50. Bölüm

16 5 0
                                    

Hep birlikte senkronize oluşumuz sesimizin tüm Megfrela'da yankılanmasını sağlamıştı. Megfrela'nın açıkladığı tüm konuların ardından her şeyin birbiriyle olan bağlantısını çok daha iyi anlamıştım ve ben, kendimi Seyrulela'ya tamamen hazır hissediyordum. Kafamda hiçbir plan olmamasına rağmen bu deneyimin gerçekleşeceğine emindim. 

"Artık gitme zamanımın geldiğini hissediyorum. Bu sohbetin yaşamıma etkisi tüm hücrelerimin öylesine hızlı titreşmelerini sağladı ki, kendimden hiç olmadığım kadar emin bir şekilde öze doğru ilerleyeceğimi biliyorum. Sizinle daima bir arada olduğumu da; zira her şey birdir ve hepimiz mekan ve zamanın ötesinde daima bir aradayız, değil mi? Sizinle asla vedalaşmadığımı ve ne zaman istersem görüşebileceğimi biliyorum. Bu sırada birbirimizle enerjimizi daima paylaştığımızı da..." Cümlemi tamamladığımda Megfrela "Muurik ve İkulzar..." diyerek konuşmaya devam etti:
"Bildiğiniz gibi burada kimse kimseyi yönetmiyor, yalnızca herkes birbirine özgür irade yasasına uygun bir şekilde yardımcı oluyor. Şunu bilmenizi isterim ki tüm Megfrela halkı sizin yardımınızla tekamül süreçlerinde çok daha kaliteli bir şekilde ilerleyecek. Muurik, sen tıpkı Lotuprana'nın da söylediği gibi ışık konusunda yepyeni keşifler yaşayacak ve biliminizi olması gerektiği gibi ilerletip tüm kozmosa doğru noktalarda yardımcı olacak potansiyele sahipsin. Tüm Megfrela ile birlikte yapacağın çalışmalarla birlikte. Ve İkulzar... Annene öylesine benziyorsun ki... Seninle ilk kez bu diyaloğu kurduğumuzda algılama hızın ve özüne odaklanışın geleceğini çok net ortaya koymuştu. Bu süreçte kardeşin Doruk ile kısa, fakat koşulsuz sevgiyle dolu bir derse girdiniz. Sana bir şey itiraf etmek istiyorum sevgili İkulzar." Megfrela duraksadığında hepimiz ona kulak verdik; Lotuprana yine tebessüm içinde bizi dinliyordu.
"Doruk ile birlikte geçmişte yaşamlar deneyimlediniz. Siz hepiniz tıpkı Lotuprana'nın bahsettiği gibi fiziksel katın ötesinde daima bir aradaydınız."
Megfrela'nın sözleriyle neye uğradığımı şaşırmıştım: Taygaler ile yaşadığım deneyimin ardından hatırladığım geçmiş yaşamımın ardından şu an Megfrela tarafından İkulzar ile bir zamanlar kardeş olduğumu öğrenmiştim. Bu gerçekten tarifsiz bir histi; İkulzar ile birbirimize dolu gözlerle sarıldık. O anın etkisiyle sessizleşemediğimiz için o anıyı hatırlamaya odaklanamasak da bunun bir önemi yoktu.
"Seninle asla yabancı olmadığımızı en başından itibaren hissediyordum İkulzar.
"Ben de öyle Doruk. Çok ama çok mutluyum!" Birbirimize sarılmaya devam ederken Megfrela tekrar konuşmaya başladı.
"Yalnızca bir hayat değil Doruk. Hatta Muurik ve Lotuprana ile de yaşamlar deneyimlediniz. Birlikte hem aile hem arkadaşlar oldunuz. Sessizleştiğinde tüm bunları hatırlayacağını ve ruh grupları kavramını keşfedeceğini biliyorum. Fakat bunun ötesini yaşayarak içindeki tanrısallığı çok daha güçlü bir şekilde deneyimleyeceğine de şüphem yok. Bu sözler buradaki herkes için geçerli. Sizleri koşulsuz seviyorum!"   
"Ben de seni koşulsuz seviyorum. Daima bir aradayız!" Cümlemi tamamladığımda, ansızın bedenimin parıldadığı hissine büründüm. 
"Ne oluyor?" 
"Sezgilerini dinle Doruk, bilincinin de farkında olduğu üzere Seyrulela'ya gitmeye can atıyorsun. Zamanı geldi. Megfredor'dan çıkarak Seyrulela'ya gitmen için yapman gereken tek şey bunu imgelemen. Arzun anında tezahür edecektir."

