Yazardan.
- Biz birlikte olduk.
Neşe donuk gözlerle baktı.-Yalan söylüyorsun. Yalan söylüyorsun. Hayır. Olmadı öyle bir şey olmadı.
Elleriyle çırpınır gibi Toprak'a vurmaya başladı. Düşünme yetisini kaybetmiş gibiydi.
-Yalan de. Lütfen Toprak. Şaka yapıyorsun değil mi? Komik değil ama hiç değil.
-Üzgünüm Neşe.
Gözyaşları içinde arabanın kapısını açmaya çalıştı. Ama kilitliydi.
Toprak arabayı çalıştırdı.
-İnmek istiyorum.
- Eve bırakacağım seni.
Neşe konuşmuyor sarsılmış bir şekilde ağlıyordu. Toprak Topraktı işte. Yine istediğini elde etmişti.
Araba durduğunda Neşe kapıyı açıp geri kapatmadan koşmaya başladı.
Evin merdivenlerini gözü bulanık bir şekilde çıktı.
Kapıya dakikalarca vurdu ama açan olmadı.
Aklına Ateş'in saçma organizasyonu geldi. Duymuyorlar diye düşündü. Çantasında anahtarını aramaya başladı. Organizasyonu bölmek umrunda bile değildi.
Anahtarı bulduğunda elleri titreyerek kapıyı açtı. Yavaşça içeri girdi. İçeride ölüm sessizliği vardı.
-Ateş. Dedi güçsüz ses tonuyla.
Gittiklerini düşündü.
Salona doğru ilerledi. Ateş'i yerde kanlar içinde gördüğünde istemsizce çığlık attı.
-ATEŞ!!
Yanına koşup, oturdu.Kafasını dizlerine koydu.
-Ateş neyin var? Ateş.
Önüne düşen saçlarını geriye çekti.
Anlayamıyordu. Ne olmuş olabilirdi?
Kan vardı.
Hırsız mı girmişti acaba?
Panikleyip üzerine baktı ama eli dışında başka bir yeri kan değildi.Rahatladı. "O zaman neden baygın" diye düşündü kendi kendine.
Sonra iki kolundan kavrayıp sürüklemeye başladı. Kan ter içinde Ateş'i yatağına yatırabilmişti.
Nefes nefese yanına oturdu. Ağlıyordu. Neye ağladığını bilmeden...
Ateş'e mi ağlıyordu, Toprak'ın söylediği şeye mi, bilmiyordu.
Belki..belkide kaderine ağlıyordu. Kim bilir?Yapamamıştı. Ateş'e ihanet edip onu öpememişti. Ama daha kötüsü olmuştu. Daha kötüsü.
Elini Ateş'in yanağına koydu. Okşadı. Ağladı. Ağladı. Okşadı.
Yeniden o pamuksu tene dokunmanın hazzını hissetti.
Sonra gidip bir kaba koyduğu ılık suyu getirdi. Ateş'in ensesini ıslattı önce. Sonra bileklerini ovdu.
Sonra neden ambulans çağırmadığını düşündü. O ölüyor olabilirdi. Panikle kalktı. Kıra döke telefonunu aramaya koyuldu. Sonra elinde telefonla odaya döndü. Heyecandan telefonda saçma sapan yerlere girdi. Eli ayağı boşalmıştı.
- Neşe. Duyduğu cılız sesle telefonu elinden düştü.
-Ateş iyisin.
Yatağa tabiri caizse atlayıp sımsıkı Ateşe sarıldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÜVEY ABIM EDEBIYAT ÖĞRETMENIM MI? (No Texting)
HumorAşırı kıskanç ve asabi abiniz okulunuzun en genç ve yakışıklı öğretmeni olsaydı neler olurdu? Neler olmaz ki? Hele de abiniz yüzünden başınıza sürekli dert açılıyorsa. Neşe ve arkadaşlarının başına gelen komik olaylar pişmiş tavuğun başına gelmiyord...