22. Bölüm

27 5 0
                                    

"Lotus'un hayatını dinlemek ister misin?" 
"E-evet... Çok isterim." 

"Lotus'un filizlenmesi suyun altında başlar. Onun hayat süreci, onu engelleyici görünen şartlar altında gerçekleşir; suyun dibi kesinlikle çoğu bitkinin büyümesini imkansız kılar. İşte böyle bir durumun içinde Lotus, onu engelleyecek etkilerden kurtulup tohumu ile su yüzeyine çıkar; artık o, temiz havaya kavuşmuştur. Oğlum İkulzar'ın öğrendiğinde derinden etkilendiği bir aşamaya geliyoruz.
Lotus, kendini su üstüne çıkarırken, engelleyici görünen kirli su ile temizler ve temizlenen her yaprak en ihtişamlı şekliyle açılır. O artık, tıpkı evrendeki düşük ya da yüksek frekanslı her varlık gibi mesajını vermiştir. Peki, bu mesajı görebiliyor musun?" 
Lotuprana'nın verdiği mesajları ruhumun algıladığını, zihnimin ise algılamak üzere olduğunu hissediyordum. Burada zihnimi çok daha rahat kontrol ediyordum. 
"Gözünü kapa ve Lotus'u hayal et."

İçsel dinginliğimi sağlamak adına beni ayakta tutacak kaslar hariç tüm kontrol edebildiğim kaslarımı gevşetmeyi başardım. Gözlerimin kendiliğinden kapandığına şahit oluyordum! Nefesim tıpkı rüzgarsız bir günde dalganın kıyıya varması gibi sükunet doluydu. Sadece ona odaklanmıştım, tüm benliğimle bu bütünlüğü sağladığımda ise Lotus'a odaklanacaktım. İç sesim kainatın kürsüsüne çıkmaya hazırdı.
"Hayata sıfırdan başlamış bir bebek misali... Acıktığını, tuvalet ihtiyacı duyduğunu, hastalandığını ifade edemeyecek durumda. Yürüyemiyor, emekleyemiyor bile! Peki, ben hiç pes edip konuşamayan, yürüyemeyen bir insan gördüm mü? Hayır. Tıpkı Lotus gibi, hayatın başlangıcında yaşadığı tüm zorlukların üstesinden geliyor ve o zorlukları kullanarak kendini yeniliyor. Su üstüne çıkıp, yani hayata karışıp deneyimler yaşıyor. Tıpkı var olan her şey gibi..." 

"Tamı tamına doğru, harikasın Doruk. Peki tüm bunların ardından Lotus ve diğer tüm canlılar yaşamaya devam ederken dünya insanlarının çoğu neden pes ediyor? Sorun nerede?" Lotuprana insanları çok iyi tanıyordu; ondaki bu bilginin kaynağını öğrenmek için adeta can atıyordum.

"İnsanlar doğasına aykırı yaşıyor. Megfrelalılar gibi bir arada değiller, sadece alanın sınırlarından ve geçim sorunlarından dolayı bir arada gibi görünüyorlar. Tıpkı sizler gibi yaşayanlar azınlıkta ve hiç kimse dünyayı değiştirecek etkiyi yaratamıyor. İnsanlar olarak bu gezegene geldikten sonra her şey sarpa sardı; nesilleri tükenen hayvanlar ve bitkiler, doğal kaynakların tükenişi... Sorun biz miyiz, biz gerçekten bir virüs müyüz?" 

Lotuprana endişeli tavrımın ardından gülümseyerek sakinleşmemi istedi. Muurik ve İkulzar da aynı hisleri barındırıyordu. Bu birliği hissetmek ister istemez dünya adına ümitlerimi artırıyordu.

"Siz virüs ya da dünyanın felaketi değilsiniz. Dilerseniz, tahmininizden de kısa süre içinde tüm yaşamın eskisinden daha güçlü var olmasını sağlayabilirsiniz. Senin de söylediğin gibi, neredeyse her şey gezegeninizde doğallığın dışında işliyor. Fakat amacına uygun yaşayan insanların gezegene etki etmemesi söz konusu değil. Sohbetimiz ilerlediğinde, gezegeninin umutsuz bir vak'a olmadığını, hatta her şeyin yolunda olduğunu göreceksin."



Kozmik (Kitap & Sesli Kitap)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin