BİR GÜNDE İKİ BÖLÜM :) HANGİ YAZAR YAPIYOR BUNU YAHU??
ŞARKIYI BERZAN&AYLİN'E İTHAF EDİYORUM. SİZ DE BERZAN VE AYLİN'İN KISMINI OKURKEN DİNLEYEBİLİRSİNİZ....
SERTAP ERENER: YANARIM
KEYİFLİ OKUMALAR...
*
Bahar oturduğu sandalyede ellerini önünde ki gri masada birleştirmişti. Gözleri karşısında duran arkası görünmeyen camdaydı. Şimdi orda kim vardı? Bakışlarını oradan çekip ellerine döndü. Uzun zamandır kendini bu kadar hafiflemiş hissetmiyordu. Boş odanın kapısı açılınca bakışları kapıya döndü. Belki de beklediği son kişiydi. Kalbi gördüğü kişinin verdiği tepkiyle hızla atmaya başlamıştı. Gelen Rumet'di.
Rumet elinde ki dosyayı masaya fırlatır gibi atıp, Bahar'ın karşısında ki sandalyeye attı kendini. Bakışlarını bir türlü gözlerine dikemiyordu. Bahar bunu fark ettiğinde kalbinde büyük bir yükün meydana geldiğini hissetti. Gözleri dolarken bakışlarını önüne çevirdi.
"O gece neler olduğunu anlat. Harfi harfine..." Rumet'in despot sesi kulaklarını doldurduğunda yutkundu. Bunu... Ona nasıl anlatacaktı ki? "17 Haziran gecesi o otel odasında ne işin vardı mesela? Önce ondan başlayalım." Sesinde ki sinirli tonu hissetmişti Bahar. Bakışlarını kaldırıp karşısında ki adama döndü. Rumet'in bakışları önünde duran dosyadaydı.
"O adamın elinde gündem yaratacak çok büyük bir haber vardı. Bu yüzden ordaydım." dedi. Sesi çok bitkin çıkmıştı. Rumet sesine karşı yutkunsa da dönüp yüzüne bakmadı.
"Ne oldu peki orda? Neden adamın başına vurdum." Bahar sağ elinde ki baş parmağında ki etleri tırnağıyla kazımaya başladı. Bakışları ellerindeydi.
"Bana saldırdı... Ben de kendimi korudum." diye mırıldandı. Hala baş parmağında ki ölü etleri kazıyordu.
"Neden saldırdı peki?" Bahar duyduğu bu soruyla tırnağını daha bir derine geçirdi. Bu adam ne soruyordu ona?
"Bilmiyorum. Sarhoştu zaten." diye mırıldandı.
"Sarhoş bir adamın odasında ne işin vardı peki? Bir haber senin için bu kadar önemli mi?" Bahar tırnağına bu kez daha sert geçirdi ve bu parmağının kanamasına neden oldu. Parmağında kırmızı kan usulca aksa da o, tırnağını geçirmeye devam ediyordu. Bu adam, tanıdığı adam mıydı?
"Önemliymiş demek ki." diye söylendi sinirle. Bir anda elinin üzerinde hissettiği elle başını kaldırdı. Rumet, tırnağıyla kazıdığı eli itip, diğer eli ellerinin arasına almıştı. Bir elini cebine atıp bir peçete çıkardı, elinde ki peçeteyi Bahar'ın kanayan parmağına sarıp, sımsıkı tuttu. Camın arkasında onları izleyen amirlerini umursamadan bakışlarını içeri geldiğinden beri ilk defa sevdiği kadının gözlerine dikti. Gözleri dolu doluydu. Bahar bunu fark ettiğinde yutkunmadan edemedi.
"Hiç bir şey.... Bu hayatta ki hiç bir şey senden önemli değil Çocuk. Bunu unutma olur mu?"
*
Berzan oturduğu bankta derin bir nefes alıp, bakışlarını gökyüzüne çevirdi. Kendini ilk deha bu kadar hafiflemiş aynı zamanda öfkeli hissediyordu. Bakışlarını gökyüzünden çekip, karşı tarafa döndüğünde gördüğü yüzle öfkesinin arttığını hissetti. Oturduğu yerden kalkıp, emniyettin kapısına ilerleyen karısına ilerledi. Yanına geldiğinde kolunu tuttuğu gibi kendisine dönmesini sağladı.
"Senin ne işin var burda?" diye sordu. Sesinde ki saf öfke Aylin'i şaşırtmıştı. Berzan'ın sıkı sıkıya tuttuğu kolu çekmeye çalıştıysa da başaramamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çiçekler de Ölür
Fiction générale"Sonra bir gün balkondan sarkan küçük bir kız çocuğu kalp ritmimi değiştirdi." Bakışlarını üst üste duran ellerinden çekip, Bahar'ın yüzüne dikti. "Ama ben ona dokunamıyorum bile." Dolunayın aydınlattığı gecede Bahar'ın gözünden akan bir damla yaş...