3 Yıl sonra
Kulaklarını dolduran sesle gözlerini zorlukla açtı Bahar. Gözleri tavanda uzunca bir süre sabitleyip sesin nereden geldiğini algılamaya çalıştı. Yatakta oturur pozisyona gelip yatağının hemen yanında ki komidin'in üzerinde ki telefonunu eline aldı. Saat henüz 06.53'tü. Uyuyalı henüz iki saat bile olmamıştı. yataktan çıkıp sesin geldiği yere doğru ilerledi. Odasının balkonuna çıktı. sabah sabah ses yapan şeyin sahibine odaklanmaya çalıştı. Nakliye aracından çıkarılan koliler oturduğu binaya taşıyorlardı. Bahar gözlerini kapattı, başını aşağı doğru eğip bir süre öylece bekledi. Gözlerini açtığında aşağıda ki adamlardan biriyle göz göze geldi. Adamın kuyuyu andıran gözleri onu ürkütse de bir şey söylemeden adama bakmaya devam etti.
"Yalnız düşeceksin." adamın ona hitaben söylediği sözleri anlamazken kaşlarını çattı ister istemez.
"Sana diyorum. Düşeceksin!" Adam birkaç adımda balkonunun önüne gelmiş yüzüne bakıyordu. Bahar kendini geri çekerken bakışlarını da adamdan çekmişti. Bir şey söyleme gereksinimi duymadan içeri girip, kapısını kapattı. O gözler onu nedensiz bir şekilde tedirgin etmişti. Dolabına doğru ilerleyip havlu ve iç çamaşırı aldıktan sonra kendini banyoya attı. Soğuk bir duşun ardından banyodan çıkıp, saçlarını kuruttu. Hala gözlerinin önünden gitmeyen gözlere anlam veremezken; tekrar dolabına yöneldi ve iş için kıyafetlerini ayarladı.
Bordo gömleğinin altına siyah dar kesim kumaş pantolonunu üzerine geçirdikten sonra aynanın karşısına geçti. Siyah uzun saçlarını tepeden sımsıkı toplayıp yüzüne biraz renk gelmesi için makyaj yaptı.
Telefonun eline alıp saate baktığında saatin sekize doğru geldiğini gördü. Derin bir nefes aldı. gece boyu çalışıp hazırladığı haberi alıp odasından çıktı. Kapının önüne gelip çantasını aldı. Siyah kalın topuklu ayakkabılarını ayağına geçirip, evden çıktı . Kolileri taşıyan adamların hemen karşı daireye bıraktığını gördü, adamları umursamadan merdivenleri inip, sokağa çıktı. Arabasına doğru ilerlerken kaşları çatılmıştı. Arabası nakliye aracının arkasında duruyordu ve nakliye aracı dar sokak yolunu neredeyse kapatmıştı.
Eliyle anlını kaşıyıp nakliye aracına ilerledi. Şoför koltuğunda tabii ki kimse yoktu. Sinirle arkasına dönerken dudaklarını kemirip duruyordu. Arabasına doğru ilerleyeceği sırada apartmandan çıkan adamla duraksadı. Bu adam, o adamdı.
"Şunu çeker misiniz acaba?" derken nakliye aracını gösteriyordu. Kuyu gözlü adamın bakışları kendisini bulunca istemsizce bakışlarını nakliye aracına çevirdi.
"Neden? Ev taşıyoruz görmüyor musun?" Adam bakışlarını saniye yüzünden çekmemişti. Bahar'ın bakışları tekrar adama döndü.
"Çıkamıyorum. Yolu kapatmış!" sesi istemsizce sinirli çıkmıştı. Adam gülüp başını iki yana sallayınca, şaşkınlıkla gözlerini kırpıştırdı.
"Komik bir şey mi söyledim?"
"Bu cüsseyle buradan nasıl çıkamıyorsun?" Bahar adamın söylediklerini bir süre algılayamadan alık balık gibi yüzüne baktı. Bu adam onunla dalga mı geçiyordu?
"0-6 yaş grubu esprilerinizi ve şu kamyonu şuradan alıp gidin. Yoksa çok kötü olacak!" Kuyu gözlü adam; tek kaşını kaldırıp alayla yüzüne bakınca, Bahar'ın kaşları daha çok çatılabilirmiş gibi biraz daha çatılmıştı.
"Bakın beyefendi işime geç kalıyorum! Hemen şu nakliye aracını şuradan çekin!"
"Taksiyle gidin o zaman küçük hanım! Daracık sokakta nereye park edeyim aracı?" Bahar adamın sinirli cevabına karşın adama bakmaya devam ediyordu. Bu adamı burada dövse ne olurdu ki sanki?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çiçekler de Ölür
Ficción General"Sonra bir gün balkondan sarkan küçük bir kız çocuğu kalp ritmimi değiştirdi." Bakışlarını üst üste duran ellerinden çekip, Bahar'ın yüzüne dikti. "Ama ben ona dokunamıyorum bile." Dolunayın aydınlattığı gecede Bahar'ın gözünden akan bir damla yaş...