ÜVEY ABIM EDEBIYAT ÖĞRETMENIM MI? (No Texting)

12.bölüm

"Ateş hocanın gizemli sevgilisini resimlemeyi başardım. Üstelik bizim okuldan. Resim bir saat sonra okulun sitesinde olacak "

Resmi çeken kız sevgilisi olduğumu düşünüyordu. Herkes öyle düşünecekti. Olduğum yerde kala kaldım. Bütün okula bu durumu açıklayamazdım.

Ya Serkan. Gerçi Serkan bizim kardeş olduğumuzu biliyordu ama benim yanımda öğrenmesi daha iyi olurdu. Kapıdan anneme görünmeden ayrıldım. Serkan beni mahallenin dışında bekliyordu. Yürüyerek köşeyi döndüm. Serkan arabasının üzerine oturmuş etrafa bakınıyordu. O kadar cool görünüyordu ki birkaç dakika öylece durup onu izledim. Siyah pantolunun altına siyah beyaz bir spor ayakkabısı giymişti. Üzerine de açık mavi gömlek.
Yakışıklıydı be!

-Neşe. Dedi beni fark edince.
Elimden tutup kendi etrafımda döndürdü.
-Çok güzel olmuşsun.

-Teşekkür ederim.

Arabanın kapısını açıp binmeme yardım etti.

Şubat doğumlu olduğu için çoktan ehliyetini almıştı.

Sessiz ve benim açımdan gergin bir yolculuğun ardından bar tarzı bir yere geldik. İçeride kıran kırana bir eğlence vardı.

Yüksek bar taburelerinden birine oturduk. Ben bir şey diyemeden siparişi verdi.

-Bize iki tane her zamankinden.

Neden bana fikrimi sormamıştı ki?

-Nasılsın? Başın düzeldi mi?

Kafamı olumsuz anlamda salladım.

-Kapatmak için saçlarımı biraz kapartmam gerekti.

Gülümsedi. O gülümseyince istemsizce bende gülümsüyordum.

-Sana bir şey sormak istiyorum. Aslında biraz çekiniyorum.

Dedim başım eğik bir şekilde.

-Sor tabi.
Samimi bir ifadeyle konuşması cesaret bulmama neden oluyordu.

-Sen benimle alay etmek için mi takılıyorsun?

Rezil etmişlikleri vardı.

-Böyle düşünmene üzüldüm doğrusu.

Garson siparişimizi önümüze koyunca başıyla selam verdi.

-Biraz garip ve ilginç bir kızsın.
Garip bir şekilde tanıştık biliyorsun. Sonra seninle bir sürü saçma ama eğlenceli olay yaşadık. Farklı oluşunu seviyorum Neşe. Her gün kafasına levye yiyen ya da taşak elledim diye bağıran kızlar görmüyorum. Açıkçası diğer kızlarla yaşadığım monoton hayattan sıkıldım. Seninle garipte olsa bir şeyler yaşamayı seviyorum. Başka biriyle sinemaya gitmektense seninle kavgaya giderim daha iyi. Gerçekten yaşadığımı hissediyorum yanında.

Gözlerimden fırlamak üzere olan kalpleri son anda yakaladım.
Serkan kızlarla pek uzun konuşmazdı.
"Tamam akşam ara"
Serkan'ın muhteşem üçlüsü buydu.
Ama bana resmen destan yazmıştı.

-Serkan. Dedim elini tutup "Teşekkür ederim"

-Birlikte vakit geçirelim istedim. Senin yanında kendimi sıkıcı hissediyorum. Seni sıkmıyorum değil mi?

Ne münasebet yiğidim.
Hem ne demişler:
Sevdiğinin yanında susmakta bir zevktir.

-Hayır. Seninle vakit geçirmek eğlenceli.

-Hadi fondip yapalım.

Onu demeyeydin iyiydi(!)

-Eee--