12 - Akşamki parti için hazır mıyız gençler?

763 88 16
                                    

"Akşamki parti için hazır mıyız gençler?"

Levent brunch için annesinin evine geçti. Akşamki partiye Sena'da gelecekti ve Amerika'dan döndüğünden beri ilk defa görüşmüşlerdi. Sena ve Levent kuzenden öte kardeş gibiydi. Beraber büyümüşlerdi. Levent en büyük çocuk olmasından dolayı hep kardeşlerini korumakla uğraşmış onların dertlerine koşmuştu. Sena'da onun için bir abla gibiydi. Aynı yaşıt olsalar da aralarında bağ çok kuvvetliydi. Sena ile ikisinin birbirinden en büyük fark Levent ailesini severdi. Ama Sena ailesinden nefret ediyordu. Özellikle annesinden...

"Kuzi seni çok özledim" dedi Sena, Levent'i görür görmez sarılarak "Bu ne yakışıklılık?"

"Neredeyse bir aydır Amerika'da olmasaydın bu denli özleyemezdin" dedi Levent sıkıca sarılarak. Sena İstanbul'a dönmüş olmasına rağmen ikili iş yoğunluğundan görüşememişlerdi. Sena genelde kafası estiği yere gittiği için sorumluluklarını çok fazla düşünen biri değildi. Amerika'ya gidip birkaç ay orada yaşamak istemişti, canı sıkılınca da Türkiye'ye dönmüştü. "Anlat bakalım neler yaptın?"

"Ben ne anlatacağım asıl sen anlat" dedi Sena kahvaltı masasına geçerek "Sevgili yapmışsın, Meriç resmini gösterdi"

Sena bu lafı küçümser gibi söylemişti. Çünkü daha resminden bile Hicran'ı kuzenine yakıştırmamıştı. Ama tanışana kadar içindekileri tutmaya karar verdi. Levent'e ters bir şey demek istemiyordu. Ona değer veriyor, her daim yanında oluyordu. Birbirlerine kızsalar da asla araları kötü olmuyordu.

"Sende ne var ne yok kuzen?" dedi Levent imalı bir sesle.

"Her şey yolunda canım ne olsun" dedi Sena gülümseyerek. "Gayet iyi durumdayız"

Levent'in iması kuzeninin uzun ve hastalıklı ilişkisineydi. Sena'nın uzun zamandır birlikte olduğu ve ne yaparsa yapsın kopamadığı bir erkek arkadaşı vardı. Kendisi kadar zengin olduğu için kimse bu ilişkiye çıkar ilişkisi olarak bakamıyordu. Ve kimse de mantıklı bulmuyordu. Defalarca ayrıl barış, fiziksel darp, psikolojik şiddet... Herkes bu ilişkiye itiraz etse de Sena ilişkisinden vazgeçemiyordu. Levent'in eniştesi eğer ayrılmazsa mirasından çıkaracağını dahi söylemişti ama Sena onu bırakmamıştı. Üstüne ayrıldığını söyleyip sevgilisiyle Maldivler'e tatile bile gitmişti.

"Burak ile sorunlarımızı aştık" dedi Sena teyzesine dönerek. "Hepiniz karşısınız farkındayım. Ama o gerçekten beni seviyor, hem biz neredeyse üç senedir birlikteyiz. Artık ikimizi kabullenseniz"

"Ben ağzımı açmıyorum" dedi Seçil kesin bir dille. "Annen sırf seni korudum diye bana demediğini bırakmadı. Üstüne üstelik diğer dediklerini hatırlamak bile istemiyorum. Babamın onu mirasından çıkarmasının suçunu da bana attı"

Seçil ve ablası Gülseren arasındaki sürtüşme çocukluklarına varıyordu. Seçil ailenin ikinci çocuğuydu. Bir erkek kardeşleri vardı ancak küçük yaşta boğularak ölmüştü. Ablası herkese küçük kardeşlerini Seçil'e emanet ettiğini ancak onun kardeşine sahi çıkmadığı için öldüğünü söylüyordu. Yıllar boyu kız kardeşini suçlasa da Seçil o zamanlar henüz on yaşında olduğu için küçük bir çocuğun sorumluluğunu kimse ona bırakmazdı. Yıllar süren kavgalarının ana sebebi de bu gözükürdü. Çünkü erkek kardeşleri aslında Gülseren'e emanet bırakılmıştı ama o arkadaşlarıyla dışarı çıktığı için kardeşi havuza düşüp boğulmuştu.

Gülseren erken yaşta babasının rızası dışında bir evlilik yapması ve bunun üstüne bu evlilikten olan çocuğunu boşanınca eşinde bırakması babası ile arasındaki bağlantıyı koparmıştı. Sonradan iki evlilik daha yapması da ailesiyle arasını tamamen açmıştı. Ne kadar yalandan görüşüyor olsalar da babasının ölmeden mirasını açıklaması ile tamamen bağlarını koparmışlardı. Aslında babaları Gülseren'e kızdığı kadar Seçil'e de kızıyordu. Çünkü o da istemediği bir evlilik yapmıştı. İki kızı da onu ezip geçtiği için ikisine de ölmeden ceza vermek istemişti.

BÜYÜK SIR, KÜÇÜK YALANLAR (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin