41. bölüm

6.8K 357 95
                                    

Önceki bölümde yorumlarınız o kadar poncikti ki size kıyamadım iki bölüm yayınlıyorum iyi okumalar

***

NEŞE,
HABER VEREMEDİĞİM İÇİN ÜZGÜNÜM. HİSLERİMDE YANILMIŞIM. YAŞANANLAR YANLIŞTI. HER AÇIDAN HEMDE. BEN YANILMIŞIM. SENDEN İÇTENLİKLE ÖZÜR DİLİYORUM. HER ŞEY SAÇMALIKTAN İBARETTİ. SENİ ABİSİYLE İLİŞKİ YAŞAYAN KIZ DURUMA DÜŞÜRDÜĞÜM İÇİN ÜZGÜNÜM. HAYATINA DEVAM ET. HAYATINI YAŞA.

Ağlamaya başladım. Tek söylediği üzgünüm. Bu mu yani? Üzgün olması kalbimi tamir etmiyordu. Aksine daha kötü hissettiriyordu. Ne demek sevmedim ya? Ne demek sevdim sandım. Defalarca duvara tekme attım. Yaşananlar saçmalıktı ne demek ya?Dağılmış bir hâlde merdivenlere seğirttim.

Ne ara indim, ne ara Toprak'ın mekanını yumruklarken buldum kendimi bilmiyorum. Içeride kimse yok gibi gözüküyordu. Korktuğum da buydu. Sinir krizi geçirip kapıyı tekmeledim. Nefesim kesiliyordu.

-Topraak.
- Toprak kapıyı aç!
-Toprak!

Uzun süre ses gelmeyince kapıya çöküp ağlamaya başladım. Gözüm dönmüştü. Sinirle saçlarımı çekiştirdim. Dışardan ne kadar aciz gözüktüğüm umrumda değildi. Gözyaşlarım yüzümü yakıyordu. Ateş. Herşey senin yüzünden.

-Neşe?
Toprak gelmişti. Kalkmak ona saldırmak istedim ama ayaklarımda hiç güç yoktu. Bana acıyarak baktı. Sonra kalkmam için yardım etmeye çalıştı ama kalkamadım. Sinirden elim ayağım boşalmıştı. Beni kucağına alıp odasına kadar taşıdı. Bağırmak istiyordum ama sesim çıkmıyordu.

"Noluyor?" Dedi. Konuşamadım. Titreyen elimle mektubu uzattım. O kadar kötü, o kadar çaresiz hissediyordum ki kendimi.

Ardı ardına küfürler etti okurken mektubu Toprak.

-Neşe Ateş yeni bir hayata başlamak istiyor olabil--

Durdu. Derin derin nefesler aldı. Sonra sinirle elindeki kağıdı fırlattı.

-Afedersin de s*kerim böyle işi. Ben teselli falan veremem Neşe. Teselli istiyorsan başka yere git. Bu karaktersiz adi herifin teki. Seni bu kadar kolay bırakıp gidiyorsa s*ktirsin gitsin anasını satim.

Şoka girmiş bir şekilde ona baktım. Gözlerim kocaman olmuştu.

-Mükemmel moral veriyorsun gerçekten.
Diye tısladım.

Yatağa oturan bir patates çuvalı gibiydim. Gözyaşlarım artık daha çok yüzümü yakıyordu.

Yanıma oturduğunda başımı omzuna koydum.

-Lütfen onu bul. Yalvarırım. Sadece sormak istiyorum. Neden?

Sesim o kadar güçsüz çıkyordu ki belki de söylediklerimi duymuyordu.

Konuşmadı. Ben de konuşmadım. Sinirim geçene kadar öylece durdum.

-İstersen biraz uzan. Dedi
"Ben başka odada kalırım."

-Bana kafamı uyuşturacak bir şeyler getirirsen iyi olur.

-Saçmalama Neşe.

Ayağa kalkıp dolabı araladım. Elime aldığım şişeyi çekiştirdi. Ama vermeyip şişeyi açtığım gibi kafama diktim.

Şişeyi elimden çekti.
-Neşe saçmalıyorsun. Unutacağını mı sanıyorsun? Hiçbir şey geçmiyor. Geçiyormuş gibi geliyor. Ama hayır geçmiyor.

Dinlemeyip elinden kaptığım gibi kafama diktim.

-İç. Dedi "İç be." Dolaba gidip bir tane de o açtı. Kafasına dikti. Onunkiyle tokuşturup bende kafama diktim.
Başımın dönmesi, ve salak salak gülmem dışında her şey güzeldi.

ÜVEY ABIM EDEBIYAT ÖĞRETMENIM MI? (No Texting)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin