⭕4

31.9K 1.1K 71
                                    

 Bahar geldiği koca eve bakıp, derin bir iç çekti.  Hemen yanında dikilen ikizini umursamadan kapıyı çaldı. Saniyeler sonra kapısı halası tarafından açılmıştı.

"Hala, dedem evde mi?" diye sordu içeri geçerken. Halası,  Bahar'ın bu ani sorusuna anlam veremezken, kapıyı sonuna kadar açıp, eliyle içeri girmesini işaret etti.

"Keşke bir nasılsın falan deseydin güzelim. Geç babam içerde!" diyerek Bahar'ı dedesine yönlendirmişti. Bahar halasını umursamadan büyük evin içine attı kendini. İki katlı olan bu ev, dedesine babasından kalmıştı ve dedesi de hiç bir şekilde bu evden ayrılma taraftarı değildi. Yalnız yaşayan adama, ölen kocasından sonra kendini babasına adayan halası olmuştu. Ailenin kehaneti gibiydi. Kimi sevip bir süre zaman geçirirlerse sevdiği kişi ani bir şekilde ölüyordu. Aynı annesi gibi. 

Bahar halasını takip ederek salona ilerledi. Dedesi her zaman ki koltuğunda oturmuş kahvesiyle birlikte açık olan televizyona bakıyordu.

"Dede!" Yaşlı adam ağır hareketlerle başını kaldırıp kendisine bakmaya başladı. Bahar yanında duran ikizine kısa bir bakış atıp, dedesinin önüne geçti. Dedesinin elini öpüp başına koyduktan sonra, karşısında ki koltuğa yerleşti. 

Sanki buraya olay çıkarmaya gelmemiş gibi dedesinin karşısında oturup, öylece dedesinin konuşmasını bekledi.

"Bahar, sen buralara gelir miydin güzel kızım?" Yaşlı adamın kinayeli sesine Baharı utandırsa da üstelemedi.

"Dede ben buraya Sinan'ın olayı için geldim. Yoksa biliyorsun..." diye mırıldandı. Bu eve gelmiyordu. Gelemiyordu. Bakışları ister istemez evde dolanırken, yutkundu. Bu ev onun lanetiydi. Dedesi ne kadar çok seviyorsa o da o kadar nefret ediyordu. Yaşlı adam üstelemeden başını salladı yalnızca.

"Sinan'ın olayı neymiş bakalım?" Bahar ikizinden destek almak ister gibi ikizine baktı ama Sinan orda değilmiş gibi etrafını inceliyordu.

"Dede sen Sinan'ı mı evlendireceksin? Ya Allah aşkına Sinan daha çocuk ya!"  Sinan duyduğu şeyle hızla bakışlarını Bahar'a dikse de Bahar umursamadan konuşmaya devam etti.

"Bu evlilik olayı nerden çıktı ben anlamıyorum ki? Hele senin ailenin bütün erkeklerini evlendirme merakını hiç anlamıyorum!" diye çıkıştı dedesine.

"Sinan askerini yapıp geldikten sonra, evlenecek! Ayrıca haftaya da kızı istemeye gideceğiz. Konu kapanmıştır!" Bahar bakışlarını halasına çevirip ondan yardım ister gibi yüzüne baksa da Halası yapacak bir şeyinin olmadığını belirtir gibi omuz silkti.

"Sinan kaç yaşında adam kendi kararlarını kendi verebili..." Bahar'ın sözleri yaşlı adamın sert sesiyle yarım kalmıştı.

"Kaç yaşında adam ama kalkıp da kendisi istemediğiyle ilgili tek kelime edemiyor!" Sinan sinirle dedesine baktı.

"Söylesem vazgeçecek misin? Abim o kadar şey yaptı ama yine ne oldu, sevmediği biriyle evlendirdiniz yine. Sadece abim mi? Bütün erkek kuzenlerim! Bu ailede kız olarak doğmak gerekiyormuş dede!" Bahar üzgün bakışlarını ikizine çevirip, sadece sustu. Haklıydı. Bu ailenin bütün erkekleri istemedikleri evliliğe maruz kalmıştı. Kimi sevmişti, kimi ise hala işkence gibi süren evliliklerini sürdürüyordu. Sevenler arasında anne ve babası çok güzel bir örnekti. Annesi ve babası evlendikten sonra birbirlerine aşık olmuşlardı. Ama abisi ve Aylin de durum aynı değildi. Yengesi ve amcası da aynı şekilde. Birbirlerini sevmeseler de birbirlerine saygı duymayı zamanla öprenmişlerdi belki ama, aşk olmayınca da olmuyordu. Bahar aşık olmadan evlenmeyi kesinlikle istemiyordu.

