⭕23

15.8K 700 70
                                    

 Bahar beyninin içinde yankılanan sesi algılamakta güçlük çekiyordu.Gözlerini yavaş yavaş açıp bakışlarını tavana dikti. Kulağını tırmalayan bu sesin sahibini anlamaya çalışırken kaşları çatılmıştı. En son kapının alacaklı gibi çalındığını anlayınca derin bir of çekip, yataktan kalktı. Komidinin üzerinde duran saate baktığında saatin sekize geldiğini gördü. Kimdi bu saatte kapısını deli danalar gibi çalan?

Yatağından çıkıp hızla kapıya ilerledi. Kapının önüne geldiğinde kapıyı çekip, kapının önünde ki densize baktı çattığı kaşlarla.

"Ne o öyle deli danalar gibi çalıyorsun kapıyı Sinan?" diye söylendi sinirle. Sinan elini iki yana sallayıp, Bahar'ı itti.

"Konuşmamız lazım." Bahar gözlerini yumup sabır diledi. Dudaklarını içer gömüp kapıyı kapattığı gibi Sinan'ın arkasından ilerledi.

"Niye sabahın bu saatinde konuşuyoruz? Hem de benim izinli olduğum bu güzel günde?" Sinan gözlerini devirip, elinde ki çantadan bir dosya çıkardı. Bahar'ın gözüne sokar gibi havaya kaldırıp konuştu.

"Şu öğretmeni tarafından istismara uğrayan kızın davası için geldim. Öğretmen yakalanmış ve yarın hakim karşısına çıkacak." Bahar şimdi tam ayılmıştı. Hızla Sinan'ın oturduğu koltuğun karşısına oturdu.

"Nasıl bulunmuş? Nerede bulunmuş? Nerede bulunmuş?" Bahar hala sorularını sıralayacaktı fakat, Sinan elini havaya kaldırıp susmasını işaret etti.

"Susarsan eğer anlatacağım. " Bahar başını sallayıp devam etmesi için eliyle işaret edince Sinan anlatmaya başladı. "Adamı çalıntı bir arabayla Silifkeden çıkarken yakalamışlar. Dün akşam olmuş olay, polisler hemen emniyete almış adamı. Şimdi sorguda, yarında hakim karşısında."

"Şerefsiz bir de kaçarken mi yakalanmış?" derken gözleri seğiriyordu Bahar'ın. Sinan başını usulca salladı. "Ne olacak şimdi peki?" Bahar'ın sorusuyla iç çekti Sinan.

"Ne olacak, yarın davada Arda bey olacak, en büyük cezayı alması için elinden ne geliyorsa yapacağını söyledi." Bahar başını sallayıp, başını ellerinin arasına aldı.

Uzun süre düşündü, o kızın durumunu. Kim bilir ne durumdaydı. Eğitim hayatı bile bitmiş olabilirdi. Daha 15 yaşında bir kızdı sonuçta. Uzun süre dışarı çıkamayacak, aynaya bakamayacak, konuşamayacaktı. Kızın hayatını bitirmişti o öğretmen olacak alçak herif. Beş dakikalık zevk için değer miydi ki bir kızın hayatının karartmaya. Bir de bu daha çocuktu çocuk.

"Bahar." Bahar Sinan'ın seslenişiyle bakışlarını ona döndü. "Okulun sahibi bu olayda adının geçmesini istememiş ama sen dinlememişsin. Adam sana dava açmış." Sinan elinde ki kağıdı Bahar'a uzatınca Bahar'ın dudaklarının arasından 'Hah!' diye bir nida çıkmıştı.

"Kendi ayıplarını kapatmak için beni mi hedef almışlar?" dedi sinirli bir şekilde. Sinan'ın elinde ki kağıdı alıp göz gezdirdi.

"Biraz söz dinlesen ne güzel olur." Sinan'ın homurdanmasıyla başını kağıttan kaldırdı Bahar.

"Ben doğru olanı yaptım. Eğer bundan şüphen varsa, bu senin sorunun." Sinan gözlerini devirip, oturduğu yerden kalktı.

"Bahar, sen bu işe başladığından beri bu kaçıncı dava? Bari benim tamamen avukat olmamı bekle. Arda bey de yoruldu çünkü senin başında ki olayla kapatmaya çalışmaktan." Bahar sinirle ayağı kalktı.

"Zorla mı yaptırıyorum ben? İstemiyorsa yapmasın avukatlığımı!" diye çıkıştı. Sinan nefesini dışarı savurup, sehpanın üzerinde ki çantayı eline aldı.

Çiçekler de ÖlürHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin