27. Bölüm "Kalbime söz geçiremiyorum"

12.4K 571 170
                                    

-Ateş hoca benim. Abim.

Biranda ortalık karıştı.

-Bizi birlikte görmenizin sebebi kardeş olmamız. Ben siz kardeşini kayırıyor demeyin diye söylemek istemedim. Bu yüzden okulun sokağına gelince arabasından inip yürüyordum. Ama son olanlardan sonra beni indirmek istemedi. İşte birlikte görülmemizin sebebi bu.

Sessizce olayı kavramalarını bekledim. Abim "ne yaptın?" Der gibi bakıyordu.

Herkes şoku atlattıktan sonra müdür devreye girdi.

-Okuldan sonra Ateş hocayla yanıma gelin. Dedi elimdeki mikrofonu alırken. Kesinlikle kardeş olduğumuzu teyit etmek istiyordu.

Bir sorunumuz olabilirdi.

Çünkü kimlikte ikimizinde baba ve anneleri farklı isimlerde yazması gerekiyordu. Hatta çocuk babasının soyadını aldığından ikimizin soyadı da farklı olmalıydı. Ama bizim böyle bir sorunumuz yok. Nasıl mı? Şöyle anlatayım: Nevin Abla babamla evlendiğinde Ateş'in kimliği yokmuş. Kimlik içinde babanın izni gerekiyormuş. Bu yüzden babam Ateş'in babası olarak gözükmüş kimlikte. Ve dahası babamın soyadını almıştı. Yani bizim resmiyette yapılan bir zafiyet yüzünden babamız aynı annelerimiz farklı gözüküyordu.
Halbuki babalarımız da farklıydı. Ama şuan bunun bilinmesine çokta gerek yok.

Yani lafın kısası endişeleneceğim bir durum yoktu.

İstiklal marşından ve herkesin dağılmasından sonra müdür bizi odasına aldı.

Ellerini masanın yüzeyine ritim tutarak vuruyordu.

-Gerçekten kardeş olduğunuza inanamıyorum. Başarılı bir abiden garip bir kardeşe.

Gözlüğünün üzerinden kınarcasına baktı.
Aynı zamanda Ateş bana ibne bir bakış gönderdi.

-Teyit etmek için kimliklerinizi görmek istiyorum.

Ikimizde kimliklerimizi masanın üstüne koyduk.

-Evet gerçekten de kardeşsiniz. Ama annelerimiz farklı.

Ben elimle yüzümü kapatıp ağlıyormuş gibi yaptım.
Abim kolunu omzuma attı.

-Hocam Neşe bu konuda çok hassas. Konuyu kapatsak iyi olur.

Müdür başıyla onayladı.

-Neyse çocuklar. En azından hepimiz velilerin elinden kurtulduk. Kimliklerinizi alıp çıkabilirsiniz.

Odadan çıkıp birlikte yürümeye başladık.

-Gitmemi istemedin değil mi?

Gülümsedim.

-Sana tek başına kahraman olamayacağını söylemiştim.

Telefonum titreyince cebimden çıkardım.

Gizli Numara:

Oyunu bozmanın cezasını ödeyeceksin.

Endişelenmek yerine keyiflendim.
Tabi her şeyin ortaya çıkması onun işine gelmiyordu. Çünkü artık abimi delirtip okula rezil edemezdi. Delirmesi normaldi.

Eve geldiğimizde gülümsedim.
-Sanırım artık herşey bitti. Bizimle uğraşamayacak.

Yanağımdan makas aldı.
-Sayende.

***

Yazar'dan

Ateş mutfakta kendi halinde bir şeyler yapmaya çalışırken Neşe onu kapının kenarına yaslanmış şekilde izliyordu.

Kaslı kollarını süzdü onun bakmamasından faydalanıp.
Onların oluşum aşamasını anımsadı. Gece gündüz demeden sürekli fitness salonlarına gidiyordu.

ÜVEY ABIM EDEBIYAT ÖĞRETMENIM MI? (No Texting)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin