Uykuya daldıktan sonra, daha önce hayal etmediğim derecede mükemmel bir gezegende belirip kısa süreli, fakat on boyutlu filmlerden çıkmışçasına etkileneceğim bir maceraya atılmam ve oradan bir parçanın benimle beraber gelmesi ne anlama gelebilirdi? Artık "Ya değilse?" sorusu akla dahi gelmeyecekti; dostluğumuz boyunca yaşadığımız en garip durumun merkezindeydik.
"Bunu insanlara duyursak deli muamelesi görürüz, bu bariz ortada. Ama direkt yetkililere cisimden bir parça göndersek neler olabilir, kestiremiyorum..." Dedi Eda elini çenesinde tutarak.
"Durumun kaynağı belli değilken her şeyin odak noktasının Doruk olduğunu unutmamalıyız. Orada yaşadıklarına bakarsak, her şey güllük gülistanlık diyebiliriz. Bence oyun devam etmeli." Emirhan'ın kendinden emin oluşu beni de cesaretlendirmişti. Megfrela'da yaşadıklarım oldukça eğlenceliydi ve evime dönmeyi başarmıştım. Şu an için bir sorun görünmüyordu.
"Kafamda şüphe kalmadı artık, sadece hayal gücümle hareket etmeye başladım. Soru işaretlerinden arındığımda Megfrela'ya gitme isteği doğdu bende. Uzay mekiği kullanmadan ve yaşlanmadan belki de milyonlarca ışık yılı ötedeki bir gezegene gitmek harika olurdu!"
Savaş'ın özüne dönmesi çok hoşuma gitmişti. Elimle eline hafifçe vurup tebessüm ettim.Bir sürelik sessizliğin ardından Emirhan'ın gözlerime kilitlenmiş bir şekilde bana baktığını fark ettim. Tek kelime etmeden doğrulduk ve kafeden dışarı çıkmaya koyulduk.
"Nereye gidiyorsunuz, bir sorun mu var?" diye sordu Savaş hararetli bir tavırla. Eda o sırada telefonuyla ilgilendiğinden bizi Savaş'ın çıkışı ile fark etti.
"Küçük bir işimiz var, dün aramızda konuştuğumuz bir konu hakkında... Bir yere ayrılmayın, on beş dakikaya buradayız."
Emirhan ile konuştuğum bir konu yoktu; bahane uydurması beni daha da heyecanlandırmıştı, bildiği bir şey varmış gibi görünüyordu. Tek kelime dahi etmeden onu takip ediyordum. Kafenin iki alt sokağındaki banklara oturduk. Emirhan cebinden hamur parçasını çıkardı."Sana aylar önce uzaya çıkmaktan söz ettiğimde ne cevap vermiştin, hatırlıyor musun?"
"E-evet... 'Eşşek kadar adam olmama rağmen ailem beni göndermez, bu çok doğal. Bir gece herkes uyurken uzaya çıkıp sabahleyin hiçbir şey olmamış gibi hayatıma devam etmek istiyorum.' demiştim. Bu durumun seninle bir ilgisi mi var? "Diye sordum yaşadığım şoku atlatmaya çalışma savaşı verirken.
"Sana iki sene önce 'Artık kendi planlarını uygulayabilecek düzeydesin. Sana öğretebileceğim hiçbir şey kalmadı.' Demiştim ya, bu doğru. Fakat bu, öğrenme sürecinin sona erdiği anlamına gelmiyor. Seneler önce filtrelerle kaplı bir beyne sahipken benliğinde yatan kozmosun kâşifini açığa çıkardın; öğreneceğin her şey ancak benliğinin merkezinde yer alan o güçten gelebilir."
Heyecanımı ve mutluluğumu Nirvana'ya çıkarmışken, "Yani bu sadece bir öğrenme süreci mi?" Diye sordum. Emirhan başını hafifçe yana doğru salladı ve tekrar söze girdi.
"Biliyorsun, çocukların mutluluğu için yaşıyoruz; içindeki çocuğu yaşatanların ve masumiyetlerini yaşatmaya devam eden tüm yaşamın... Bu yüzden kendini her şeye hazırla, belki hep hayalini kurduğun süper kahramanlığı bile yaşarsın."
Kurduğu her cümle beynime tıpkı tarih öncesi insanların mağara duvarlarına şekiller kazıması gibi etki ediyordu. Parçalar yerine oturmuştu, artık ipler neredeyse elimdeydi. Fakat çok daha büyük bir farkla kafamda sonsuzluğa koşacak kadar çok soru işareti oluşmaya başlamıştı. Emirhan'a tek bir cümle dahi kuramadan onu sadece başımla onaylayarak ayağa kalktım ve Eda ile Savaş'ın yanına doğru yürümeye başladık."Doruk, bu ne surat! Nereye gittiniz siz, ne konuştunuz?" Eda'nın büyük çıkışıyla bizden sonra kafeye gelen müşteriler dahi herkes ürperdi.
"Rüyasında yaşadığı durumları çok daha detaylıca anlatmaya başladı. Sonra yine buluştuğumuzdaki gibi donuklaştı, eski haline gelir az sonra. Çok garip anıları var, artık çok güçlü bir bünyesi var neyse ki, sizin gibi..."
![](https://img.wattpad.com/cover/162980917-288-k612594.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kozmik (Kitap & Sesli Kitap)
خيال علميKâinatın koşulsuz sevgi barındıran benliğine... "Sessizliğin en ürpertici desibelinde, karanlığın zifiriyi aydınlık bırakacak kadar kör edici girdabında yaşamın ta kendisi; kâinat desibel rekoru kıracak kadar güçlü ve benliği kusursuz bir saflığa b...