. Lütfen bize yardım et!"

Seyrulelalının çaresizliği kalbime bir hançer gibi saplanmıştı; hem ona hem de tüm gezegene öylesine üzülüyordum ki, elimden gelenin fazlasını yapmak için hazırdım. Aklıma gezegenim gelmişti. Seyrulela kadar olmasak da ileride onlardan daha tehlikeli bir durumda olacağımız şaşırtıcı olmayacaktı.
"Megfrela ile görüşmek istiyorum. Onların sizi görmezden gelmeyeceğine eminim. Peki tüm bunlar nasıl oldu?" Soruyu sormamla beraber üç Seyrulelalı da birbirine bakmaya başladı. Ne düşündüklerini merak ediyordum; bana bahsetme düşüncesinde oldukları şey ne olabilirdi?

"Öncelikle giydiğim kıyafetten ya da sürekli konuşmamdan gezegenin başkanı olduğumu algılama lütfen. Üçümüz de konseyde eşit derecedeyiz ve kararları yalnızca üçümüz vermiyoruz. Tüm gezegenin görüşlerini tek bir merkezden analiz ederek doğru kararlara varıyoruz. Konseyin sayısı üç ile sınırlı değil, yüzlerce Seyrulelalı bu işi yapıyor. Hatırlarsan Mevköros "Bu işle ilgilenenlerin iyi olduğunu düşünmüyoruz." demişti. Gezegende yapılan eylemlerden ve onun bu sözlerinden sonra bizim yok edici üçlü olduğumuzu düşünebilirsin, ama kesinlikle böyle bir amacımız yok. Sorun çok daha eskilere dayanıyor; sana Seyrulela'nın tarihinden biraz söz etmek istiyoruz."

Beyaz kıyafetli konsey üyesi sözünü tamamladığında odada kısa süreli bir sessizlik oluştu. Bu sessizlikle birlikte kımıldayan kadın söze girdi. 
"İsmimizi merak ediyorsun Doruk, değil mi? Seyrulela'nın tarihi sana biraz garip gelebilir. Öncelikle şunu belirtmeliyim ki bizim Mevköros gibi bir adımız yok. Biz gezegenin çok uzun zamandır süregelen düzeninin bir parçasıyız; bu yüzden kullandığımız isimler buradayken geçersiz kalıyor. Bana 'Zaman' diyebilirsin. Biraz önce konuştuğun kişi ise 'Düşünce'. Biraz sonra tanıyacağın kişi ise 'Hayal.' Bizler Seyrulela'nın oluşturduğu yasalar ile buradayız. Sorunlar ise gezegenin nüfusunun orantısız artması ve doğanın kentleşmeler ile yitirilmesi ile başladı. Yasalar belirlenirken bu sorunların ortaya çıkma durumu da konuşuldu; yine de başarısız olduk. Aslında bakarsan gezegen bizimle birlikte bir nebze olsun rahatladı, ama bu rahatlayışa rağmen son kaçınılmaz görünüyor. Geleceğin parlak ve sorunsuz olmasını öylesine istiyoruz ki..."

Zaman'ın karamsar tutumunun umudumu zedelemesini beklerken, benliğimden gelen derin ezgiler, her şeyin yolunda olduğunu söylüyordu. Onun her kelimesini sindirdikten sonra Hayal'e yöneldim. Onun varlığını odada zor hissediyordum, nefes sesini dahi algılayamadığım kadar sessizdi. Kısa bir süre sonra Hayal hafifçe kımıldadı ve konuşmaya başladı.
"Gezegenimiz kurtulacak; Megfrela da başka bir gezegen de bize yardımcı olacak ve ben buna eminim. Zaman ve Düşünce bana katılmıyor, ama ortak kararımız Megfrela'ya gidip gerekli görüşmeleri yapmak. Bizi evrende başıboş bir şekilde sona hazırlamayacaklar. Onlar kötü değil." 

Hayal, gerçekten de isminin hakkını veriyordu; ayaklarının yere basmadığını, umudunu başka uygarlıklara bağladığını hissediyordum. Üçünün de kurduğu cümleler içimdeki çocuğu heyecanlandırıyordu. Sebebini bilemediğim, büyük bir histi bu ve içimdeki bu hisse ister istemez odaklanıyordum. "Hayal gibi fazla hayalperest miyim yoksa?" diye düşünsem de, buraya gelmeden önce yaşadığım hisler, her şeyin yolunda olduğunu tekrar tekrar söylüyordu. Hayal cümlesini tamamladığında derin bir nefes alarak konuşmaya başladım.

"Megfrela'ya gidiyorum."

Kozmik (Kitap & Sesli Kitap)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin