-Soyadını aldığın adamı tanıyor musun Ateş? Ondan neden kaçtığımı hiç düşündün mü?
Hayır bilmiyorduk.
Ateş'te bende sadece resmini görmüştük. Birde adını biliyorduk.
Gencal. Bu kadar.-Neden kaçtın anne? Ne zaman babamı sorsam susturuyordun ya beni.
-Bilmek istemezsin. Dedi annem
Yüzünde hayal kırıklığı vardı.-Peki. Ben zaten hiçbir şeyi bilmemeye devam edeyim sevgili ailem olur mu?
Ateş kırgındı. Annem, babam kırgındı. Herkes herkese kırgındı.
Benim ise kafamda tilkiler halaya durmuş, olaya odaklanmamı engelliyorlardı. Biliyordum. Her şey Gagavus'ta gizliydi. Nevin sultan anlatmıyorsa biz öğrenmenin bir yolunu bulmalıydık.
Ki Ulaş denilen çocuğun beni oraya sokabileceğini biliyordum.
Ama Ateş bunu kabul eder mi?
Söylersem ve kabul etmezse asıl o zaman foyam ortaya çıkardı.
En iyisi gizlice gitmekti.Evet söylememek en iyisiydi.
Sadece bir bahane bulup geceyi dışarıda geçirmeliydim. Hepsi bu!Onlar söylemiyorsa ben öğrenirdim.
Ama şimdi konuştuğumuz konuya dönmeliydim.-Yeter artık. Ya oturup konuşalım. Ya da bize bağırmayı kesin.
Ateş'in sesi camları titretti.
-Ateş sakin ol. Dedim elimle kolunu tutarken.
-Tüm derdiniz para mı? Size daha çok kazandıramadık diye mi? İkimizde gece gündüz boşuna mı çalıştık? Siz okuyun iyi bir hayatınız olsun istedik. Ama boşuna uğraşmışız. Siz bizi değil parayı seçtiniz. Öyleyse tamam. Bu saatten sonra hata yapmışız diye gelip yardım isteyeceğiniz bir baba yok.
Duraksadım.
-Baba lütfen. Ani kararlar verme. Şuan ikinizde sinirisiniz.Ateş'i kolundan tutup balkona sürükledim.
-Ateş biraz sakin ol. Onlar bizim ailemiz. Babam haklı. Bizim için çok emek verdiler. Biraz sakinleş de orta yolu bulalım.
Hafif tebessüm ederek baktı. Sonra küçük bir çocuğu sever gibi elini kafama koydu.
-Büyümüşte mantıklı mantıklı konuşurmuş.
Gözlerimi devirdim.
-Ateş yapma.
Dedim ama beni hiç dinler mi?Saçlarımı kuş yuvası haline getirene kadar karıştırdı.
-Çocuk gibi davranan sensin. Mahvettin saçlarımı. Ben içeri geçiyorum ne halin varsa gör.Balkonun kapısını açıp içeri girdim.
***
Ateş ve babam orta yolu bulamamış, mevzu olduğu gibi kapatılmıştı. Ateş zaten bugünlerde çok yoğundu. İşleri öğrenmek için okuldan sonra sürekli Toprak'la buluşuyordu. Hatta bazen mekanda kalıyor gelmiyordu. Bu durum canımı sıksada aradığım cevapları bulabilmek için mükemmel bir fırsattı. Bu yüzden yaklaşık bir saat önce Ateş'i arayıp Aleyna'da kalacağımı söyledim. Bahane olarakta Aytaç'la ayrılmışlar kız perişan dedim. Tabi ayrılabilmeleri için önce doğru düzgün sevgili olabilmeleri gerekiyordu ama neyse. Şuan önemli olan Ateş'in işi başından aşkın olduğu için umursamazca izin vermişti. Belkide dediklerimi çoktan unutmuştu, bilemeyiz. Aleyna'ya haber ettikten sonra mekanın yolunu tuttum.Parayı ödeyip taksiden indiğimde ters taktığım şapkayı yüzümü örtmesi için önünü çevirdim. Kapıdan gireceğim sırada koruma koluyla geçmemi engelledi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÜVEY ABIM EDEBIYAT ÖĞRETMENIM MI? (No Texting)
ComédieAşırı kıskanç ve asabi abiniz okulunuzun en genç ve yakışıklı öğretmeni olsaydı neler olurdu? Neler olmaz ki? Hele de abiniz yüzünden başınıza sürekli dert açılıyorsa. Neşe ve arkadaşlarının başına gelen komik olaylar pişmiş tavuğun başına gelmiyord...