Megfrela'nın açıklamasına katılıyordum ve buna, iç sesimi dinlediğimde çok daha emindim. Lotuprana, İkulzar ve Muurik'e yöneldim:
"Seyrulela'da ne yaşanacağını gerçekten bilmiyorum, ama burada öğrendiğim sezgilerin nihai gücünden yola çıkarak her şeyin harika bir şekilde işleyeceğini hissediyorum. Eskiden olsa, 'ya olmazsa' diye sorardım, ama olacağını biliyorum. Hiçbir şey rastlantı değil, bunun farkındalığına çok daha derinden vardım. Gitmeden önce sana bir şey sormak istiyorum. Sen, içindeki tanrısallığı çok ama çok güçlü bir şekilde tezahür ettirebiliyorsun ve bu süreçte Seyrulela'ya giderek benden bile daha rahat bir şekilde sorunu çözeceğine eminim. Evet, hiçbir şey rastlantı değil, ama neden ben gelmeden önce Seyrulela'ya gitmedin? Benim bu maceranın içinde olduğumu en başından itibaren biliyordun, değil mi?" 
"Hatırlarsan bu fiziksel katın ötesinde daima bir arada olduğumuzu söylemiştim. Birbirimizi en başından itibaren tanıdığımızı da... Bunu benim yapmam ile senin yapman arasında Seyrulela açısından bir şey değişmese de kozmik açıdan çok şey değişir. Öncelikle, Seyrulela senin yardımınla kendi içlerindeki saf beyaz ışığı keşfedebilecek. Ama bir Dünyalı olduğunu biliyorsun; bunun Dünya açısından nasıl bir önem taşıdığını deneyimlediğinde sorduğun sorunun yanıtını bizzat deneyimleyeceksin." Lotuprana Dünya'dan söz ederken onun gözleri daha yoğun bakıyordu. Dünya kelimesini vurguladığında yaydığı enerjinin gücünü de iliklerimin ötesinde hissetmiştim. Bu, beni gezegenime gitmeye güdülüyordu, fakat ruhumun sesi istikametin Seyrulela olduğunu en şefkatli ses tonuyla çoktan belirtmişti. Lotuprana'yı anladığımı, onu saf gülüşümle birlikte başımla onaylayarak belirttim.  

"Görüşmek üzere, sizleri seviyorum!"
Cümlemi noktaladığımda, Megfrela'nın söylediğini uygulayarak Megfredor'dan çıktığımı imgelemeye koyuldum. Gözümü kapatıp imgelemeyi gerçekleştirirken bedenimde bir değişiklik hissetmediğimi fark ettim. 
"Neler oluyor Megfrela? Megfredor'dan çıktığımı imgeliyorum, ama hiçbir değişiklik hissetm..." Son kelimeyi dudaklarımdan dökerken gözümü açtım, ancak çevremde hiçbir kozmik dostumu göremiyordum. Ve tam sırtımda dev gibi bir yapı olduğu hissiyle doluydum. Arkamı döndüğümde bu yapının Megfredor olduğunu ve ondan başarıyla çıktığımı algıladım. O sırada bulutta tıpkı kolumda beliren yaşam çiçeğinin en detaylı ve en ihtişamlı şekilde Megfrela'yı selamladığını gördüm. Ardından, kuşların kusursuz bir ahenkle hep beraber şakırdayarak etrafımda ağır ağır dans ettiklerini fark ettim. 
"Sizleri koşulsuz seviyorum." 
Hepsine ve tüm Megfrela'ya ellerimi olabildiğince açarak bir dakika boyunca, dolan gözlerimle el salladıktan hemen sonra tekrar gözümü kapatıp tüm hücrelerime yaşam veren o ışıktan gelen nefesi ciğerlerime dek çektim. Zihnim tamamen Seyrulela'da, oradan ayrılmadan hemen önceki ana odaklıydı. Nefesimi ağır ağır verirken, etrafımın doğal bir ortamdan kapalı bir odaya doğru dönüştüğü hissine büründüm. Bu değişiklik bana son derece olağan geliyordu ve Seyrulela'ya gidiş biletimin ismi kesinlikle "Olağan" olmalıydı.  

Kozmik (Kitap & Sesli Kitap)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin