ÜVEY ABIM EDEBIYAT ÖĞRETMENIM MI? (No Texting)

38. Bölüm

Ama bunu yapan kim?
Toprak mı?
Sena mı?

-Bu felaket. Bunu bir görürse hiç bir şekilde sıyrılmayız işin içinden

Dedim.

Utanıyordum. O odada yaşadıklarımız videoda çok farklı gözüküyordu. Ögrenilirse Ateş okuldan atılırdı. Bunun olması beni korkutuyordu. Ona zarar verilmesi düşüncesi beni delirtiyordu. Yanımda uyuyan Ateş'in yanağına bir öpücük kondurdum.
Çok masum gözüküyordu. Sanırım başına gelen şeylerden ben sorumluydum. Onu sinirlendiriyordum. Sinirlenince gözünün döndüğünü bilmeme rağmen.

Bütün gece uyuyamamıştım.
Saçıyla oynarken kendimi kaptırıp uyanmasına neden olmuştum.

Gözlerini ovalarken yatakta oturup yatağın başlığına yaslandı. Beni kolunun altına aldı.

-Ne yapacağız? Dedim.
Ateş'e bakarak.

Saçıma bir öpücük kondurdu.

-Canını sıkma bu kadar.

-Yapamıyorum. İçim sıkılıyor.

Saçımı okşadı.

-Yapan kişi kendini belli eder elbet.

-Eğer Sena ise onu öyle bir rezil ederim ki yıllar boyu kimse unutamaz.

-Bir okula gidelim de bakalım ne olacak.

Tebessüm etti güven verircesine.

***

-Sarp ne istiyorsun?

Heyecanla bakıyordu ama ben o kadar heyecanla dinleyecek durumda değildim. Erkenden evden çıkmıştım. Ama Sarp beni lafa tutuyordu.

-Aşağı balkona donum düştü. Gittim eski sevgilim açtı kapıyı. Utandım bende kardeşimin donu düşmüş onu alabilir miyim dedim. Bana hala kalpli don mu giyorsun dedi. Ne rezil oldum be. Vermedi kaltak donu 3 ay teşir ürünü gibi gelen geçen izledi donumu. Sonra uçtu gitti herhalde. Umarım birinin başına geçmemiştir.

-Işim var benim. Hadi görüşürüz. Devamını sonra dinlerim.

Ateş'ın Toprak'ın yanına gittiğimden haberi yoktu.

Mahallenin aşağısına inip taksi çağırdım. Yol boyunca ne yapacağımı düşünmüştüm.

Ben ondan şüpheleniyordum.

Mekanın önüne geldiğimde taksiden indim.

Içeriye lap diye daldım.

-Kapalıyız. Diyen geçen ki çocuğu takmadım.

Ama beni yakalayıp geçmeme izin vermedi.

-Sen girersen ben ölürüm.

-O zaman neden giremeyeceğimi söyle.

-Söyleyemem.

-Toprak'a sesleneyim mi?

-Tamam tamam. Dur.
Elindeki süpürgeyi bıraktı. Sonra çevreyi kolaçan etti.

-Hande yanlış bir şey yapmış sanırım. Onu--

-Onu ne?

-Hırpalıyor.

İçeriye yönelince kolumdan tuttu.

-Gitmesen daha iyi.

Kolumu kurtarıp içeriye koşturdum.

Pat küt seslerine doğru yaklaşıyordum.

Hande'yi yerde gördüğümde bayılacakmış gibi hissettim.