Elinde ki telefonu avuçları arasında çevirirken, yanında duran ikizine kısa bir bakış attı Bahar. İş çıkışı ilk işi hastaneye gelmek olmuştu. Dedesini birazdan uyandıracaklardı. Karşısında abisi ve yanında babası duruyordu. Halası ve kuzeni Mert ise Sinan'ın diğer tarafındaydılar. Aylin dışında herkes buradaydı. Aylin ise öğretmeni tarafından istismara uğrayan öğrencinin yanındaydı.
"Ne zaman uyandıracaklar?" Bahar yanında ki kardeşine göz devirip oturduğu yerden kalktı. Yorgunluktan ölüyordu belki ama yerinde de duramıyordu. Sinan'ın sorusuna kimse cevap vermemişti belki ama, koridorda dedesinin doktorunu görünce Sinan da sorduğu sorunun yanıtını almıştı. Doktor ve yanında ki bir hemşireyle beraber yoğun bakım odasına girdiklerinde herkesin bakışları camın diğer tarafında duran Yakup beydeydi. Dakikalar sonra Yakup bey gözlerini açmıştı. Pencerenin önünde duran herkes birbirlerine sarılırken, en çok rahatlayan kesinlikle Berzandı.
Berzan'ın bakışları Aylin'i arasa da bulamamıştı. Etrafta biraz daha bakıp göremeyince onu aramak için hızla oradan ayrıldı. Katları tek tek arasa da bulamayınca en son bahçeye indi.
Bakışları bahçeyi taradı bir süre. Sonra en köşede oturan karısını gördü. Adımları ona doğru gitmeye başladı. Aylin çok kötü görünüyordu. Sabahtan bu yana o kadar çökmüştü ki, Berzan kendine lanet etmeden duramadı. Yüzü çökmüş, ışıl ışıl yanan gözlerinin feri sönmüştü adeta. Yanına yaklaştığında Aylin onu fark etmemişti bile.
"Aylin." Berzan'ın sesiyle irkilen Aylin, bakışlarını yanında duran adama çevirdi.
"Bir şey mi oldu?" diye sordu endişeyle. Berzan başını iki yana sallayıp konuştuk.
"Yok, dedem uyandı sadece." Aylin usulca başını sallayıp bakışlarını tekrar yere çevirdi. Şuan Yakup beyi görecek yüzü yoktu. İyi olduğunu bilmek bile iyi gelmişti ama.
"O kız nasıl?" Aylin Berzan'ın bahsettiği kişiyi anlamıştı.
"Kötü." Aylin'in kısa cevabına karşı iç çekti Berzan.
"Peki sen... Sen nasılsın?" Berzan, Aylin'in yüz ifadesini incelemeye başladı. Yüzünde ki ifade büyük bir hüzün kaplamaya başlamıştı.
"Gerçekleri mi duymak istiyorsun yoksa vicdanını mı rahatlatmak istiyorsun?" Berzan Aylin'in söyledikleriyle duraksadı bir an. Bu cevabı beklemiyordu. Yeşillerini Aylin'in mavilerine dikerken yutkunmadan edemedi.
"Gerçekleri duymak istiyorum." Aylin'in yüzünde belli belirsiz bir gülümseme belirdi.
"Bazı kararlar aldım..." Berzan'ın kaşları çatılsa da umursamadan devam etti Aylin. "Seni unutmak gibi. Bu yüzden olsa gerek, kendimi biraz hafiflemiş hissediyorum."
****
Bahar, kolunu doladığı Sinan'ın omzuna başını yaslarken, Ahmet bey babasının yanında dikilmiş, doktorun söylediklerini dinliyordu. Doktor kendine dikkat etmesini ve stresten uzak durmasını söyledikten sonra odadan çıkınca Bahar başını ikizinin başından kaldırıp dedesinin yanına ilerledi.
"İyi misin dede?" Yakup bey bakışlarını Bahar'a çevirerek yorgun bir gülümseme ile konuştu.
"İyiyim çok şükür." Bahar da dedesi gibi gülümsedi. Yaklaşık yarım saat boyunca sohbet ettikten sonra Yakup bey konuştu.
"Sinan, tamam. İstemediğin bir evlilik için seni zorlamayacağım." Odada ki herkes susmuş ve bakışları Yakup bey ile Sinan arasında gidip gelmişti. Yakup bey devam etti "Eğer Berzan boşanmak istiyorsa da... Boşansın." Yakup beyin son söylediği şey resmen odada bomba etkisi yaşatmıştı. Berzan'ın yıllardır istediği bu istediği şeyi, dedesinin şimdi hiç hesapta yokken dile getirmesi herkesi şaşırtmıştı. Ahmet bey herkesin bu şaşkın halini umursamadan babasının omzuna elini koyarak konuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çiçekler de Ölür
Ficción General"Sonra bir gün balkondan sarkan küçük bir kız çocuğu kalp ritmimi değiştirdi." Bakışlarını üst üste duran ellerinden çekip, Bahar'ın yüzüne dikti. "Ama ben ona dokunamıyorum bile." Dolunayın aydınlattığı gecede Bahar'ın gözünden akan bir damla yaş...