"Dede yapma işte! Bunu neden yapıyorsun anlamıyorum zaten! Abimi yaktın ikizimi de yakmana seyirci kalamam!"  Yaşlı adam derin bir nefes alıp, sehpaya koyduğu kehveyi eline aldı.

"Benim sözümün üzerine söz söylenmeyeceğini bilirsin güzel kızım! Şimdi al ikizini de gidin. Haftaya kızı istemeye gideceğiz! Hazırlıklı olun."

---

Bahar sinirden delirmek üzereydi. Dedesini ikna edemediği gibi söyleyecek o kadar çok şeyi yutmuştu ki, bu onu daha beter hale getirmişti.

"Bahar sakin olur musun?" Sinan Bahar'ın elinde ki anahtarı alıp, kapıyı açtı. Bahar açılan kapıyla içeri girip, çantasını rastgele bir yere fırlattı. Ayakkabılarını çıkarıp, yalın ayak içeri doğru ilerlerken, Sinan da onu takip ediyordu. Sinan da sinirliydi ama Bahar'ın bu kadar kendini germesine anlam veremiyordu. Bahar koltuklardan birine kendini atmıştı. Sinan da onun gibi diğer koltuğa oturup kardeşini izlemeye başladı. 

"Bahar iyi misin?" Bahar bakışlarını ikizine çevirip, susması için sert bir şekilde baktı. Sinan kendini koltukta geri doğru yaslayıp, gözlerini devirdi. Sanki kendisi  evleniyordu. 

"Dedem cidden çok ters bir adam!"  her ne kadar ikiz kardeşi ona susmasını işaret etse de Sinan kendini asla tutamıyordu.

"Evet herkes kız çocuklarını evlendirmek için delirirken, bizim dedemiz erkek torunlarını yirmi beşinden sonra bekar kalmasına katlanamıyor!"  diye çıkıştı Bahar.

"Ailenin tek kızı olarak bizi savunduğun için nasıl mutluyum anlatamam sana Bahar'ım!" Bahar ikizinin alay dolu sesini sinir olurken, hızla oturduğu yerden doğruldu.

"Sen beni daha ne kadar sinir etmeyi düşünüyorsun acaba Sinan?" Sinan omuz silkip, oturduğu yerden kalktı.

"Bu gece senin yatağında yatıyorum  canımın yarısı. Eğer çok uykun gelirse yanıma kıvrılabilirsin." Bahar ikizinin arkasından gülüp başını sallarken,  Sinan çoktan Bahar'ın odasının yolunu tutmuştu. Bahar oturduğu yerden kalkıp mutfağa ilerledi. 

Kahve suyu koyup suyun kaynamasını bekledi. Kahvesini ayarladıktan sonra kahvesiyle beraber balkonuna ilerledi.  Cebinden telefonu çıkardıktan sonra balkonda ki sandalyelerden birine oturdu. Elinde ki kupasını masanın üzerine bırakıp, telefondan abisinin numarasına tıkladı. Şu an kesinlikle ihtiyacı olan tek şey abisinin sesiydi. Telefon bir kaç çalıştan sonra açılmıştı.

"Bahar, bir şey mi oldu bu saatte aradın?" Bahar abisinin sorusuyla saate bakma ihtiyacı duyarak elinde ki telefondan saate baktı. Saat gecenin üçüydü. Kendisi o kadar alışıktı ki uyumamaya, herkesi kendisi gibi hiç uyumuyor sanıyordu.

"Uyuyor muydun abi?" diye sordu mahçup bir sesle.  "Eğer uyuyorsan kapatayım, seni uykundan alıkoymayayım." diye devam etti. Diğer taraftan birkaç hışırtılı ses gelse de abisinin sesini duyamamıştı. Saniyeler sonra abisi konuşmaya başladı.

"Yok güzelim, sen söyle ne oldu bu saatte aradın?" Bahar bakışlarını elinde ki kupaya çevirirken, gözlerinde  yaşlarının süzüldüğünü hissetti. 

"Abi..." diye fısıldadı sessizce. "Bugün... O gün..."

***
Yeni bölümü nasıl buldunuz?













Çiçekler de ÖlürHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin