"Si.. Sinan?" Bahar şaşkınlığını atar atmaz içeri doğru bir adım atacakken, güçlü bir el tarafından durdurulmuştu. Bahar elin sahibine bakarken, Kuyu gözlü adamın odak noktası tam karşısında duran ikiz kardeşiydi.
"Ya bıraksana kolumu hırsız değilmiş işte!" diyerek kolunu çekti. Kuyu gözlü adam çatık kaşlarla kapının önünde onlara bakan adamı seyrediyordu.
"Tanıyor musun sen bu adamı?" Bahar başını olumlu anlamda sallayınca, Kuyu gözlü adam Bahar'ın kolunu bıraktı. Bahar bakışlarını Sinan'a çevirip, sinirle konuşacakken, Sinan ondan önce davrandı.
"Bu adam kim Bahar'ım, çiçeğim?" Bahar tekrar yanında duran adama kısa bir bakış atıp, tekrar Sinan'a döndü. Kuyu gözlü adam silahını beline geri koyarken, onları dinlemeden de geri kalmıyordu.
"Komşu!" Sinan tek kaşını kaldırıp, bir adım öne atılacakken, ayağına takılan şeyle başını eğdi. Bahar'da refleks olarak bakışlarını yere döndürdü. Bahar gördüğü şeyle başını kaldırırken, aynı anda Sinan'da başını kaldırmıştı. İkisi de göz göze gelince, Sinan elini kaldırdı.
"Suç ben de değil! Suç komşunda!" diyerek Kuyu gözlü adamı gösterdi Sinan. Kuyu gözlü adam ne suç işlediğini anlamazken, Bahar gözlerini yumup, sinirle derin bir nefes aldı.
"Geç içeri geç! Safı ziyansın."
"Onu bunu bırak da sen soruma cevap ver önce, senin Süleyman amca dışında bir polis komşun mu vardı?" Bahar yanında ki adam kısa bir bakış atıp, omuz silkti.
"Yeni taşındı. Hadi geç içeri yorgunsundur sen şimdi." diyerek ikizini içeri yollamaya çalıştı ama Sinan onu umursamayıp, karşısında ki adama elini uzattı.
"Sinan ben. " Karşısında ki adam bir Sinan'a bir eline baktı. Bir süre sonra Sinan'ın havada ki elini tutup, sıktı.
"Rumet." Bahar adamın adını öğrenmenin verdiği rehavetle bakışlarını tekrar adama çevirdi. Bakışları hala ikiz kardeşinde olan adam sıktığı eli bırakıp, Bahar'a bir baş selamı verdi ardından arkasını dönüp kendi dairesine ilerledi.
Bahar Sinan'a içeri geçmesini işaret edince Sinan da onu ikiletmeden içeri geçti. Yerde duran tencereyi alıp, o da Sinan gibi içeri girdi. Tencereyi mutfağa koyup, kapının önünü temizlemek için gerekli malzemeleri aldıktan sonra Sinan'a seslendi.
"Sinan pizza söyle!" Sinan olumlu bir kaç şey söyleyince temizliğe girişti Bahar.
***
Bahar önünde ki pizzadan bir dilim alıp yerken, Sinan sadece onu izliyordu. Bahar bakışlarını ikizine çevirip, 'ne var?' der gibi sallayınca Sinan zoraki bir şekilde gülümsedikten sonra ellerini bir birine sürttü.
"Sorun ne Sinan?" Bahar elinde ki yarım pizzayı sehpanın üzerinde ki pizza kutusuna koyarken sormuştu.
"Şimdi Canımın yarısı, ben niye geldim biliyor musun?" Bahar gözlerini devirip alayla güldü. Sehpanın üzerinde ki kolayı alırken, konuştu.
"Kesin bir şey yaptın babam da seni evden kovdu." bu sefer alayla bakan Sinandı.
"He aynen öyle oldu. Ya kızım dedem beni evlendirmek istiyor!" Bahar duyduğu şeyle ağzının içinde ki tüm kolayı püskürttü. Sehpanın üzerinden bir peçete alıp ağzını silerken, hızla ayağı kalktı.
"İzin vermiyorum ya! Abimi zaten zorla evlendirdi, şimdi sıra sende mi?" diye sinirle bağırdı.
"Benden sonra da sen de gibi görünüyor!" Bahar sinirle kardeşine çevirdi bakışlarını.
"Ne be! Yalan mı?"
"Babam bir şey demiyor mu?" diye söylendi geri yerine otururken.
