⭕33

13.3K 589 75
                                    

 KEYİFLİ OKUMALAR. Satır arası yorumlarınızı bekliyorum

---

Aylin açık bıraktığı saçlarını sinirle arkaya atıp, çantasında ki dosyayı çıkardı. Bu sıcakta hangi akılla saçlarını açık bırakmıştı ki? Karşısında duran kadına küçük bir gülümseme sunup elinde ki dosyayı kadına uzattı.

"Ben Aylin Karca Güngör, iş başvurusu için gelmiştim." Kadın gülümseyip dosyayı eline aldı. Aylin derin bir nefes alıp, bakışlarını etrafta gezdirdi. Özel bir psikiyatrist  polikliniğiyi burası. Kendini burada geliştireceğine inanıyordu.  Beyaz ve grinin ağırlıklı olduğu poliklinik ona iyi gelecekti

"Deniz bey birazdan burada olur efendim, isterseniz şurada oturup bekleyebilirsiniz." Aylin kadının söyledikleriyle başını usulca sallayıp beyaz deri tek kişilik koltuklardan birine oturdu. İstemsizce bakışları saatte gitti. Saat 10'a geliyordu ve adam hala ortalıkta yoktu. Sorumsuz bir patronla çalışmak istediği son şeydi. Derin bir nefes alıp bakışlarını ellerine çevirdi. Yaklaşık bir saat önce olanlar aklına doluştu yine.

Berzan... ne yapmaya çalışıyordu anlamıyordu. Onca yaptıklarından sonra bu yaptıkları cidden kafasını karıştırıyordu. Ona karşı bir şeyler hissediyor olma olasılığı aklına bile gelmezken, şimdi sürekli bunu düşünüyordu. Belki de... neden olmasındı ki? Aylin güzel kadındı. Mavi gözleri, uzun saçları, beyaz teni, düzgün fiziği ile gerçekten dikkat çeken biriydi ama... Amalar vardı işte. Berzan dış görünüşe önem veren biri değildi ki. Eğer dış görünüşe önem vermiş olsaydı şimdiye kadar ona aşık olmaz mıydı? Olurdu. Kendini beğenmişlik değildi bu, kendinin farkında oluşuydu bu. 

Berzan, Aylin'i  dış görünüşünden değil, yapısından dolayı sevmiyordu.

Aylin bencildi.

Aylin kötüydü.

Aylin onu sevdiğinden ayırmıştı. 

Aylin ona hayatı zindan etmişti.

Aylin onu ateşe atmıştı....

Bu kadar çok şey yapmışken ona, kalkıp onu sevmesi de beklenmezdi zaten. Bakışlarını ellerinden çekip çantasından telefonunu çıkardı. Berzan'ı düşünmek cidden akıl sağlığına iyi gelmiyordu. Telefonun kilidini açtığında gözüne çarpan Berzan'ın attığı mesajdı. Dudaklarını kemirdi Aylin. Açıp açmamakta kararsız kaldı ama isminin üzerine tıklayıp mesajı açtı.

Ciddiyim Aylin; Senden de, bizden de vazgeçmeyeceğim!

Aylin derin bir nefes aldı. Cevap verip vermemekte kararsız kalsa da cevap vermekten kendini alamadı.

Ben vazgeçtim. Senin yaptığın, yapacağın hiç bir şey umurumda değil!!

Aylin telefonu kapatıp tekrar çantasına attı. Berzan'ı düşünmek istemediği her saniye bir şekilde kendini ortaya atıp tekrar aklını karıştırmasına neden oluyordu. Bakışları fayanslara dönerken, kapı sesiyle bakışları kapıya döndü. Arkası dönük bir adam geniş omzunu saran beyaz gömleği bakış açısına girdi önce. Daha sonra adam ona doğru dönünce gördüğü deniz mavisi gözlerle kaşlarını çattı. Bu gözleri bir yerlerden hatırlıyordu. Oturduğu yerden kalktı, adamda ona yaklaşmıştı. Eliyle kendisini işaret etti adam. Yüzünde kocaman bir gülümseme vardı.

"Hastam mı olacaksın yoksa? Bence de çok mantıklı bir karar."  Aylin kaşlarını çattı. Şimdi hatırlamıştı adamı. Deniz kenarında ona derdini anlattığı o adamdı. Deniz gözlü adam...

"Hasta olarak değil, çalışmak için geldim." dedi Aylin dudaklarını içe doğru gömerken. Adam gülüp başını iki yana salladı.

"Tabii, ama önce senin derdini çözmemiz lazım. Bu arada ben Deniz Çağlar." diyerek elini uzattı yeni patronu. Aylin belli belirsiz bir gülümsemeyle ellerini elbisesine sürtüp elini tuttu.

Çiçekler de ÖlürHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin