BÜYÜK SIR, KÜÇÜK YALANLAR (TAMAMLANDI)

31 - Sanırım arayacak senden başka kimsem yokmuş

'Sanırım arayacak senden başka kimsem yokmuş'

Merve sosyal medyada fake bir hesaptan Sarah'a ait olduğunu belli olan birkaç resim ve video paylaşmıştı. Onca söylediği şeyden sonra arkadaşına bir kazık daha atmak istemişti. Genç bir adama kucak dansı yaparken çekilmiş görüntüler internette 'Seksi sarışın kızdan şov' adı altında binlerce kez paylaşılmıştı. İnternete düşen sadece Hicran değildi artık. Sarah'ın görüntüleri kendisini şok etmemişti çünkü Merve'nin ondan intikam almak istediğinin farkındaydı ama onla yüzleşmesi de gerekiyordu. Aralarında her neyse bir an önce bitmeliydi. Çünkü Sarah artık tüm işlerini bitirme kararı almıştı. Mezuniyet için kalan tüm işlemleri yapmış, diploması onay sürecine girmişti. Evindeki fazlalıkları atmış, hayatını temizlemek istemişti. Annesiyle arasındaki ilişkiyi tamamen bitirmiş, Berk'le ilgili olan tüm anıları da çöpe atmıştı. Geriye sadece babası ve Merve kalmıştı. Babasını İstanbul'a bu yüzden davet etmişti. Onunla da arasındakileri bitirecekti.

"O resimleri ve videoları Merve'nin paylaştığını herkes biliyor" dedi Aksu kafasını sonunda dava dosyalarından kaldırmıştı. Nihal meselesini onun kadar kimse düşünmese de bir aydır beyninin her köşesinde Nihal vardı. Hicran çayından bir yudum aldı. Bugün için farklı planları vardı ama Aksu onu çağırınca gelemeyeceği söylemek de istememişti. Aslında sabah erkenden Meriç'i görmeye gidecekti ama telefondaki konuşmalarından Meriç'in pek konuşma havasında olmadığını fark etmişti. Aksu'nun görüşme teklifini kabul edip Meriç ile konuşmayı akşam saatlerine bırakmıştı. Meriç'in üstüne gitmek istemese de birilerinin yardımını almaya mecburdu. Ve bunların üstüne arabası bozulmuş, yolda kalmıştı. Geldi mi her şey üst üste geliyordu. Levent'i görmemek için gizli saklı ortamlarda gezse de Aksu ile konuşmayı da özlemişti.

"Sarah'la bir kez konuştum. Ama beni tersledi" dedi Hicran. "Kimin kimle arkadaşlık edeceği elbette beni haddime değil ama bu kız neden kendisine bunu yapan biriyle arkadaşlık ediyor?"

"Valla bilmiyorum aslında mesaj attım, gelirse konuşuruz ama geleceğini sanmam" dedi Aksu ama kapıdan gireni fark edince lafını geri aldı. Sarah sert bir oturuşla masaya oturdu. Çantasından çıkardığı birkaç kitabı Aksu'ya uzattı. "Sanırım bunları senden ödünç almıştım. Geç oldu farkındayım"

Aksu kitapları alıp şöyle bir baktı. Kendisine ait olup olmadıklarını bile bilmiyordu. Teşekkür edip masanın üstüne bıraktı.

"Evi topladım, dolabın içinde buldum" dedi Sarah gözlüklerini düzelterek. Telefonunda bir şeylere bakıp Hicran'a döndü. "Gökhan ne durumda? Çağlar'ın söylediğine göre senin evde kalıyormuş"

"Kalıyordu ama Amerika'ya döndü" dedi Hicran sessizce. "Sen nasılsın?"

"Videoyu söylüyorsan. Sikimde bile değil" dedi Sarah garsona el sallayarak. Kahve sipariş etti. Umursamıyor gözükse de Hicran onun umursadığını biliyordu. "Merve paylaştı elbette biliyorum. Tipik Merve halleri alışkınım ben"

Söyledikleri ikisine de tatmin etmemişti. Ne kadar takmıyor gözükse de yüzünün şişmesinden sabaha kadar ağladığı belli oluyordu. Gözlerinin kızarıklığını güneş gözlüğü ile gizlemeye çalışsa da kurumuş cildi, yüzmüş şişi her şeyi gösteriyordu.

"Evi topluyordum dedin. Taşınacak mısın?" dedi Aksu şaşırarak. "O evi ne kadar sevdiğini biliyorum. İngiltere'ye falan mı gitmeyi düşünüyorsun?"

"İngiltere'ye değil ama bir yerlere gitmeyi düşünüyorum" dedi Sarah kahvesinden bir yudum alarak. "O evi gerçekten sevdiğimi bilen tek kişi sensin. Satın alırken senden aldığım yardımları unutamam"