"Söyledi. Daha askerliğimi yapmamışım, ondan sonra neden olmasınmış?" Bahar çatık kaşlarla dudaklarını yemeye başladı. Dizlerini titretirken, sinirden delirmek üzereydi.
"Ama daha çok gençsin sen ya!"
"Dedem benim yaşımdayken, babam üç yaşındaymış." diye mırıldandı. Bahar dudaklarını aralayıp, konuşacakken tekrar kapattı. Cidden dedesi delirmişti. Herkes kızlarını erkenden evlendirme derdindeyken, dedesi tüm erkek kuzenleriyle beraber abisinin de istemediği evliliklere zorluyordu. Oturduğu yerden kalkıp, salonun içinde volta atmaya başladı.
"Kimle evlendirecekmiş seni?" diye sordu kardeşine dönerken. Sinan yüzünü buruşturup, cevap verdi.
"Derya ile."
"Hangi Derya?" Bahar hatırlamak ister gibi kaşları çatılmıştı.
"Ya hani var ya levent dedenin torunu! Lisedeyken peşimden ayrılmayan kız!" Bahar yüzünü buruşturup, üzgünce kardeşine baktı.
"Kimin bedduasını aldım ben ya?" diye homurdandı Sinan.
"Abim ne diyor peki?" Sinan başını iki yana sallayıp derin bir nefes aldı.
"Ortalığı birbirine kattı.'Benim başımı yaktınız, kardeşimin başını yakmanıza izin vermem' diye. Bi de Aylin de oradaydı. Çok kötü oldu yani." diye mırıldandı. Aylin... Abisinin zorla evlendirilen yengesiydi. Soluk mavi gözlü, uzun siyah saçlı, güzeller güzeli yengesi. Üç yıldır evli olmalarına rağmen abisi ona karşı hiç bir şey hissetmiyordu. Dedelerinin 'bir çocuk olsa araları düzelir!' demelerine rağmen çocuk yapmamışlardı. Herkes bilmezdi ama Bahar bilirdi. Her gece ayrı yattıklarını. Çünkü onlar kardeş değil, dostlardı. Onlar sırdaşlardı. Nasıl ki abisi Bahar'ın her sırrını biliyorsa, Bahar da abisinin her sırrını bilirdi. Zaten abisi ve ikizi dışında kimi vardı ki bu hayatta?
"Ne yapacaksın peki?"Sinan 'Bilmem!' der gibi omuz silkti.
"Abim niye gelmedi?" diye tekrar bir soru yöneltti kardeşine.
"Yarın çok önemli bir toplantısı varmış, ona hazırlanması lazımmış." diye cevap verdi Sinan. Bahar başını olumlu anlamda sallayıp, hızla odadan çıktı. Sinan kardeşinin bu hareketine anlam veremezken, oda hemen peşine düştü. Bahar kapının önünde duran ayakkabısını hızla giyip, çantasını eline aldı.
"Nereye gidiyorsun?" Sinan ona yaklaşmıştı.
"Dedeme!" diye sinirle söylendi. Kapıyı açıp çıkarken, Sinan hızla harekete geçti.
"Ne? Saçmalama!" Sinan hızla ayakkabısını ayağına geçirdi. Bahar kardeşinin söylediği şeyle hızla geriye dönüp, konuştu.
"Ne saçmalaması Sinan? Yeter artık bu adamın her şeyimize burnunu sokması." Bahar merdivenlere yönelip, hızla aşağıya inmeye başlamıştı bile. Sinan kapıyı hızla çekip, kardeşinin peşine düştü.
"Ya abim bile ikna edemedi, sen nasıl ikna edeceksin! Adam kafaya koymuş bir kere!" Bahar bir an duraksayıp, arkasını döndü. Kardeşi endişeli bir şekilde kendisine bakıyordu. Bahar istemsiz bir şekilde gerildi. Dedesi cidden çok düşüncesizdi. İndiği basamaklardan bir kaç tanesini tırmanıp, ikizinin hemen karşısına geçti.
"Ben de Bahar isem bu evlilik olmayacak!"
*
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çiçekler de Ölür
Fiction générale"Sonra bir gün balkondan sarkan küçük bir kız çocuğu kalp ritmimi değiştirdi." Bakışlarını üst üste duran ellerinden çekip, Bahar'ın yüzüne dikti. "Ama ben ona dokunamıyorum bile." Dolunayın aydınlattığı gecede Bahar'ın gözünden akan bir damla yaş...